2 Mart Darbesi’ni yaşayan Kürt siyasetçilerden Mahmut Alınak, “Bu mücadele gerici blok ile devrimci blok arasında dişe diş sürdürülen bir mücadeledir” dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Leyla Güven ve HDP Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları ile CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu, haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunması nedeniyle dün Meclis’te vekilliklerinin düşürülmesinin ardından tutuklanmalarına yönelik tepkiler sürüyor.
Kürt siyasetine yönelik ilk darbenin yapıldığı 2 Mart 1994’te Demokrasi Partisi (DEP) milletvekili olan ve 7 arkadaşıyla birlikte dokunulmazlıkları kaldırılarak cezaevine konulan Mahmut Alınak, milletvekillerine yapılanları MA’dan Adnan Bilen’e yorumladı.
94’de yaşananlar
1994 yılında DEP milletvekillerinin dokunulmazlıkların tartışıldığı meclis oturumunda Doğru Yol Partisi (DYP) Milletvekili Coşkun Kırca’nın kürsüye çıkarak kendilerine tehdit ettiğini hatırlatan Alınak, “Ben konuştuktan sonra Coşkun Kırca kürsüye çıktığında parmağını bize doğru uzatıp oldukça sert ve tehditkar bir dille; ‘Siz tek hakkınız susmaktır. Siz susarsanız ancak bu haktan faydalanabilirsiniz’ dedi. Bu konuşma sömürgeci beyazların siyah kölelere yaptıklarından farkı olmadığını gördüm. Yani bize ‘Kürdün sadece susma hakkı var. Konuşursanız vekil olsanız bile gideceğiniz yer hapishanedir’ mesajı veriliyordu. Ve sonrasında herkesin bildiği üzere apar topar meclisten alınarak götürüldük. O dönemin Meclis Başkanı Seyfi Oktay, ifadelerimizin TEM’de değil adliyede alınacağını taahhüt ettiği hatta bu durumun devletin aldığı karar olduğunu söylediği halde bizi TEM’e götürerek 13 gün boyunca orada tuttular” dedi.
Beyazlar ve siyah köleler
Daha mecliste dokunulmazlıkları tartışılmadan önce nereye götürülecekleri, hangi cezaevine konulacakları hatta koğuşun bile belirlendiğini ifade eden Alınak şöyle devam etti: “Ulucanlar Cezaevi 9 No’lu koğuşu günler öncesinde bizim için hazırlanmıştı. Bu da anlaşılıyor ki o dönem Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Doğan Güreş klikleri buna çoktan karar vermişlerdi. 2 Mart, 4 Kasım ve dün 4 Haziran darbesinde yaşananlar bire bir neredeyse aynı. O günden bugüne değişen tek bir şey olmadı. O dönem de dokunulmazlıklar birer formaliteydi bugün de aynı şekilde bir formalite. O dönemde Kürtlere yapılan aynıydı bugün de aynı. Yani sömürgeci beyazların siyah kölelere yaptıklarının aynını o dönem de Kürtlere yapılıyordu bugün de yapılıyor. O gün ki o zifiri karanlık bugüne kadar tüm hışmıyla devam etti, devam ediyor.”
Birleşik mücadele vurgusu
Bugün bedelin sadece Kürtlere değil tüm mazlum halkalara ödetilmeye devam edildiğini söyleyen Alınak, “Dün de bugün de siyaset yapmak mazlumlar için ateşten gömlek olmaya devam ediyor. Buna karşı Türkiye’deki tüm mazlum ve muhaliflerin birleşerek bu durumu ters yüz etmesi gerekiyor. Bunun için herkesin önünde tarihi bir görev var. Birleşirsek bunun altından kalkabiliriz. Ben asla bunun için bir karamsarlık beslemiyorum. Mutlaka istediğimiz özgürlüğü elde edeceğiz. Ama bazı siyasiler sadece Enis Berberoğlu’na bir haksızlık yapılmış gibi açıklamalar yapıyor. Herkes bunu bilmeli ki haksızlık kime yapılırsa yapılsın ve haksızlığı yapan da kim olursa olsun karşı çıkmak bizim insan olarak görevimizdir. Onlara çağrımız zulmün ortağı olmamalarıdır. Burada sadece siyasetçiler değil mazlum Kürt halkı ve diğer tüm mazlumlar haksızlığa uğradı. Bu haksızlığa karşı çıkmak insan ve demokrat olmanın bir gereğidir” dedi.
Başarıyla çıkacağız
HDP’nin dört bir yandan kuşatıldığını ifade eden Alınak son olarak, “HDP’nin siyaset yapması devlet zoru uygulanarak engelleniyor. Şuan tüm sokaklar işgal altında. HDP milletvekillerinin sokakta açıklama yapmaları bile engelleniyor. HDP’nin bu darbeye karşı tüm kesimleri kapsayacak sivil projeleri acilen hayata geçirmesi gerekiyor. Şunun bilinmesi gerekiyor ki, eğer sivil muhalefet 2 Mart darbesinde üzerine düşene yapsaydı, o haksızlığa, zulme karşı direngen bir tavır sergileseydi o faşist ve gerici siyaset bugün bu uygulamayı hayata sokamazdı. Bu mücadele gerici blok ile devrimci blok arasında dişe diş sürdürülen bir mücadeledir. Bu mücadeleden mutlaka başarıyla çıkmamız ve çıkacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ