Atabey’in Aram Yayınevi’nden çıkan ‘Hakikat Rejimi’ isimli kitabı, hakikati tanımlamak amacıyla genel bir epistemolojiyle işe başlamakta. Temel düsturu; ayaklanmak yetmez, var olanı değiştirmek için harekete geçmek şart.
Turan Uysal/Bolu F Tipi Cezaevi
Ergin Atabey’in “Hakikat Rejimi” isimli çalışması hakikati tanımlamak amacıyla genel bir epistemoloji sunmakla işe başlamakta. Hakikat rejimlerinin teorik düzlemi hakkında panoramik bir bakış sergiledikten sonra hakikat biçimlerinin tarihsel süreç içerisinde geçirmiş oldukları evreler irdelenerek mitolojik, dinsel ve pozitif bilimcilik adı altında yaşanan çarpıtmalar bir bütün olarak eleştiri süzgecinden geçirilmekte ve nasıl bir hakikat sorusuna güncellik bağlamında yanıtlar aranıyor. Ana eksenini Demokratik Modernite perspektifi üzerine oturtan eser, Kapitalist Modernite’nin arkasına gizlediği sırça duvarlarında çatlaklar yaratmak için de okurun eline Prometheus’un meşalesini vermekte. Temel düsturu şudur: Ayaklanmak yetmez, var olanı değiştirmek için eylemek, harekete geçmek şart! Yorumsama tekniğinden yararlanılarak kaleme alınmış olan “Hakikat Rejimi”nin bu anlamda klasik akademik disiplinerliğin kalıplarına sığmayacak içerikte ve zenginlikte olduğunu belirtmek gerekir. Bu açıdan bir yandan alışılagelen şablonlar yerle bir edilirken diğer yandan yeni ufuklar açılmakta, dimağa yeni fikirler taşınmaktadır.
Aşırı teorik saptamalardan ziyade her konunun kendi tarihselliği içerisinde yaşamla bağı kurularak anlatılması, anlatımı kuru ve didaktik olmaktan kurtarmakta. Okuması kolay, dili sadedir. Yorumları ise yoğun ve sarsıcıdır. Zira eser dünü ve bugünüyle bizleri anlatmakta. Bir şeyleri değiştirme iddianız varsa eğer, önce hakikat algınızı düzeltmekle işe başlayın, demektedir. Ezilenlerin umudu olan çağrıyı burada da en yüksek bir sesle duymaktayız. Alternatifli bir sorgulamadır bu ve söz konusu sorular karanlıkta bırakılmıyor. Şüphesiz yanıtlar kısmına daha derinlemesine inilebilirdi. Teorinin güncel pratikte daha güçlü karşılık bulması için daha somut ve doyurucu önermelere yer verilebilirdi. Genellemelerin özgün örneklendirmelerle bir fotoğrafa tam dönüştürülebilmesi, eseri bir yönüyle eksik bırakmakla beraber mekândan kaynaklı kısıtlar göz önünde bulundurulduğunda hayli başarılı bir çalışma olduğunu söylememiz gerekiyor. Dahası konuyla ilgili olarak kataloglardan çok az eser bulunmakta. “Hakikat Rejimi” var olan bu boşluğu giderme hususunda da önemli bir katkı sunmakta. Sonuç olarak, iletişim araçlarındaki akıl almaz gelişmeler, “algı yönetimini” için çok geniş imkanlar sunmakta. Yaşanmakta olan ve gitgide ürkütücü boyutlara ulaşan zihin çarpıtmalarına karşı duyarlı olmak ve mücadele etmek için mutlaka okunması gereken bir kitap. Daha önce “Devlet Dışı Toplum ve Demokratik Konfederalizm” adlı kitabı yayınlanmış olan Ergin Atabey’in Aram Yayınları tarafından yayınlanan “Hakikat Rejimi” isimli bu eserini okumanızda büyük yarar var.