Topraklarını bırakmak istemediklerini belirten Bazarcix’a bağlı Musolar Mahallesi muhtarı Taylan Sapan, ‘Yapılar nasıl bir süreçte tamamlanacağı noktasın ciddi endişelerimiz var. Çünkü burası Alevi-Kürt köyü’ diyerek gelecek konusunda endişeleri olduğunu söyledi
Mereş’in Bazarcix ilçesi kırsal mahallelerinde enkaz kaldırma çalışmaları henüz başlamazken, depremzedeler hala birçok ihtiyacını karşılayamıyor. Bazarcix’a bağlı Musolar (Payamlıbağ) mahallesinde, 143 ev yıkıldı, bazı evler de ağır hasarlı. Depremzedeler, seyyar tuvalet ve duş getirilmemesi nedeniye ihtiyaçlarını ya çadırların etrafında ya da ağır hasarlı evlerine girerek karşılıyor.
Yardımlar STK’lardan geldi
Musolar Mahallesi’nde yaralar ilk elden dayanışma ile sarıldı. Mahalle Muhtarı Taylan Sapan, depremin olduğu ilk gün kötü hava koşulları yüzünden çok zorlandıklarını, ilk bir haftayı evlerde buldukları çadırlarla etrafını kapattıkları Cemevi’nde geçirdiklerini kaydetti. Çadırın geldiği 8’inci güne kadar tedarik ettikleri soba ve odunlarla 150 kişiyle cemevinde idare ettiklerini belirten Sapan, depremin 3’üncü gününden sonra gıda, giyim gibi temel ihtiyaçlarının sivil toplum örgütleri ve yardım kuruluşları tarafından gönderildiğini ve ihtiyaçlarının karşılandığını söyledi.
Yaşlı nüfusun çok olduğu mahallede var olan gençlerle ne yapabilecekleri konusunda toplantılar aldıklarını aktaran Sapan, gelen yardımların hepsini depremden kaynaklı depo olarak kullandıkları cemevinde istiflediklerini ve düzenli bir şekilde dağıttıklarını aktardı. Hala ilk günlerde yurttaşların gönderdiği yardımları tükettiklerini dile getiren Sapan, ellerinde gelen yardımlardan az bir miktar kaldığını belirtti.
‘Kaderimize mi terk edileceğiz?’
Çadırları olduğunu, konteynırların da gelebileceğini, fakat yapılar noktasında büyük endişeler taşıdıklarını kaydeden Sapan, yapıların inşasına ilişkin “Köylere ne zaman ulaşılacak?” diye sordu. Sapan, “İlçeleri görüyoruz. İnsanlar yurt dışına gidiyor. Ama köylerde böyle bir şansımız yok. Çünkü topraklarımız var, bu topraklarda büyüdük. Köylerde bağ, bahçe, ağaç. Bunlarda birer canlı olarak baktığımız zaman insanların burayı terk etmek, bırakmak gibi bir şansı yok. Gelecek açısından kaygılarımız var. Yapılar nasıl bir süreçte tamamlanacak, ya da yapılacak mı, olacak mı noktalarında ciddi endişelerimiz var. Çünkü burası Alevi-Kürt köyü. 350 yıllık bir geçmişi var ama hiç kimsenin bizi bu güne kadar kabul etmediği gibi bu günde yapayalnız kendi kaderine terk edilmiş bir şekilde mi bırakacak? Bu noktada çok ciddi endişelerimiz var” ifadelerini kullandı.
AKP’li belediyenin tutumu
Devlet tarafından çok sınırlı yardımın gittiği mahalle için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve kaymakamla görüştüğünü belirten Sapan, bir çalışma planlandığı yönünde bilgiler aldığını, fakat pratikte henüz bir şey görmediğini kaydetti. AKP’li Belediye Başkanı’nın depremin üzerinden yaklaşık 2 ay geçmesine rağmen hala kendisini arayıp “Geçmiş olsun” dememesinden yakınan Sapan, “143 tane evi yıkılmış, yerle bir olmuş. Her zaman ayrımcılık yapabilirsiniz. Size oy çıkan mahallelere, köylere öncelik tanıyabilirsiniz ama böyle bir süreçte ben bunu kabul etmiyorum, hesap soracağım” diyerek ayrımcılığa karşı mücadele edeceğini ve köylülerin hakkını kimseye yedirmeyeceğini vurguladı.
Yaşlılar yalnız kaldı
Bundan sonraki süreçte kalıcı yöntemlere gidilmesi gerektiğinin altını çizen Sapan, “İnsanlar bu süreci ne kadar süre kaldırabilecek? Bu süreçte en ihtiyaç duyduğumuz ve bu sürecin üstesinden gelebilecek gençlerdir. Zaten burada yaşlı bir nüfus, kronik hastalığı olanlar var. 90’lardan itibaren ekmek davasıyla göçe maruz kalmış bir köyüz. Kimi Avrupa ülkelerinde yaşamını sürdürmek durumunda. Dolayısıyla burada yaşlılar yalnız. El atacak bir çocuğu, ihtiyacını giderebilecek hiç kimse yok. Dolayısıyla önümüzdeki yapı süreci insanları kaygılandırdı” şeklinde konuştu.
‘Topraklarımızı terk etmeyelim’
Depremzedelere kendi topraklarını ve köylerini terk etmemesi çağrısında bulunan Sapan, sözlerini şöyle tamamladı: “Hiçbir yer kendi topraklarımızdaki, kendi köyümüzdeki, evimizin önündeki çadır kadar huzurlu, mutlu etmeyecektir. Buradan gitmek sorunu çözmeyecektir. Kimsenin kendi köyünü terk etmesinden yana değilim. Bunun içinde mücadele etmeye çalışacağım. Bu önü karanlık süreci görmeyerek, burayı terk edersek büyük sıkıntı orada başlayacak. Sesimi duyabilen depremzedeler için bunu söyleyebilirim. Kendi topraklarımızı, emeklerimiz terk etmeyelim. Bu emekleri bırakmayalım. Mücadele edelim. Tekrardan evlerimizi yapalım, tekrardan burada bir hayat, yaşam sürdürme düşüncesiyle hareket edelim.”
Haber: Rukiye Adıgüzel/ MA