‘Büyük Alevi Kurultayı’nda bir araya gelen Alevi örgütleri, Aleviliği yok sayanlara karşı halkların ve inançların eşitliği için mücadele ettiklerini vurguladı
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Demokratik Alevi Derneği (DAD), Alevi Kültür Dernekleri (AKD), Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) ve Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulmasına karşı “Büyük Alevi Kurultayı” düzenliyor.
Kurultayın yapıldığı salona, “Barış”, “Savaşa hayır”, “Diyanet kapatılsın”, “Ocağıma inancıma dokunma”, “Madımak utanç müzesi olsun”, “Zorunlu din dersleri kaldırılsın”, “Ekonomide adalet” ve “Yeni Anayasa” yazılı pankartlar asıldı. Kurultaya, çok sayıda siyasi ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı.
Aleviliği katlediyorlar
Kurultay, sinevizyon ve semah ile başladı. Burada söz alan ABF Genel Başkanı Mustafa Arslan, “eşit yurttaşlık” taleplerinin olduğunu belirterek, “Aleviler, ‘eşit yurttaşlık, laiklik, demokrasi’ diyor. Siz bu ülkeyi diyanete, cemaatlere mahkum ettiniz. Bu tekçi yok sayıcı anlayışa karşı yıllardır mücadele ediyoruz. Alevi örgütleri Türkiye ve Avrupa’da yaptığı ziyaret ve örgütlemelerle önemli bir güç haline geldi. Alevilerin güçlenmesinden korkuyorlar. Biz Kürt, Türk, Çerkez ve diğer halklar ve inançların bir arada yaşamasından yanayız. Onların inadına halkların ve inançların eşitliği diyoruz” diye konuştu.
İktidarın inançları Meclis’e sunduğu yasayla tarif etmeye çalıştığına dikkati çeken Arslan, “ 44 yıl önce Maraş’ta Alevileri katlettiler. Şimdi ise Aleviliği katlediyorlar. Hadi oradan siz kimsiniz ki Alevileri ve Aleviliği katlediyorsunuz” dedi.
Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar
ADFE Başkanı Celal Fırat da, “Peki biz ne yapacağız? Geçmişin üstüne sünger mi çekeceğiz? Buna kocaman bir ‘hayır’ diyeceğiz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yüzleşmeyle başlayalım. Geçmiş yüzyılda bize yapılanları nasıl unuturuz. Unutmak, ölüme razı olmak ve ihanet etmektir. Bundan sonrada hep birlikte mücadele edeceğiz. Devlet, sürekli Alevilerle uğraştı. Kendisine yararlı bir Alevi yaratmaya çalışıyorlar. Bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bu şekilde asimile etmeyi hedefliyoruz. Biz bu oyuna gelmeyeceğiz” dedi.
Fırat’ın konuşmasının ardından siyasi partilerin kurultaya gönderdiği mesajlar okundu.
HDP: Ne kralların tacı ne padişahların tahtı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ın gönderdikleri mesaj okundu. Eşbaşkanlar mesajlarında şunları dile getirdi: “Alevilerin ibadethanesi Cemevidir. Bu hakikat siyasetten büyüktür. Bu hakikat tüm baskı, şiddet ve katliamlara rağmen dimdik ayaktadır. Ne Kralların tacına ne de Padişahların tahtına boyun eğmeyen, bu yolda ser verip sır vermeyen, gülü gül ile tartan, siz değerli canların bu görkemli kurultayını bir kez daha selamlıyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir. ”
CHP: Yürüdüğümüz yolun sonu kardeşlik olacak
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajı şöyle: “Türkiye’yi eşit ve özgür bir geleceğe taşımak, inanç ve düşüncenin özgürlüğü için yürüdüğümüz bu uzun yolun sonunda, huzur olacak, güven ve kardeşlik olacak. ”
Gelecek Partisi: Yaşanabilir bir Türkiye inşa edeceğiz
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun mesajı ise şöyle: “Lâik ve Demokratik Türkiye için Büyük Alevi Kurultayı’ başlıklı buluşmanızın toplumsal barışımıza ve demokratik kültürümüze büyük katkı yapacağına inanıyorum. Eşit, adil ve yaşanabilir bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz.”
Paris katliamına öfke
Mesajların ardından söz alan AABK Eş Sözcücüsü Nevin Kamilağaoğlu ise, “Biz görünmezliğe, yok saymaya karşı bir direnç bir varlık sergiliyoruz” dedi. AABK Eş Sözcüsü Hüseyin Mat ise, Paris’te Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi’ne yönelik saldırıya tepki gösterdi. Mat, “Nereden ırkçılık gelirse gelsin, faşizm nereden gelirse gelsin bin defa lanetliyoruz. Bin defa ırkçılığın karşısında olacağız” dedi. İktidarın tekçi ve asimilasyoncu politikalarına değinen Mat, “Çocuk tecavüzcüleriyle asla yan yana gelmeyeceğiz” vurgusu yaptı. Mat’ın konuşmasını salondakiler ayakta alkışladı.
Ayrımcılığa karşı buradayız
Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise, “Cemevleri ‘cümbüşevi’dir dediler, ‘alt kültürdür’ dediler. Aleviler ‘zorunlu din dersi psikolojik işkencedir, vazgeçin’ dedi. Dört tane daha zorunlu din dersinden seçmeli din dersi uyguladılar, Alevi çocuklarına zulmetmeye devam ettiler, zorla namaz kıldırdılar, oruç tutturdular. Onu yok etmek için buradayız” dedi.
Deklarasyon açıklandı
Konuşmaların ardından hazırlanan ortak deklarasyon açıklandı. “İnsanlık, geçmişten günümüze kendi içinde aydınlık ile karanlığın mücadelesine sahne olmuştur. Bu mücadele günümüzde de devam etmektedir. Biz Aleviler bu tarihsel süreçte, karşı karşıya kaldığımız bütün kıyım ve saldırılara rağmen aydınlıktan yana durmaktan asla geri durmadık” denilen deklarasyonda, “Farklı kültürel ve toplumsal cinsiyet kimlikleri, farklı etno-dinsel ve yaşam tarzları devamlı baskı altında tutulmaya devam edilmektedir” denildi.
Kültürel mozaik çoraklaştırıldı
“Diyanet İşleri Başkanlığı hayatımızın her alanına müdahale eden ‘fetva’larına devam etmektedir. Cemaat ve tarikatların önü açılarak yoksul halk yığınları kimliksizleştirilmekte ve her türlü istismara açık bırakılarak kullanılmaktadır” denilen deklarasyonda, “Başta Kürt sorunu olmak üzere red, inkâr ve çatışmalar yüzünden insanlarımız hayatını kaybetmeye devam etmektedir. Baskı ve asimilasyon politikaları sonucunda halklar, inançlar ve kültürler mozaiği olan bu topraklar gittikçe çoraklaşmaktadır” denilerek insan haklarının saldırı altında olduğu belirtildi.
Eşit yurttaşlık vurgusu
Eşit yurttaşlık vurgusu yapılan deklarasyonda, “Rızalık toplumuna inanan bizler için, bu ülkede yaşayan, ayrımsız herkesin temel insan haklarından yararlanmasını ve eşit yurttaşlık temelinde bütün kimliklerin kendilerini özgürce ifade edebilecekleri laik ve demokratik bir anayasa, bizim açımızdan kaçınılmaz bir zaruriyettir. Yetmiş iki millete bir nazarla bakan biz Aleviler, halkları eşit ve kardeş görürüz. Her Alevi bilir ki Kürt de Ermeni de Laz da Rum da Arap da ve devletin inkâr ettiği her kimlik bizim açımızdan tartışmaya açılamayacak bir hakikattir” denildi.
Torba yasa müjde değil oluksuz bırakmadır
Alevilere yönelik yok sayma ve asimilasyonun sürdüğü vurgulanarak, “Mecliste geçirilen torba yasa ve resmi gazetede ilan edilen Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ne demokratiktir, ne de müjdedir. Aksine bunlar Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır. Ancak, Alevi, toplumunda bunun bir karşılığı yoktur, beyhude bir çabadır. Bir inanç olarak, Aleviliği tüm yönleriyle kabul etmek yerine, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bir ‘’Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’’ kurarak bizi hem inkâr etmekte hem de bir kültürel bir öğeye indirgeme çabası içine girmektedirler” denildi.
Talepler sıralandı
“Biz Alevilerin, haklarını talep ederken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın karşısında bir Alevi diyaneti talep etmiyoruz. İstediğimiz laikliktir. Devletin tüm inançlardan elini çekmesi, laikliğe aykırı olan kurumların kapatılarak gerekli yasal ve anayasal düzenlemelerin yeniden yapılması ve toplumsal ilişkilerin dinsel temalardan arındırılması gerekmektedir” denilerek şu talepler sıralandı:
“* Cemevlerinin ibadethane statüsünün kabul edilerek, bu statünün gerektirdiği tüm hakların tanınması, el konulmuş dergahlarımızın ve mekanlarımızın geri iade edilmesi ve aleyhimize düzenlenmiş olan yasal düzenlemelerin geri çekilmesi,
* Toplumun tüm kesimlerine bir deli gömleği gibi giydirilen, zorunlu din derslerinin zorunlu olmaktan çıkarılması, toplumun tümüyle çağın gerisine savrulmasına neden olan eğitimin dinselleştirilmesinden vazgeçilmesi,
* Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, toplumun tümünü domine etmeye yönelik girişimlerden bir an önce elini çekerek, temel siyasal sorunlarımız konusunda bir referans mercii olmaktan uzaklaştırılması ve nihayet tasfiyesine dönük adımların atılmaya başlanması,
* Gerek kamu kaynaklarının ve gerekse kamu kadrolarının liyakat, adalet ve eşitlik ilkelerine göre dağılımının sağlanması, başta Aleviler olmak üzere ötekileştirilen tüm kesimler aleyhine sürdürülen negatif ayrımcılığa derhal son verilmesi,
* Madımak’ın utanç müzesi yapılması,
* Alevilere karşı işlenen nefret suçlarının açığa çıkarılması ve bu gibi nefret suçlarının önüne geçilmesi için gerekli hukuki tedbirlerin alınması,
* Alevilere karşı yapılmış olan kıyım, katliam ve asimilasyon uygulamalarıyla yüzleşilmesi,
* Kutsal mekanlarımıza ve coğrafyamıza yönelik yağma, talan ve el koyma girişimlerine son verilmesi,
* Alevi yerleşim yerlerinin isimlerinin değiştirilmesinden vazgeçilmesi ve değiştirilen yerlerin isimlerinin iade edilmesi,
* Alevi inancında özel yeri olan günlerin resmi tatil edilmesi,
* Kamusal yayıncılığın ayrımcılıktan arındırılması ve uzun sözün özü, eşit yurttaşlığı da içeren yeni bir anayasanın yapılması, taleplerini bir kez daha buradan ilan ediyoruz.”
İSTANBUL