Rızasız toplumunun temsilcileri, rıza toplumu süreklerini tarihin her döneminde baskı altına almış, katliama uğratmış, yok etmek için her yola başvurmuştur.
Alevîler, iktidar İslamı’nın temsilcileri olan imparatorlukların zulmünden bahsederler. Bu zulmün temsilcilerinin Alevi coğrafyasında yaptıkları katliamlar hala dilden dile, sazın telinde, pirlerin dilinde Turna avazı ile anlatılır. Alevi pirlerinin kalelere hapsedilmesi, kızgın fırınlarda ateşe atılması, harlanan bu fırınlarda pirlerin gül yüzlü cemallerinin nasıl buz tuttuğu, ateşte yanmadıkları, ateşin masuma dokunmadığını hep dinleyerek büyüdük.
İmparatorluklar Alevi süreklerini “din dışı, zındık, mulhit, kâfir” diyerek katliamları meşrulaştırdı. Cumhuriyet modernitesi ise “Ya din dışısın ya da dinselleşeceksin” diyerek yeni ulus devlet anlayışının “Türk İslam anlayışı” içine hapsetmeye çalıştı. “Türkiye’de hakim devlet aklı ve sosyo-politik kültür içerisinde devamlılık gösteren anlayış toplumu dikey olarak bölen hakim millet anlayışıdır” bu anlayış Osmanlıdan cumhuriyete kendisini çeşitli biçim ve içeriklerle “devlette devamlılık esastır” mantığı ile devam etti. 3 Mart 1924’te Hilâfetin kaldırılmasından 24 saat geçmeden 4 Mart 1924’te Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması bunun somut bir delilidir. Günümüzde Alevilerin inançları ile ilgili anayasal haklarını talep etmeleri söz konusu olduğunda Diyanet İşleri Başkanlığının adres gösterilmesi bir devlet aklıdır. Diyanet işleri başkanlığı günümüzde devletin en stratejik kurumudur.
Fiziki olarak yok edilemeyen toplumlar kültürel olarak katliama uğratılır. Genelde alevi sürekleri özelde Rêya Hakk Kürt Alevileri; varlığı, birliği, dirliği, toplumsal doğası tüm maddi ve manevî kültürel değerleri taksitle öldürülmeye bırakılmış durumdadır.
Diyanet işleri başkanlığının planlaması ve onayı ile Avrupa ve Balkanlardaki alevi toplumu ile temas kurmaları için “Alevi Uzmanı” göndermesi asimilasyon politikalarının geldiği aşamayı gösterir. Özellikle Alevî ocak pirlerinin gri pasaportlarla ödüllendirilmesinin amacı nedir? İstihbarat uzmanı gibi çalıştıkları söylemlerini nasıl okumalıyız? Uzmanlıklarını Balkanlar ve Avrupa’da hangi amaçla kullanıyorlar? İmparatorluk döneminde ve günümüzde Alevilere yönelik saldırıların ilk hedefi neden Ocaklar ve pirlik kurumu olmuştur? Neden Dersim katliamı öncesi ocak pirleri hedef alınmıştır? Diyanet İşleri Başkanı ile el ele veren bazı alevi kurumlarının pir yetiştirilme çakışmaları neyi hedefliyor? Bu inancın hafızası olan pirlik kurumuna alternatif olarak “dedelik” icazetnamesi verilmesinin amacı nedir? Bütün bu yaşananlar ulus devlet anlayışından bağımsız mıdır?
Kutsal mekanlarımız; dergâhlarımız, ziyaretlerimiz, mezarlarımız, jiyarlarımız yerle bir edilirken bu uzmanlar neredeydiler?
Binlerce yıllık komünal hafızayı barındıran Aryenik inanç damarı, kültürel direniş hattı, rıza toplumu perspektifini arsıza, hırsıza, nursuza uğratan alevi uzmanları yol düşkü değil midir?