Alevi Pirleri ve din alimleri, HDK Genel Merkez’de düzenledikleri basın toplantısıyla iktidarın savaş politikalarını ve tecridi eleştirdi. Açıklama’da, ‘Sayın Öcalan özgür olmadan halklar özgür olamayacak’ denildi
Alevi Pirleri ve din alimleri, Ortadoğu’daki savaşa ve İmralı Cezaevinde tutulan ve kendisinden 33 aydır haber alınamayan PKK Lideri Öcalan’ın tecrit altında tutulmasına dair Halkların Demokratik Kongresi Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenledi.
Açıklamaya, çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri katıldı.
İsrail’in Filistin halkına karşı başlattığı savaşın kınandığı açıklamada, “Filistin halkının yanında olduğumuzu da belirtiyoruz. Sivil yerleşim yerlerinin bombalanmasını, masum insanların, özellikle kadınların ve çocukların katledilmelerini asla kabul etmediğimizi ve bunun bir insanlık suçu olduğunu ifade ediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada iktidarın, Filistin’e dair söylemlerine atıfta bulunularak “İsrail’i zalimlikle suçlayan, mazlum Filistin halkının yanında olduğunu iddia eden mevcut emevi zihniyetli iktidar ve devlet aklı varlığını inkâr ettiği Kürtlere dönük çok yönlü savaş politikalarını derinleştirmektedir. Yüzyıldır süre gelen tekçi devlet aklı AKP iktidarı döneminde biat kültürünü kabul etmeyip sistemin makul yurttaşı olmayan Kürtler Aleviler ve öteki olarak gördüğü kimliklere karşı uygulanan politikalarla insanlık suçu işleniyor” denildi.
‘İnsanların adalete olan güveni sarsıldı’
İktidarın yürüttüğü savaş politikalarına ve hasta tutsakların durumuna dair şu ifadeler kullanıldı:
Yakın zamanda Rojava’ya yapılan saldırıda siviller ve yaşam alanları hedef alınarak bombalanmıştır. Kürtler üzerinde savaş politikaları devam ederken Kürtçe dilinde vaaz ve hutbeyi yasaklayan, Kürtçe hutbe veya Kürtçe mevlit okuyan Kürt alimlerini tutuklayıp yargılayan ‘İslamcı iktidarın’ yolu ile Hz. Muhammed’in yolu taban tabana zıt değil midir? Bugünkü İslamcıların iktidarında insanların adalete olan güvenleri sarsılmıştır.
Bugün din adına davrandıklarını iddia eden zalimlerin uygulamalarına örnek; ceza evlerinde tutsakların karşı karşıya kaldıkları adaletsizliktir. Hasta tutsakların tahliye edilmemesi ve adeta cezaevlerinde ölüme terkedilmeleri, mevcut iktidarın adalet anlayışını bize göstermektedir. Yine mezarların tahrip edilmesine, ölmüş bedenlere işkence edilmesine sessiz kalan, hatta onay veren bir icra kurumuna ‘İslami’ demek mümkün değildir. Cansız bedenlerinin posta ile ailelere gönderilmesi veya kolilerde ailelerine verilmesi vicdansızlık değil midir?”
‘İktidarın İmralı yaklaşımının sonuçları vardır’
“İktidarın kendi bekasını devam ettirmek için savaş ve katliam politikalarını bir yönetim şekline dönüştürdüğünü ifade etmek gerekiyor” denilen açıklamada, İktidarın İmralı’ya yönelik yaklaşımı için “İmralı’da yürütülen hem hukuki hem siyasi hem toplumsal sonuçları olan bir yaklaşımdır” denildi.
Açıklama şu cümlelerle devam etti:
“Bu ülkenin anayasası var, hukuku var ama İmralı’da uygulanan tecrit sistemi hukuku, siyaseti, vicdanı ve ahlakı da aşan bir durumdur. Dolayısıyla sayın Abdullah Öcalan’a yaklaşım aynı zamanda siyasete hukuka toplumsal kesimlere de yaklaşımdır.
Kürt sorununun mutlak çözümü ve Ortadoğu’daki 3.Dünya paylaşım savaşlarının çözümünün muhatabı da Sayın Abdullah Öcalan’dır.
Sayın Abdullah Öcalan, sıradan bir şahsiyet değildir. Milyonlarca insanın kendine irade olarak tariflediği ve milyonlarca insanın Sayın Abdullah Öcalan’ın özgür olması için eylem ve etkinlikler düzenlediği bir bilgesi. Sayın Abdullah Öcalan, felsefesi, düşüncesi, bütün işkence ve tecrit sistemine rağmen her fırsatta barışı ifade eden, barış çabasını dile getiren bir felsefedir.”
‘Öcalan çoklu krizlerin ve Kürt sorununun çözümdür’
Açıklamada, Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrar edilmesi meselesinin bir boyutunun da tecrit olduğu vurgulanarak, “ Kürt sorununun mutlak çözümünün muhatabı da sayın Abdullah Öcalan’dır. Bizler sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye’nin demokratikleşmesi, Orta Doğu’nun demokratikleşmesi ve özgürlüğün inşası için olmazsa olmaz olduğunu ifade ediyoruz ve her fırsatta sayın Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bir an önce sağlanması gerektiğini söylüyoruz” denildi.
Açıklama şu ifadelerle son buldu:
“Sayın Öcalan’ın çoklu krizlere ve Kürt sorununa dönük somut çözüm önerileri var. Buna inanıyoruz. Bir an önce başvurulara cevap verilmelidir. Üst üste disiplin cezaları verilmesi hukuki olarak kılıf uydurmaktır. Kürt halkı Sayın Abdullah Öcalan’a olan yaklaşımı, milyonlarla, 8 Mart ve Newroz meydanlarında çok net ifade etmişti. Sayın Öcalan özgür olmadan halklar özgür olamayacak, Türkiye ve Orta Doğu’ya demokrasi gelmeyecektir. Ekmek ve su kadar önemli olan barışı için herkesi barışın inşaa etmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz.”
HABER MERKEZİ