Mitolojide ve Alevilikteki sayıları, gizemlerini ve hayvansal simgelerin geçmişten günümüze nasıl evrildiklerini öğrenmek isteyen için akıcı bir dille yazılmış, pek çok efsanenin, dinin, mitin ve inancın sayılar ve hayvan simgeleri hakkında bilgi edinecekleri bir kitap hazırlamış sevgili Erdoğan Alkan
Tacim Çiçek
Öteki Yayınevi araştırma-inceleme dizisinde (Mart 2024) Sayılar ve Hayvan Simgeleriyle Alevi Mitolojisi adlı bir kitap yayımladı. Yazarı da Erdoğan Alkan… Şiire düşkünlük derecesinde yakınlığı olanların ilk baskısı 1995’te Yapılan kapsamlı araştırma kitabı Şiir Sanatı ve dünyaca ünlü pek çok şairden yaptığı çeviri şiir kitaplarından tanır Alkan’ı. Siyasal Bilgiler Fakültesini bitirdikten (1960) sonra kaymakamlık, TRT’de yapımcılık, yönetmenlik olmak üzere birçok görevlerde bulunmuş. İstanbul Üniversitesinden öğretim görevlisi olarak emekli olmuş. TRT Bilimsel Araştırma Başarı Ödülü(1970), Yazko Çeviri Büyük Ödülü(1982) ve TRT Dizi Film Senaryo Ödülü(1989) alan yazarın Kör Oldum Veysel Oldum adında bir romanı, on şiir, on iki araştırma ve on sekiz şiir çeviri ve birkaç da düzyazı çeviri kitabı var. Tüm bunlar gösteriyor ki yazmak Erdoğan Alkan’ın yaşamı ve günkü hayatın karşı konulamaz ağırlığı altındayken bile yazmaktan, araştırmaktan ve okumaktan kopmamış.
Tamamı 171 sayfa olan bu kitabın künyesinde ve yazarın önsözünde, bu kitabın 2005’te Kaynak Yayınları’ndan çıkan kitap olduğuna dair bir açıklama görmedim. Oysa bu kitap yaklaşık yirmi yıl önce yayımlanmış ve elimdeki ilk baskısıyla da karşılaştırdığımda neredeyse aynısı olduğunu gördüm. Kitabın ikinci eksikliği ise kimi alıntı ve açıklamaların başka bölüm ve sayfalarda yinelenmiş olması… Yazarın dili akıcı ve temiz olduğundan ele aldığı konuları kendi anlayışı içinde okutuyor.
Kitap kendi içinde başlıklara ayrılmış olsa da iki ana bölümden oluşuyor. İlki, Mitoloji ve Alevilikte Sayılar (sf: 13/101) diğeri de Mitolojide ve Alevilikte Hayvan Simgeleri (sf: 105/168) Alkan, Alevilik üzerine yapılan araştırmalarda eksik gördüğüne bir kapı aralıyor bu kitabıyla. Kaynakça kınsında belirttiği kaynaklara dayanarak ve bunların pek çoğunu da kendince yorumlayarak hazırlamış çalışmasını. Alevi mitolojisinde, evrensel inançlar ve geleneklerde yer etmiş sayılar ve hayvanlara dair kotardıklarını bir akış içinde sunmuş okuyucuya. En eski dönemlerde bile insanlar eşyaları sayma ihtiyacı duymuş ve onları birer sayıyla adlandırarak birbirlerinden ayrışmalarını sağlamış. Sayı kavramı insanın hayal gücünden ortaya çıkmıştır. Akılla değerlendirilerek sayılar bilimini (nümoroloji) oluşmuş. İlk zamanlardaki sayı bilgisi gelişerek bugünkü sayılar teorisine kadar varmıştır. Bütün matematiksel kavramlar sayı kavramından türetilmiştir. Tüm matematik branşları sayılar teorisinden kaynaklanarak ayrı ayrı konu ve başlık hâline gelmiştir. Hâlâ sayılar bugün de bilimsel araştırmaların temelinde yer almaktadır. İnsanların ilk düşündüğü sayılar pozitif tam sayılardır. Yani 1,2,3,… sayıları ilk hayal ve akıl edilen sayılardır. Sonra negatif tam sayılar ve 0 ortaya çıkmıştır. Alkan, bu gerçekliklerin ışığında Kabalist bir anlayıştan da oldukça uzak biçimde zengin olan Alevi Mitolojisi’ndeki sayılara ve hayvan simgelerine dikkatimizi çekmek istiyor. Tevrat’tan, İncil ve Kuran’dan bu konuda yaptığı okumalardan, Nefes dergisinde yayımlanan yazılarından, yaptığı çeviri ve okumalardan edindikleriyle ilgi çekici bir kitaba imza atmış.
Doğa’da, insanlık tarihinde sayıların, pek çok hayvanın geçmişten günümüze doğru geldiğimizde gizemli bir etkilerinin olduğunu görürüz. Sayılarla doğal olayların ilişkilerine Pisagorcular ‘aritmetik’, tasavvuf ve din tepe lambasıyla bakanlar da ‘sınırsız zamanın egemeni’ diyor bir bakıma. Sayılar öteden beri araştırılıyor, inceleniyor ve yorumlanıyor. Örneğin 3 sayısı evreni yaratan üç temel maddeyi simgeler: Ateş, su ve hava. En kral sayı 1’dir: İnsanın, evrenin, zamanın; her şeyin efendisidir. Her sayı bir miktarın, devinimin ve gücün ifadesidir. İnsan, nitelik yargısına duyularıyla vardığından varlıklar ve nesnelerin niteliğini, vasfını, sıfatını farklı derecelendirmelerle, ama daha bir evrensel tarzda kendi ruh hâline göre değerlendirir. Oysa sayılar dünyası somut gerçeklerden oluşur. Her sayı sonunda çıkış noktasına döner. Sayıların iki simgesel dilinden ilki dili öğrenmek, ikincisiyse aklın ve mantığın diliyle anlatılamayacak olan gizli anlamıdır. İşte Alkan, bu kitapta bu anlaşılmayan gizli simgesel olanı görünür yapmaya çalışmış.
Alevilikte 1, Tanrı’dır, 2 Kabe kayseyn, Cem ayini ve İki Kutup (Hz. Hasan ve Hüseyin), 3, Muhabbet, üç bölümlü Semahlar, Allah, Muhammed ve Ali Üçlemesi (Hıristiyanlık’takiteslis) 4, Cem Ayinleri, Makalat, Anasır, Dört Büyük Melek, Dört Ana, Dört Makam, Dört Kapı, Dört Köşe vs, 5, Ehli Beyt’i oluşturan kişiler, Beş Âlem gibi, 6, Altıya Gitmek Semahı, 7, ‘Abâ-yı Seba, Rical-ül gayb, Sebiye, yediler, Yedi Kale, Yedi Gök, Alevilikte Yedi Aşama, Yedi Abdallar, Yedi İmamlar, Yedi Erkân, Fatma Ana Kuşağı, Hz. Ali’nin Yedi Sıfatı, 8, Alevi inancına göre arınmış ruhlar gövdeden ayrıldıktan sonra sekiz mutluluk ülkesinde ölümsüzlüğe kavuşurlar. 9, Oluşum, dokuz Akıl, Dokuz Gök, Dokuz Ruh, Yeseviliğin Dokuz Aşaması, 10 ise Alevilik-Bektaşilik inancındakilerin ilahi sırra ermelerinin makam sayısıdır. 12, Abdal Musa Postu ve Cemleri, Ali Postu, Aşure Günü, Atevi, Bağlantı, On İki Dilim, On İki İmam (ve Ali Hıristiyanlıktaki İsa Havarileri gibi), 40 ki Tevrat’ta en çok geçen sayıdır Alevilikte kırk makam, Kırklar Cemi, Kırklar… Yazar, monist dinler öncesi ve sonrası çeşitli inançların sayılarla ilgili anlayış ve bakışa da yer verir. Ayrıca efsanelerde, mitolojilerde, şiir ve yazılarda, hatta kimi masallardaki sayı anlamları üzerinde de durur.
Hayvan simgeleri konusunda ilk Anka Kuşu’na değinir. Çünkü adı İran şiirlerinde ve masallarında Simurg olan Anka Şiilik ve Alevilite Tanrı’ya doğru kanatlanan kırkların simgesidir. Alevilik-Bektaşilik İslam öncesi ve İslam dışı, çoktanrılı çağlardan kalma inanç öğelerine, Uzakdoğu, İran, Antik Anadolu, Grek, İbrani, Hıristiyan mitolojilerine ve diğer dinlere açık olduğundan mitolojisinde, menkıbelerinde, söylence ve masallarında da ortak hayvanlara yer vermiştir. Aslan da bunlardan biridir. Cesaret ve yiğitliğin simgesidir. Hz. Ali, Allah’ın Aslanı’dır örneğin. Ayrıca bütün Antik Anadolu uygarlıkları boyunca pek çok uygarlığın güç sembolü de olmuştur. Arı ve Bal da önemli bir simgedir: Suriye Şiilerinin inancına göre Ali arıların da şahıdır. Bektaşilerin dilinde de arı dervişi simgeler. Bal da onun dilinden dökülenlerdir. Balina-Balık-Yunus, Tevrat’taki bunlarla ilgili efsaneler İncil’e, Kuran’a ve dolayısıyla da Aleviliğe de geçmiştir. Geyik, Alevi inancında en çok geçen simgelerdendir. Yılan, güvercin, örümcek, kedi, tavşan, keklik, kartal, teke, koyun, at da pek çok inancın, mitolojinin ve efsanenin olmaza olmazı hayvanlardır. Bektaşilik ve Alevilik aslında Anadolu’da oluşmuş, yapısına birçok Antik Anadolu halklarının, bunların yanı sıra zamanı yönünden çağdaş, Tevrat, Zebur ve İncil gibi kitapların da kurallar ve yaptırımlarını, toplumsal kuruluşlarını katmış, Rönesansçıları ve hümanistleri bile eklemiş özgün inanç olduğundan simgesel hayvanların da aynı olması doğaldır. Yalnız Alevilikte kediyle ilgili olumlu, olumsuz bir anlatı okumadım hiç. Alkan da pek bir şey yazmamış. Ayrıca keklikle ilgili anlattığı da pek inandırıcı gelmedi bana. Hz. Hüseyin’in öldürülmesiyle ilgili kınalı keklik anlatısı ve çil kekliğin Hz. Ali’yi uyardığı için mertliği anlatısı bana inandırıcı gelmedi. Günah Tekesi ile ilgili yazdıklarının da Alevilikle hiç ilgili olmadığı gibi. Ama tavşan etinin yenmemesi nedeni olarak ‘Ali, ölünce dünyaya tavşan hâlinde geldi,’ olması ilginç gerçekten. Oysa daha çok tavşanın birçok hayvana benzetilmesi yüzünden yenmediğini çok duymuştum.
Mitolojide ve Alevilikteki sayıları, gizemlerini ve hayvansal simgelerin geçmişten günümüze nasıl evrildiklerini öğrenmek isteyen için akıcı bir dille yazılmış, pek çok efsanenin, dinin, mitin ve inancın sayılar ve hayvan simgeleri hakkında bilgi edinecekleri bir kitap hazırlamış sevgili Erdoğan Alkan.