Berat Albayrak’ın ‘2019 yılında 2,5 milyon kişiye istihdam sağlayacağız’ sözlerini değerlendiren Doç. Dr. Aziz Çelik, ‘Ekonomideki hiçbir veri bunu desteklemiyor. İstikrarlı bir büyüme sağlanmadan işsizlik sorunu çözülemez’ dedi
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 15 Şubat 2019’da açıkladığı Hane halkı İşgücü Araştırması sonuçlarına göre Kasım 2018’de dar tanımlı işsiz sayısı verilerine göre 3 milyon 981 bin, işsizlik oranı ise yüzde 12,3 olarak açıkladı. TÜİK’in açıkladığı resmi işsizlik verilerinin ardından DİSK-AR Kasım 2018 için geniş tanımlı işsiz sayısını 6 milyon 646 bin olarak açıkladı. Geniş tanımlı işsizlik oranını ise yüzde 19,3 olarak açıkladı. İşsizlik rakamları arasındaki farklılıkları Mezopotamya Ajansı’ndan Ferhat Çelik’e değerlendiren Doçent Doktor Aziz Çelik, TÜİK’in özellikle geniş tanımlı işsizliği açıklamadığını söyledi.
‘Bütün işsizlik verilerinin kaynağı TÜİK’tir’
TÜİK’in açıkladığı işsizlik rakamları ile kamuoyunda çeşitli kurumların açıkladığı rakamlar arasında fark olmasının nedeni yapılan hesaplama yönteminden kaynaklandığını söyleyen Çelik, “Şunu söylemek lazımdır ki bütün işsizlik verilerinin kaynağı TÜİK’tir. Yani her kurum ve farklı iktisatçılar işsizlik oranlarına ilişkin verileri açıklarken TÜİK verilerini esas alarak açıklıyorlar. TÜİK işsizliği her ay Türkiye çapında yürüttüğü hane halkı iş gücü araştırması dediğimiz bir yöntemle ölçüyor. Ve bu araştırmaya göre çeşitli kategoride işsizlik oranları açıklıyor. Kamuoyuna yansıyan “standart işsizlik” dediğimiz işsizlik oranıdır. Bunun hesaplanmasında kullanılan bir yöntem vardır. Bu yöntem işsizlik araştırmasının yapıldığı tarihte geriye dönük dört hafta içerisinde herhangi bir iş arama kanalını kullanan ve çalışmaya hazır olanların sayısını gösterir. Dolayısıyla o tarihlerde bir saat bile çalışanlar iş başında sayılırlar. Beş hafta önce iş arayıp üç hafta önce aramayanlar işsiz sayılmazlar. Yani TÜİK’in açıkladığı standart işsizlik oranının dayandığı ölçüt budur” diye konuştu. Uluslararası Çalışma Örgütü, Avrupa Birliği, Amerikan Çalışma Ofisi gibi çeşitli kurumların ise geniş tanımlı işsizlik hesaplamasından yararlanarak işsizliği açıkladıklarını ifade eden Çelik, “Ama TÜİK bir sürü işsizlik türünü açıklamasına rağmen özellikle bunu hesaplayıp açıklamıyor. Bu konuyla ilgilenen çeşitli kurumlar ve iktisatçılar bu hesaplamaları yeniden yaparak tekrar hesaplıyorlar. Yani TÜİK verilerindeki ham bilgileri farklı bir metotla açıkladığınız zaman geniş tanımlı işsizliği buluyorsunuz” dedi.
‘İşsizlik sorununun çözülebilmesi mümkün değil’
İşsizliğin iki türlü ortaya çıktığını belirten Çelik, “Birincisi yeni iş gücü talebinin karşılanamaması yani çalışmak isteyenlere yeni iş bulunamaması, ikincisi insanların bir kısmının işlerini kaybetmesinden kaynaklanıyor. Şimdi Türkiye’de ikisini bir arada görüyoruz. Bunun temel nedeni de ekonomide yaşanan kriz ve ekonominin küçülmeye doğru gidilmesidir” ifadesinde bulundu. İşsizliğin önlenebilmesi için kısa ve uzun dönemli olarak iki farklı politikanın izlenmesi gerektiğini belirten Çelik, şöyle devam etti: “Türkiye’de kısa vadede işsizliğin bu kadar tırmanmasının temel nedeni ekonomik krizdir. Dolayısıyla ekonomik kriz ve yol açtığı faktörlerin ortadan kaldırılırsa işsizlikte bir miktar düşüş olabilir. Ancak Türkiye’de uzun zamandır yüksek bir işsizlik eğilimi var. Türkiye’nin ortalama işsizlik eğilimine baktığımız zaman gerek Avrupa Birliği gerekse Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) ortalamasının üstünde bir işsizlik olduğunu görüyoruz. Bunun için daha yapısal önlemlerin alınması gerekmektedir. Yani fazla çalışmanın ortadan kaldırılması, çalışma saatlerinin kısılması dolayısıyla yeni iş olanaklarının sağlanması, kamunun tekrar iş yaratma konusunda daha aktif bir biçimde devreye girmesi gerekir. Bir diğeri ise ekonomide düzenli ve istikrarlı bir büyüme sağlanmadan işsizlik sorununun çözülebilmesi mümkün değildir.”
‘Ekonomideki hiçbir veri desteklemiyor’
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “2019 yılında 2 buçuk milyon kişiye istihdam sağlanacağız” sözlerini de değerlendiren Çelik, kehanete değil rakamlara bakmak gerektiğini ifade etti. 2 buçuk milyon civarında bir istihdamın şuana kadar sağlandığı hiçbir yerde görülmediğini ifade eden Çelik sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’de de istihdam kaybı, sigortalı sayısında bir düşüş ve işsizlikte bir tırmanış var. Bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini hep birlikte görebiliriz. Ama oldukça iyimser bir tahmin gibi geliyor. Çünkü 2 buçuk milyonluk bir istihdamın yaratılabilmesi için ekonominin buna paralel bir büyüme sağlanması gerekir. Oysa bütün veriler 2018’in son çeyreğinde bir negatiflik var. Albayrak’ın sözleri krizden bir çıkış anlamına geliyor. Bu bir tür ‘V’ krizi dediğimiz ekonominin dibe çökmesi ve yeniden hızla yükselmesi gibi bir çıkış anlamına gelir. Ama aslında herkes bunun bir ‘U’ krizi olacağını yani dipte uzun bir süre kaldıktan sonra bir çıkış olacağını bekliyor. Ekonomideki hiçbir veri bunu desteklemiyor.”