Kadın karşıtlığıyla bilinen kadın hakları mücadelesine karşı her yol ve yöntemi deneyen AKP, HDP’den bir milletvekilinin bir kadınla yaşadıkları ortaya çıkınca birden bire kadın hakları savunucusu oldu. Tabi kimse inandırıcı bulmadı. Nasıl ki AKP, HDP karşıtlığını temel amacı yapmış; her gün HDP’ye yönelik saldırı içinde olmuşsa bunu da kullanmaya çalıştı. HDP’yi yıpratmak için de olsa kadın sorunuyla ilgilenmiş ve kadın haklarından söz etmiştir. HDP karşıtlığı böyle şeyler de yaptırabiliyormuş!
Aslında AKP, HDP karşısında en ezik durumu kadın sorununa yaklaşımda yaşamaktadır. Bu nedenle HDP milletvekili, bir kadına yönelik kabul edilemez bir davranışından dolayı mahkemelik olunca AKP bu olay üzerinden ezikliğini gidermeye çalışmıştır. Ya da HDP’yi en güçlü konumda olduğu kadın konusunda vurarak zayıflatmayı amaçlamıştır. Bu nedenle tüm yandaş basına bu konuyu gündemde tutma talimatı verilmiştir. Ancak AKP buradan bir sonuç alamaz. Yani AKP’ye bu olaydan ekmek çıkmaz.
HDP’de her şey affedilebilir, ancak kadına olumsuz yaklaşım affedilmez. Çünkü bir kadın partisi olduğunu kanıtlamıştır. Zaten HDP Sözcüsü, erkekliği bir üstünlük gibi görenler bizimle beraber yürüyemezler, demiştir. Yani HDP’nin kapısından girilince erkeklik öldürülecektir. Kuşkusuz HDP’nin ana gövdesinde zihniyet ve yaklaşım böyledir. HDP en az 10 ideolojik ve siyasi yaklaşıma sahip bileşenden oluşmaktadır. Ancak tüm bileşenler kadın özgürlüğünü savunup bu konuda hassastırlar.
Bir ara AKP’nin grup başkanvekillerinden Özlem Zengin AKP zamanında kadın haklarında şu kadar iyileşme olmuş, biçiminde büyük bir yalan atmıştır. Herhalde bu konuşmayı yaparken tek ayağını havada tutmuştur. AKP her alanda sayılarla oynadığı gibi bu konuda da oynamıştır. Zaten AKP’nin kadın haklarını savunduğunu söyleyenlere kargalar bile güler. HDP’deki eşbaşkanlığa kim düşmanlık yapmaktadır, eşbaşkanlığı kimin yargısı suç olarak görmüştür, en fazla kadın siyasetçi hangi iktidar zamanında tutuklanmıştır? Kadınlara en fazla bu iktidar zamanında sokaklarda işkence yapılmıştır. Kadınlara karakolda işkence yapma neredeyse rutin bir hale getirilmiştir. Tecavüz, taciz ve öldürmeler bu iktidar zamanında artmıştır.
Kadınları eşit görmeyen söylemler de bu iktidar zamanında zirve yapmıştır. AKP’nin Genel Başkanı eşitlik kadının fıtratında yoktur, demiştir. Öyle ya Tayyip Erdoğan’ın kapasitesi sadece fiziksel farklılığı görecek kadar geri ve yüzeyseldir. AKP’lilerin akil insan ve abisi görülen Bülent Arınç, iffetli kadın kahkaha atmaz, demişti. Yani gülme hakkı da sadece erkeğe aittir! Daha kısa süre önce Tayyip Erdoğan sembolik olarak bir kadın aramıza gelsin, demedi mi? Dervişin fikri ne ise zikri de öyle olurmuş.
HDP’de bir milletvekilinin bir kadınla yaşadığı sorunu gündemden düşürmeyen AKP iktidarı, bir AKP’li milletvekilinin evinde çalıştırdığı Özbek bir kadının vekilin silahıyla intihar etmesini hiç araştırmadı bile. Bu konuda kızın kardeşi, avukatı ve arkadaşları bu ölüm konusunda birçok açıklama yapmış, sorumlu olarak AKP milletvekilini işaret etmişlerdi. AKP, bırakalım bir parti soruşturması açtırmayı, mahkemede yargılanmasını bile istememiştir. Herhalde yandaş hakimler AKP töhmet altında kalmasın diye bu kadının ölümüyle ilgili davayı kapattılar.
Bu AKP iktidarının Kürdistan’daki faili asker ve polis olan cinayetlere yaklaşımı ne ise asker ve polislerin kadın tecavüzlerine yaklaşımı da benzerdir. Asker ve polis Kürt illerinde Alikıran Başkesen’dir. Asker, polis ve diğer devlet görevlileri dokunulmaz bir general gibidir. Bir zamanlar baskının yoğun olduğu Kürdistan’da uzman çavuşlar kaymakam ve valilerden daha büyük görülürmüş. Erzurum’da bir Kürt köylüsü kaymakama, beyim beyim biraz daha okusaydın da uzman çavuş olsaydın daha iyi olmaz mıydı, der. O dönemin uzman çavuşluluğundan daha beter bir uzman çavuşluluğa dönülmüş durumda. Yoksa bu kadar kötülüğün faili olarak uzman çavuşlar karşımıza çıkmazdı. Pervasızca Kürt kızlarına tecavüz girişiminde bulunma, ya da tecavüz etme olaylarının artması Kürt halkına yaklaşımı ortaya koyuyor.
İnsanlığın ilk toplumsallaşması olan Neolitik toplumu kadın yaratmıştır. Neolitik toplumun vatanı da Kürdistan’dadır. İnsanı, ilk kadın toplumsallaştırdığından Kürtlerde kadın temel toplumsal değer haline gelmiştir. Kürdün kadına verdiği bu değer Neolitik toplumdan kalmıştır. Bu açıdan PKK Lideri Kürt coğrafyasına Anatanrıçaların yurdu demiştir. Anasına da Anatanrıça kalıntısı demiştir. Kürdistan’da kadın, kadını klasik dinsel erkeğin namusu olarak gören anlayıştan çok farklı bir onur ve namus simgesidir. Kadın toplumun temsilcisi gibidir. Ataerkil toplumsal değerlerin baskınlığı ortamında bile Kürt kadınının böyle bir özelliği vardır. Bu nedenle kadına saldırı tüm topluma saldırıdır. Çünkü Kürtlerde tarih boyu kadına böyle bakılmıştır. Eğer kadının yeri böyle olan bir toplumda kadına saldırılıyorsa bu bir topluma saldırıdır. Bu da tamamen politik bir saldırıdır. Kürdistan’da asker, polis, korucu ve devlet konumundaki kişilerin kadına yönelik her saldırısı politiktir. Kadın şahsında Kürdün iradesini kırma saldırısıdır. Birçok Kürt aydını ve şahsiyeti böyle değerlendiriyor. Biz de saldırıların politik olduğuna inanıyoruz. Son yıllarda Kürde kötülükler yapmada yarışanların kötülüklerinin repertuvarına şimdi bunu da ekledikleri görülmektedir.
Kadına saldırı dünyanın her yerinde tükenmişliğin ifadesidir. AKP iktidarı zamanında kadınlara yönelik kötülüklerin artması, AKP’nin sonunun yaklaştığının kanıtı olarak görülmelidir.