Son yıllarda neredeyse her yıl bir seçimin yapıldığı Türkiye’de en son 31 Mart’ta yapılan yerel seçimler, özellikle de 23 Haziran’daki İstanbul seçimleri siyasette farklı gelişmeleri beraberinde getirdi. İktidarını korumak için ittifak sisteminin önünü açan AKP son seçimlerde MHP ile yaptığı ittifaklarla ayakta kalabildi. AKP her ne kadar iktidarda olsa da giderek gücünü kaybetmeye başladı.
Seçimler sonrası ortaya çıkan tablo giderek güç kaybeden AKP’nin kendi içinde tartışmalar ve rahatsızlıklar da artarak sürüyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yaptığı birçok toplantı ile AKP’deki başaşağı gidişin ve tartışmaların önünü almaya çalışsa da bir süredir kurulacağı söylenen yeni parti tartışmaları rahatsızlıkların devam etmesine neden oluyor. En son AKP’den ayrılan Ali Babacan önceki gün yaptığı son açıklama ile parti kurma çalışmalarına ivme kazandırdığının sinyallerini verdi, siyaset kulisleri hareketlendi. Gazeteci Murat Sabuncu konuya ilişkin DW’ye değerlendirdi.
Ali Babacan’ın önceki gün çalışmalara başladıklarına ilişkin yaptığı açıklama sonrasında Gül-Babacan hareketinden bir kaynağa “neden şimdi?” sorusunu yönelttiğini belirten Sabuncu, buna “Bir süredir partinin kurulmayacağına, böyle bir hareket olsa bile kamuoyunda karşılık bulmayacağına dair dezenformasyon çalışmaları yapılıyordu. Açıklama ile hem irade ortaya kondu hem de katkı vermek isteyen her görüşten çok sayıda insan olduğunun altı çizildi” yanıtını aldığını belirtti. Sabuncu, aynı kaynağın, Eylül ayı itibari ile çalışmaların daha açık bir şekilde başlayacağını belirttiğini söyledi.
Sonbaharda kurulacak
Sabuncu, sonbaharda kurulacağı belirtilen Babacan’ın partisinin neredeyse tamamanın AKP’de yer almış, önemil sorumluluklar almış isimlerden oluşacağı bir nevi “AKP küskünleri partisi” olacağına ilişkin de aynı kaynağın, “Kurucu olarak AKP’li oranı en fazla üçte bir olur. Merkezde bir hareket olmasını arzuluyoruz, öyle de olacak” cevabını verdiğini söyledi. Sabuncu devamla şu değerlendirmeyi yaptı: “Son seçimler gösterdi ki MHP destekli AKP iktidarı oy kaybediyor. Babacan’ın kuracağı partinin Tayyip Erdoğan’ın işini daha da zorlaştırabileceği konuşuluyor. Bu yüzden hareket yola çıkmadan bir erken seçim ihtimali dillendiriliyor. Erdoğan’ın MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi ev ziyaretinde bu konunun da gündeme geldiği, Bahçeli’nin İYİ Partililere arka arkaya yaptığı çağrıların perde arkasında bu düşüncenin, bu hazırlığın yattığı söyleniyor. Babacan’a en yakın isimlerden birine ‘Erken seçim olsa da parti kurulacak mı?’ diye sordum. Şu yanıtı aldım: Bu hareket seçimler düşünülerek değil Türkiye’nin acil çözüm gerektiren ihtiyaçları gözetilerek ortaya çıkmış bir hareket. Erken seçim gibi kimi atraksiyonlar bunun önünü kesmez. Bu sene yapılabilir diye düşünenler içinse şunu söyleyeyim, zaten bu bir erken seçim değil baskın seçim olur. Onun için de takvim müsait değil.”
Erdoğan’a cevap gibi
Ali Babacan’ın önceki gün çalışmaya başladıklarına yönelik yaptığı açıklamanın her açıdan Cumhurbaşkanı Tayyup Erdoğan’a yanıt niteliğinde olduğu yorumları yapılıyor, Tek adamlık tartışmaları konusu: “En önemli çalışma ilkelerimizden birisi katılımcılık ilkesidir. Çoğulcu demokrasi ilkemizin gereği olarak bu süreç toplumumuzun her kesiminden gelecek önerilere açık olacaktır.” Kaz Dağları’ndaki maden çalışmalarının doğayı tahrip ettiği, Munzur’dan Hasankeyf’e pek çok çevre sorununun yaşandığı süreçte açıklamada şöyle bir bölüm var: “Çevreyle ilgili sorunların göz ardı edildiği bir dönemde, bizim başlatmış olduğumuz bu çalışmalar sadece ülkemizde değil, çok daha geniş bir coğrafyada da ilgiyle takip edilmektedir.” Gazetecilerden siyasetçilere, cezaevlerinin düşüncelerinden dolayı özgürlüklerini kaybetmiş isimlerle dolu olduğu, siyasetçiler tarafından ilk derece mahkemelere Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması yönünde çağrıların yapıldığı süreçte Babacan şu anki durumu eleştirip şöyle diyor: “İnsan hakları ve özgürlükler konusunda en yüksek standartları hedeflemek, ileri demokrasi için ısrarla çalışmak, hukukun üstünlüğü ilkesini tavizsiz bir şekilde savunmak, itibarlı kurumları ve kuralları esas alan bir ekonomi politikası uygulamak, çevreyi korumada güçlü bir irade ortaya koymak ülkemiz için yeniden önemli bir ihtiyaç haline gelmiştir.”
Ümmeti parçalamayın demişti
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirve Toplantısı için gittiği Bosna Hersek ziyaretinden dönerken uçaktaki gazetecilere konuşmuştu. Erdoğan buradaki konuşmalarında yeni parti kuracak olan Ali Babacan ile görüştüğünü ve görüşmeye ilişkin kendisine şunları söylediğini belirtmişti: “Ben Ali Bey’in kendisine de söyledim. ‘Yolunuz yolunuzdur eyvallah ama şunu unutmayın ki bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz. Bunun parçalanmasıyla da bir yere gidemeyeceksiniz’ dedim. ‘Fazla da geç kalmayın’ dedim. Bir an önce kursun ki daha seçime dört sene var.”
Danışmandan ‘FETÖ’ iddiası
Yeni parti startını resmen veren Ali Babacan’la ilgili gündemi sarsacak bir gelişme yaşandı. Cumhurbaşkanı Başdanışman ve Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu Üyesi Yiğit Bulut, Twitter hesabından tepki göstererek, Babacan’ı terletecek “FETÖ” iddialarında bulundu. Bulut şu paylaşımı yaptı “Ali Babacan “Yeni Türkiye” istiyormuş! Hafızası biraz zayıf galiba! Ben hatırlatayım! Ali Beycim, bakanlığın döneminde kaç milyar dolarlık dış borçlanma yaptın! 10 yıldan fazla! 80 milyar dolar üstü olabilir mi! En düşük! Neden Asya Bankalarını almadın” diye sordu. Bulut, ayrıca Ali Babacan’ın bakanlığı döneminde “FETÖ’nün” bankası Bank Asya’yı devlet’e 1.5 milyar dolar zarar verecek şekilde satmaya kalkıştığını iddia etti.
HABER MERKEZİ