HDP’li belediye 2020’de halka satılan suda yüzde 50 indirim yapmıştı. Bu indirimde ‘kamu zararı’ oluştuğu gerekçesiyle Kars kayyumunun HDP’li meclis üyelerine ‘zararı ödeyin’ tebligatı göndermesi dikkat çekerken, akıllara AKP’nin kamu olarak şirketleri görmesi geldi
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Kars Belediyesi kayyumu, belediyenin HDP tarafından yönetildiği Ekim 2020 öncesinde içme suyu faturalarına yapılan yüzde 50 indirimin ‘kamu zararı oluşturduğu ve belediye gelirlerini azalttığı’ iddiasıyla oluşan zararı karşılamaları için HDP’li Belediye Meclisi üyelerine tebligat gönderdi. Mali Hizmetler Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri tarafından 2 Aralık 2020’de hazırlanan mali rapora dayanarak, belediyeye kayyum atanmadan önce yapılan indirim nedeniyle belediyenin zarar ettiğini öne sürdü.
Kamu zararı
Müdürlük, Meclis’te yer alan 25 üyesinin bu zararı ödemesi için tebligat gönderirken, söz konusu kararda “Kamu zararını ödememeniz halinde tahsil yoluna gideceği tebliğ olunur” denildi. Benzer bir durum yıllar önce Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven’e, Dikili halkına içme ve kullanma suyunu 10m3’e kadar ücretsiz yapmış olması ve öğrencileri okullarına ücretsiz taşıması nedeniyle dava açılmış ve 8 yıl ceza verilmişti. Diğer yandan Qers’te ve Dikili’de de ‘kamu zararı’ iddiası kamunun kim olduğu sorusunu gündeme getirirken, düşük ücretli veya ücretsiz sudan halkın yararlanıyor olması nasıl bir ‘kamu zararı’ oluşturabilir?
Tebligat seçim endeksli
Dikili eski belediye başkanı Osman Özgüven’in 8 yıl cezalandırılmasına neden olan ‘suç’, Dikili halkına içme ve kullanma suyunu 10m3 küpe kadar ücretsiz yapması ve öğrencileri okullarına ücretsiz taşımasıydı. İktidarın temel politikalarından biri olan suyun metalaştırılıp ticarileştirilmesi sürecinde Özgüven’in yaptığının iktidar tarafından hoş karşılanması imkânsızdı. Aynı gerekçe HDP’li Qers Belediyesi için uygulamaya kondu. AKP iktidarı halkçı belediyelerin önünü kesip, aba altından sopa göstermeye devam ederken, 2024 seçimlerinde etkili olabilecek isimleri ekonomik tehditle hareketsiz bırakmayı amaçlıyor.
AKP’nin kamusu kim?
AKP’nin iktidara geldiğinden bu yana şirketlerin çıkarları uğruna halkın malına çökerek ‘kamulaştırma’ yönünde aldığı ‘acele’ ya da acele olmayan kararları dikkat çekici. AKP’nin kamusunun ‘havuzlardan’ oluşan şirketler başta olmak üzere sermaye kesimlerinden oluştuğu bilinen bir gerçek. Havuz medya ve havuz şirketlerle Türkiye soyulup soğana çevrilirken, doğal yaşam inanılmaz boyutlarda zarara uğratılıp yok edildi. Acele kamulaştırma adı altında sadece savaş koşullarında uygulanabilen el koyma süreçleri günlük uygulama haline getirilirken, bundan tek faydalanan kesim ise her zaman şirketler oldu.
Kars barajı atık alana döndü
Özellikle AKP iktidarı döneminde, sermaye kesimlerine rant alanları yaratılarak fütursuz ve sınırsız bir soygun düzenini var ettiler. Qers’te kuraklık baş göstermeye başlarken, Kars Barajı’nın suyu gittikçe azaldı ve Kars çayının yarattığı kirlilik can almaya başladı. Baraj suyu giderek azalırken, kentin atık sularını içme suyu barajına boşaltabilenler, halk için yapılan belediyeciliğe katlanamıyor. 2021 yılında Çamçavuş köyündeki suların çekildiği Kars Barajı bölgesinde yeşeren alanda besicilere ait büyükbaş hayvanların önce karınları şişerek kısa sürede 35 hayvan can verirken baraja atık sular halen bırakılmaya devam etmekte. İşini yapmayan, sadece rant üretme peşinde koşan iktidarın kayyum belediyesinin meclis üyelerine gönderdiği tebligat şaşırtıcı.
Şişe suyuna mahkum hayat
Ancak parası olanın suya erişebildiği ve şişelenmiş suya mahkum edildiğimiz bu dönemde suyu ücretsiz dağıtmak ya da düşük ücretle halka ulaşmasını sağlamanın suç sayılması iktidarın fıtratına uygun bir durum. Artık yaşamın en önemli müştereği sermaye devletinin elinde pahalı bir ‘mala’ dönüştürüldü ve sermaye hizmetlisi oldu, Kürt halkına karşı silah oldu, elektrik oldu ve insan dahil tüm canlıların en değerli müştereği olan sulara dönük politikalar kabul edilemez boyutlara ulaştı.
Meclis’e taşınmıştı
HEDEP Qers (Kars) Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, söz konusu durumu Meclis gündemine taşımıştı. Koçyiğit, İçişleri Bakanlığı’nın yanıtlaması istemi ile verdiği soru önergesinde şu soruların yanıtlanmasını istedi: “16 Ağustos 2023 tarihinde alınan bu kararın belediye meclis üyelerine 3 ay sonra tebliğ edilmesinin sebebi nedir? Bahsedilen ‘Üst Yönetici Değerlendirme Formu’nun soruşturması ne zaman başlatılmıştır? Meclis üyelerine tebliğ konusu olan kararın üstünden 3 yıl geçmesine rağmen bu ‘kamu zararı’ gündeminin bugün oluşturulmasının birkaç ay sonra olacak yerel seçimlerle ilişkisi var mıdır? Bahsedilen kamu zararının oluşmasını gösteren kıstaslar nedir? Belediye Meclisi üyelerinin görevi belediyenin sunduğu hizmetlere ve belediyenin kaynaklarına belediye sınırları içinde yaşayan her canlının eşit ve adil erişimini arttırmak, kaynakları ve bütçesi doğrultusunda politika ve uygulama üretmek midir yoksa bir şirketin yönetim kuruluymuşçasına çalışarak kâr maksimizasyonu sağlamak mıdır? Kars Belediyesi 2019 seçimlerinden sonra 400 milyon zararla devralınmıştır. Bu 400 milyon zararı oluşturan yönetime karşı da bir soruşturma açılacak mıdır?”