Yaşanan krizin temel nedenin AKP’nin savaşa yatırdığı bütçe olduğunu belirten yurttaşlar, ‘Pazara gidip eli boş dönüyoruz. Maaş cebimize girmeden eriyor. AKP derhal savaş politikalarından vazgeçmeli’ dedi
Yadigar Aygün
AKP’nin izlediği yanlış politikalar sonucu Türkiye’deki ekonomik kriz gün geçtikçe derinleşiyor. Türk-İş’in Temmuz ayındaki verilerine göre “Açlık ve Yoksulluk Sınırı” 6 bin 840 olarak açıklandı. Açlık sınırı, yeni düzenlemeyle 5 bin 500 olarak belirlenen asgari ücretin bin 340 TL üstünde kalıyor. Bunun yanı sıra her gün yapılan yeni zamlar ile bu aralığın gittikçe artacağı ifade edilirken, yurttaşlar her şeyden kısarak hayatta kalma mücadelesi veriyor. Öyle ki Pazarda en ucuz ürünü bulmak için saatlerce dolaşan yurttaşlar, yine de poşetleri boş bir şekilde eve dönüyor.
Birçok yerde olduğu gibi İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Unkapanı Pazartesi Pazarı’nda da durum çok farklı değil. Pazara gelen yurttaşlar ürünlerin pahalı olduğundan dert yanıp elleri boş eve dönerken, pazar esnafı ise maliyetlerin yüksek olmasından şikayet edip, iş yapamadıklarını söyledi.
Her şey pahalı
Yaz ortasında sebze ve meyve fiyatlarının uygun olması gerekirken çok pahalı olduğunu belirten Emine K., “200 TL ile hem pazar alışverişini hem maket alışverişini yapmam gerekiyor. Bir haftalık gıdamız için ancak 200 TL ayırabildim. Ne yapacağımı, nasıl yetiştireceğimi bilemiyorum. Bir kilo patlıcan, bir kilo fasulye, 2 kilo domates 10 TL’lik ıspanak alabildim ve bu kadar az ürüne 170 TL harcadım. Market alışverişim için elimde sadece 30 TL kaldı. Kira, faturalar derken gıdaya para ayıramıyoruz. Tek maaş ile geçiniyoruz” dedi.
Mutfakta yangın var
Eşinin tekstil atölyesinde çalıştığını sözlerine ekleyen Emine K., “Eşim asgari ücretten bir tık yukarıda maaş almak için sigortasız çalışıyor. Bin 700 TL kira ödüyoruz. Kiraya da zam gelecek. Elektrik, su faturamız 200 TL geliyor. Doğalgazım yok. Mutfağımıza yangın düştü. Çocuğu olan aileler nasıl geçinecek. Geçen yıla göre gıda fiyatları yüzde yüz arttı. Asgari ücret arttı ama her şeyinde fiyatları yüzde yüz arttı. Maaş cebimize girmeden eriyor. Kimse asgari ücrete gelen zamma sevinemedi. Bu yıl domates konservesi yapamayacağım. Domates fiyatları ve tüp fiyatları çok pahalı. Konserve yapmaya kalksam domates alsam bile tüp biter. Çok zorlanıyoruz. Gıda fiyatları düşürülmelidir” diye ifade etti.
Krizin nedeni savaş
AKP’nin sağlığa, eğitime, barınmaya, sosyal hizmetlere ayırması gereken bütçeyi savaş politikalarına ayırdığını söyleyen Mehmet G. adlı yurttaş da, Türkiye’nin tarım ülkesiyken şimdi ise tarımda dışa bağımlı hale geldiğini söyledi. Fiyatları görünce psikolojisinin bozulduğunun altını çizen Mehmet G., “Gıda fiyatları çok yüksek. Geçinemiyoruz. Türkiye yeterli beslenemiyor. Bir yumurta 50 TL oldu. Bir kilo domates 15 TL. Bir kilo biber 20 TL oldu nasıl alalım? Pazara gidip elim boş döndüğüm çok oluyor. Bir ürünü canımız çekti diyelim fiyatları görünce almayayım kalsın diyoruz. AKP ekonomik krizi yönetemiyor. Ukrayna ve Rusya da savaş olmasına rağmen enflasyon yüzde 14 yüzde 17, bizde ise enflasyon yüzde yüz. Türkiye’nin savaş politikasına harcadığı yatırımlar her yıl artıyor. Savaşa ve savunma sanayine harcanan bütçe sağlığa, gıdaya, sosyal hizmetlere ayrılmış olsaydı Türkiye’nin hali bambaşka olurdu. Türkiye 2002 de tarım ülkesiyken şimdi gıdayı dış ülkelerden alıyor. Türkiye 10 ülkeden tarım arazisi kiralayacak olması ise tam bir kara mizah örneği” dedi.
Maliyet 3 katına çıktı
28 yıldır pazarcılık yapan Mustafa Özer de, yurttaşların artık gıda alacak gücü olmadığını vurguladı. Maliyetlerin her gün arttığına dikkati çeken Özer, “Eskiye göre maliyetlerimiz çok arttı. Yakıt fiyatları çok pahalı. Önceden bir araç Antalya veya Mersin’den 12 bin TL’ye gelirdi şimdi aynı araç Bayrampaşa haline geldiği zaman 28 bin TL yakıt parası ödüyor. Maliyetlerimiz eskiye oranla 3 katına çıktı. Tezgaha gelen yurttaşların gıda alacak gücü yok. Yurttaşlar, eskiden 3 kilo, 4 kilo ürün alırken şuanda 2 tane elma, bir şeftali alıyor. Sattığımız üründen poşet parasını bile çıkaramıyoruz. Eskiden 5 bin TL’ye halden bir araba ürüne şimdi 20 bin ödüyorum. 2 ya da 3 günde ürünü satamıyorum. Yazın ürünlerimiz satılmadığı için çöp oluyor. Bugün İstanbul’da bir kira 7 bin TL. İnsanlar bu halde nasıl gıdaya para ayırabilsin?” diye belirtti.
Alım gücü azaldı
Pazarcı Kemal Kaya’da gıda fiyatların yüksek olduğunu ve her geçen gün pazarcıların maliyetlerinin arttığını belirtti. Kaya, “Artık pazarda çalışmaktan bıktık. Yaşam şartları olsun, ürün fiyatları olsun, artık bizi çok zorluyor. Sıkıntı çekiyoruz. İnsanlar, bize sürekli neden pahalı neden bu kadar fiyatlar arttı diyor. Fiyatlar bir pahalanıyor bir düşüyor. Aynı borsa gibi oldu. Önceden sabit kalırdı. Şimdi bir gün 5 TL yarın bakıyorsun 10 TL. Tezgaha gelip ürün almadan dönenler çok oluyor. Bir kilo ürün alacağına 250 gram alıyor. 4 tane ürün alıyor. Bizi en çok mazot ve poşet fiyatları zorluyor. Poşetin bize maliyeti önceden haftada 300 TL iken şimdi haftada bin TL oldu. Maliyetlerimiz sürekli artıyor. Haftada 300 TL eve harçlık bırakırken şimdi günde 100 TL bırakmamız lazım ki dolaba erzak girsin. Gıda fiyatların bir an önce düşürülmesi lazım” şeklinde konuştu.