Urfa’da devlet hastanelerinde günleri aşan sonrasına verilen MR, Dijital Röntgen, Ultrasonografi ve doktor randevuları sanal kuyruklar oluşturdu
Geçmişte hastane kapılarında uzayan kuyruklar, internet randevu sisteminde adeta “sanal kuyruğa” dönüştü. Yetersiz altyapı, doktor eksikliği ve hastanelerdeki fiziki eksiklik Türkiye’nin en kalabalık illerinden biri olan Urfa’da sağlık sistemi çökmüş durumda. Kamu hastanelerinde internet üzerinden alınan randevulara en erken 15 gün sonrasına gün veriliyor. Randevu almak için saatlerce uğraşan hastaların bir kısmı vazgeçmek zorunda kalıyor.
Doğum oranın yüksek olduğu ilde kadın doğum servisinden randevu almak neredeyse imkansız hale geldi.
MA’dan Ceylan Şahinli’ye konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Urfa Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Kenan Gengeç, kentte sağlık sisteminin çöktüğünü söyledi.
Sanal kuyruklar
İktidarın geçmişte sigorta hastaneleri önünde oluşan kuyrukları bitirmekle övündüğünü hatırlatan sendika yöneticisi Gengeç, şimdi ise “dijital sıralar var” diye belirtti. Gengeç, “Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu oluşturuluyor. Şu an 15 gün 20 güne randevu alamayabiliyorsunuz” diyerek, Manyetik Rezonans (MR), Dijital Röntgen, Dijital Panoramik Röntgen, Mamografi, Renkli Doppler Ultrasonografi, Ultrasonografi gibi görüntüleme testlerinde sıranın 2 ayı aştığını kaydetti.
Sistem tıkandı
Kentteki doğum oranına dikkati çeken Gengeç, “Acil koşullarda elbette acil doktorları bulunuyordur ama ancak burada hekime ulaşım ise büyük problem. Kamu hastanelerinde sıra bulunamıyor” dedi. Devlette sıra bulamayan hastaların ekonomik durumu el veriyorsa özel hastanelere gitmek zorunda kaldıklarını vurgulayan Gengeç, “Sistemin kendisi bunu haykırıyor. Sistemin kendisi çökmüş şu an. 2000’li yıllarda yürürlüğe konan sağlıkta dönüşüm programı çökmüş. Sistemin kendisi özele yönlendiriyor. Sistemin tıkandığı kamuda hizmet alamayan hastalar özele başvuruyor” diye konuştu.
35 hekim var
Merkez Eyyübiye, Haliliye ve Karaköprü ilçelerinde kamu hastanelerinde yaklaşık 30-35 Doğum ve Kadın Hastalıkları uzmanı hekim bulunduğunu ifade eden Gengeç, sirkülasyondan kaynaklı hekim sayısının sürekli değiştiğini ve bu haliyle hekim sayısının yeterli olmadığını ifade etti.
Sağlıkta şiddetin en çok olduğu il
Birçok konuda olduğu gibi sağlık alanında da bölgesel eşitsizliğin oldukça belirgin olduğunu hatırlatan Gengeç, batı illerine kıyasla bölge kentlerinin hastane sayısı, hekim sayısı açısından daha geride olduğunu, sosyolojik, ekonomik ve belli başlı başka gerekçelerle de birçok hekimin batı illerine yöneldiğini ifade etti. “Urfalı hekimlerin de belli bir süre sonra gittiğini görüyoruz” diyen Gengeç, şöyle devam etti: “Urfa sağlıkta şiddetin de en fazla olduğu il. Hasta çok, hekim, hastane sayısı az. Bu ortamlarda karmaşa ve kaos ortamı kaçınılmaz oluyor. Sistem zaten çökmüş bir sistem. Urfa’da yöneticilerin çoğu liyakatsiz ve ehliyetsiz. Elinde var olan hastane ya da kurumu tam optimal işletemiyor ya da o koşulları sağlayamıyorlar. Kaos da böylece beraberinde geliyor.”
Hekimler gidiyor
Kentteki sağlık sıkıntılarının sağlık emekçilerine uygulanan haksız çalışma şartlarıyla bire bir bağlantılı olduğunu da sözlerine ekleyen Gengeç, şunları ifade etti: “Hekim ve sağlık çalışanlarının istifa ettiklerini görüyoruz. Hekim ve sağlık çalışanlarının istifası bütünün bir parçasıdır. Çökmüş, iflas etmiş sağlık sisteminin dönüşüm programının bir sonucudur. Ülkedeki ekonomik durum, kriz ister istemez hekimi de etkiliyor. Özel hastaneler ve yurtdışında daha iyi koşullar bulan hekimler gidebilir. Cumhurbaşkanının hekimler için ‘giderlerse gitsinler’ sözleri üzerine duygusal bir kopuş da başladı. Çevremdeki birçok insan İngilizce ve Almanca çalışıyor. Fırsatını bularak bir an önce Avrupa ve batı şehirlerine gitmeyi planlıyor. Pandemi de iyi kötü hekimlere ve sağlık çalışanlarına bir saygınlık vardı. Bu son dönemdeki açıklamalar bu saygınlığı bitirmiş oldu. Bu da duygusal kopuşa sebep oldu. Bu söylemler sağlık emekçilerini de hedef gösteriyor ve şiddet ortamı da yaratıyor. Çökmüş olan bir sağlık sisteminin üzerine bu tarz söylemler şiddetin tırmanmasını sağlıyor.”
Mültecilerin durumu
Anne bebek ölüm oranları sıralamasında da kenttin ilk sıralarda yer aldığını ve bu veriler içerisinde mültecilerin yer almadığını ifade eden Gengeç, şunları söyledi: “Bu veriler içerisinde mültecilerin verisi yok. Ancak onların verilerinin yerleşik halktan daha yüksek olduğu, problemlerin daha yüksek olduğu aşikârdır. Zaten tam manasıyla kayıtlı bir arşiv yok mültecilerle ilgili. Bir çalışma da yok. Çünkü kayıt dışı birçok mülteci var. Hem sosyo-ekonomik koşulları hem de yerleşik alanları. Dolayısıyla sağlığı etkileyen ana sebepler göçün verdiği sağlıksızlık halini mülteciler kat be kat yaşıyor. Çoğu gıdaya, vitamine ve besine ulaşamıyor. Sağlıksızlık halini böyle yorumlarsak Urfa’nın yerleşik halkından çok daha fazla problemleri olduğunu söyleyebiliriz.”