Bugün Erbakan’a karşı 28 Şubat’ta gerçekleşen post-modern darbenin yıldönümü olduğu gibi Dolmabahçe Mutabakatı’nın da yıldönümü. Bu 28 Şubat, AKP’nin çözüm sürecine karşı post-modern darbesi olarak kayda geçti
Türkiye tarihinde belki de ilk defa bu noktaya gelinmişti. Yüz yıllı aşan geçmişiyle Kürt sorunu ilk kez gerçek muhatapları ile devlet arasında müzakere konusu ediliyordu. 2012 yılının sonunda açlık grevleri ve toplumsal mücadele sonucu İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet ve hükümet heyetleri arasında diyalog süreci başladı. İstanbul Dolmabahçe’de Başbakanlık ofisinde devlet-hükümet heyeti ile İmralı heyetleri karşılıklı oturarak mutabakatlarını kamuoyuna duyurdu. Devlet-hükümet kanadından Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu katılırken, İmralı Heyeti adına HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken katıldı. İki taraf ortak mutabakatı okurken, mutabakatta Öcalan’ın Türkiye’nin demokratikleşmesi için hazırladığı 10 maddelik yol haritası ilan edildi.
Tarihi fırsat heba edildi
2013 yılının başından 24 Temmuz 2015 tarihine kadar olan dönemde bölgede ve Türkiye’de barış atmosferinin etkisiyle dinamik ve demokratikleşmede eşik atlatacak bir fırsat kapısı aralandı. 28 Şubat 2015’te bu süreç zirveye çıktı ve İstanbul Dolmabahçe’de devlet-hükümet heyeti ile İmralı heyetleri karşılıklı oturarak mutabakatlarını kamuoyuna duyurdu. Heyetlerin ortak açıklaması tarihi bir kare olarak kayıtlara geçerken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önce “beklediğimiz, özlediğimiz bir tablo” dedi, üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra Dolmabahçe Mutabakatı’nı kabul etmediğini ilan etti. Çözüm sürecini siyasi olarak bitirdiğini ilan eden AKP iktidarı, ardından 24 Temmuz 2015’te 50’yi aşkın uçakla Kandil’e hava harekatı emri vererek ateşkesi de sona erdirdi.
Darbe, OHAL, savaş…
Bu süreçten sonra ülke, çatışma, darbe girişimi, OHAL, savaş, kentlerin yıkılması ve katliamlarla tarihin en dehşet verici dönemlerinden birine girdi. Bugünlerin yolları, 28 Şubat’ta devrilen çözüm masası ile döşendi. Necmettin Erbakan öncülüğündeki hükümete yönelik 28 Şubat 1997’de gerçekleşen post-modern darbeye bir cevap olarak da değerlendirilen süreç, bizzat AKP iktidarının çözüme yönelik gerçekleştirdiği bir post-modern darbeye dönüştü. Daha başında Paris’te 3 Kürt kadın siyasetçinin katledilmesi ile çözüm süreci daha başlar başlamaz sabotajlar ve provokasyonlar başladı. Süreç boyunca birçok benzer badire Öcalan’ın müdahalesiyle atlatılırken, sürecin barış ve demokrasi lehine işlemesi AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’da iktidardan düşeceği endişesine yol açtı. Sürecin seyrini iktidarın çözümü işine gelince savunan, gelmeyince tanımayan bu tutumu belirledi.
HABER MERKEZİ