AKP, Kürt illerinde bariz bir gerileme yaşıyor. Durumu değiştirmek için atılan adımlar ise çaresizliğin göstergeleri olarak okunuyor. Bölgedeki gözlemciler AKP’nin artık toparlanmasının mümkün olmadığını belirtiyor
Hüseyin Kalkan
AKP önce Diyarbakır’da 12 ilçe yöneticisinin istifasını istedi, yöneticiler de herhangi bir zorluk çıkarmadan istifa ettiler. Siyasi yorumcular bu değişikliği bir erken seçim hazırlığı olarak değerlendirdi. Ancak akabinde AKP ilanla yeni yönetici aramaya çıktı. Bu bazıları için şaşırtıcı oldu. Ne olmuştu da Kürtlerden oy alan, ikinci parti olan iktidar partisi ilanla yönetici arayacak hale gelmişti.
Bu konu ile ilgili Diyarbakır’da konuştuğumuz isimler hiç de şaşırmış görünmüyorlardı ve AKP’nin bu duruma düşmesinin nedenlerini peşi peşine sıralıyorlardı. Siyasal ve Sosyal Araştırma Merkezi’nin (SAMER) Koordinatörü Yüksel Genç, AKP’nin bölgedeki durumuna ilişkin şunları söylüyordu: “AKP’nin kendi yöneticilerini istifaya çağırması onlardan duyduğu memnuniyetsizliğin bir göstergesi, ancak ardından sosyal medyada yayınladığı bir ilanla yeni yönetici aramasının gösterdiği bir şey var. AKP’nin Diyarbakır’daki aldığı oy her seçimde düştü. Son dönemde yapılan kamuoyu araştırmaları, saha çalışmaları AKP’nin hem Diyarbakır’da hem de bölge genelinde taban kaybettiğini gösteriyor. Böylece bunun faturasını da yereldeki yöneticilerine çıkarmış oluyor.”
Seçimden hezimetle çıkmak
Uzun yıllardır Diyarbakır’da yaşayan ve bölgeyi iyi bilen gazeteci Vecdi Erbay ise yönetici değişikliğini geçen yerel
seçimde alınan yenilgiyle bağlantılı olduğunu belirterek, şunları ekliyor: “İstifaların AK Parti’nin yerel seçim sonuçlarından duyduğu rahatsızlıktan kaynaklandığı ileri sürülüyor. Bu da normal çünkü AK Parti, kayyumla yönetilen Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinde hezimete uğradı. Bu hezimetle ilgili bir suçlu aranacaktı elbette. Anlaşılan o ki suçlu da söz konusu ilçelerin başkanları olarak tespit edildi. Buraya kadar ‘normal’ diye tarif ettiğimiz gelişmelerin parti içi demokrasi ile bir ilgisinin olup olmadığı ise tartışmaya açık elbette.”
‘Kamunun kaynakları AKP’ye’
HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel ise hem parti içi demokrasiye işaret ediyor hem de Diyarbakır’da kaybetmesinin nedenleri üzerinde duruyor. Güzel, sorunu AKP’nin siyasetlerinden ve ideolojisinden kaynaklandığının altını çizerek şunlara dikkat çekiyor. “Öncelikle tam bir AKP parti içi işleyişi örneği olarak görüyoruz. Yıllardır Diyarbakır’da her türlü yöntemi deneyip hiçbir şekilde başarı elde edemeyen AKP, bu başarısızlığı kendi kadrolarına ödetmeye çalışıyor fakat sorun ilçe başkanlarında değil sorun AKP’nin ideolojik ve politik tutumundadır. Diyarbakır’daki politik örgütlenmenin AKP için oldukça önemli olduğunu ve Diyarbakır’da zor ve şiddetin yanı sıra asimile ederek, halkın ekonomik sınıfını hedef haline getirip para ile düşürmeye çalışarak birçok yöntemin denenip halkın AKP taraftarı olmasını sağlamak için çok yoğun çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Şehirdeki bütün kaynaklar da şu anda kayyum rejimi yüzünden AKP’nin politik çalışmalarının kaynağı olmuş durumda. Bütün imkânları seferber etmelerine rağmen 2018 genel seçimlerinde de 31 Mart yerel seçimlerinde de büyük bir hezimet yaşadılar. Şimdi bu yenilgilerin ve başarısızlığın bedelini kendi yerel kadrolarına ödetmeye çalışıyorlar.”
Savaşa karşı ses çıkarmak
Peki, AKP bölgede yaşadığı sorunları çözebilecek mi? Gazeteci Vecdi Erbay, AKP’nin Diyarbakır’daki sorununun derinlerde olduğunun üzerinde duruyor ve yönetici değiştirmekle AKP’nin sorunlarını çözemeyeceğini belirtiyor. Erbay sözlerini şöyle sürdürüyor: “Ama AK Parti’nin içindeki esas meselenin daha derin olduğu malum. Mesele, öncelikle, yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin siyaset yapma biçiminde ve bu mesele 12 ilçe başkanının istifaya zorlanmasıyla çözülecek gibi değil. AK Parti, istifaya zorlanan 12 ilçe başkanının yerini dolduracak yeni isimler bulacaktır elbette ama bu yeni isimler liyakat sahibi olacak mı? Yeni başkanlar Diyarbakırlıların taleplerine karşılık verebilecek mi? İnsan hakları ihlallerine ve savaşa karşı seslerini çıkarabilecekler mi? İfade özgürlüğünü, anadilde eğitimi ve hayatın her alanında eşitliği savunabilecekler mi? AK Parti’nin Diyarbakırlılarla arasındaki makas, 2015’ten bu yana çok açıldı. Yeni başkanlar bu mesafeyi kapatmak istiyorlarsa yukarıdaki talepleri karşılamalı. Son seçimler gösterdi ki ne baskı ne oy için verilen rüşvetler ne de toplumda hiçbir karşılığı olmayan şahsiyetler bunu başardı. Bundan sonra da başaramayacak gibi görünüyor. Ankara’daki siyaset yapma biçimi değişmedikçe AK Parti daha çok il ve ilçe başkanı değiştirecek.”
Kürtlerden oy almak
HDP Milletvekili Semra Güzel de AKP’nin yönetme mantığının alma ve atmaya dayandığını, bunun demokrasi ile ilgisi olmadığını belirterek bu yöntemlerle ve şiddet uygulayarak herhangi bir başarı sağlamasının mümkün olmadığını belirtiyor. Güzel, AKP’nin bu yöntemlerle aynı zamanda yöneticilerine gözdağı da verdiğini vurgulayarak “AKP merkezi yönetimi en iyi kadrolarını Diyarbakır’a da yollasa, bütün imkânlarını seferber de etse, her türlü kirli politikalarını da uygulasa AKP’nin merkezi ideoloji ve tutumundan dolayı Kürtler oy vermedi, bundan sonra da vermez. AKP Diyarbakır’da bitti, Türkiye’de de bitecek” diye konuştu.
Yeni partilerin etkisi olacak
SAMER Koordinatörü Genç, AKP’nin sosyal medyada yayınladığı ilanlarla yeni yönetici aramasının, AKP’nin artık Diyarbakır’da ilçe yönetimleri oluşturamayacak kadar gerilediğini gösterdiğini belirtiyor. “Belki yöneticileri değiştirmekle bölgedeki oy oranını tekrar yükseltmeye çalışacaktır. Ama ilanla bulunacak yöneticilerle böyle bir şeyi gerçekleştirebilir mi?” diye soran Genç, şu belirlemeyi yapıyor: “Biliyorsunuz son bir yıl içinde AKP içinde iki yeni parti çıktı. Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi ve Ali Babacan’ın DEVA Partisi. Yeni bir seçimde AKP bu iki parti ile mücadele etmek zorunda. Ve zorlanacağı belli. Bu yarışta daha avantajlı konuma gelmek için yeni yönetici arayışında olabilir. Bir yanda yaşadığı erime, onu toparlamaya çalışıyor, bir yanda da muhafazakâr tabanda bu iki partiye kaymaları engellemeye çalışıyor. Bütün bunları birlikte değerlendirmek gerekiyor. Ama şunun tekrar altını çizmek gerekirse, oy kaybının, tabanının parti terk etmesinin faturasını yerel yöneticiler çıkarmış görünüyor.”