AKP iktidarı iklim değişimini hızlandıran her şeyi yaparken, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un iklim değişiminden kaynaklı sorunları çözmek için açıkladığı eylem planı, inşaat sermayesine yeni bir soluk olacak
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, bakanlığınca iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında hazırlanan ve Trabzon, Samsun, Ordu, Rize, Giresun ve Artvin illerini kapsayan 15 maddelik ‘Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planı’nı Trabzon’da düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı.
Bakan Kurum, “Karadeniz’imizi, ülkemizi ve tüm dünyayı yakından ilgilendiren önemli bir meseleyle ilgili toplandık. Deniz suyu seviyesi 19 cm yükseldi. Kötü senaryo gerçekleşirse, birçok adanın sular altında kalması, pek çok yerel kültürün yok olması ve buna bağlı olarak İklim göçü meydana gelmesi öngörülüyor. Yani, dünyada yaşayan insan nüfusunun üçte biri küresel ısınmadan etkilenecek gibi gözüküyor” sözleriyle iklim sorununun orta vadede ki sonuçlarına değindi.
Akdeniz çölleşiyor
Kurum açıklamalarının devamında, “Tatlı su kaynaklarıyla ilgili sıkıntılar meydana gelecek. Sadece insanlar için değil, tüm canlılar için dünya, yaşanması zor bir yer olacak. Yine, dünyamızda birçok canlı türünün yok olacağına, ekosistemin bozulacağına dair öngörüler bulunuyor. İklim değişikliğinin etkilerini önleyecek olan da yine bizleriz. Çocuklarımıza, gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmak hepimizin görevi. Ülkemiz iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında olan Akdeniz Havzası’nda yer alıyor. Akdeniz çölleşiyor. Ülkemizin akciğerleri olan ormanlarımız da küresel ısınmaya bağlı olarak yangın riski artıyor. İklim değişikliği ekonomiye de zarar veriyor” diye belirtirken iklim sorununun ekonomiye bağlaması dikkat çekti.
12 bin konut yapılırdı
Bakan Kurum, “Geçen ağustos ayında İstanbul’da sadece 15 dakikalık dolu yağışı 3 milyar liralık zarara neden oldu. Bu maliyetle 12 bin konut inşa edebilir, hastaneler ve okullar yapabilir, istihdam sahaları oluşturabilirdik. Kısacası iklim değişikliği herkesi ve her yeri etkileyecek. Konya Karapınarlıyım. Dünyanın nazar boncuğu olarak adlandırılan Meke Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Bölgede obruklar meydana geliyor ve çökmeler yaşanıyor. Konya gibi tarımın başkenti bir ilimizde seller yaşanmaya başladı. Bunun tabi ki başka etmenleri de var ama en belirgin nedeni iklim değişikliği” dedi. Ancak Konya Karapınar’da sadece enerji üretecek ve bölgeyi susuzluğa mahkum edip tarım üretimlerini yok edecek olan sanayi bölgesinden söz etmemesi dikkat çekiciydi.
Eylem planı: Yık-yap
Bakan Kurum, açıkladığı 15 maddelik Karadeniz Bölgesi İklim Değişikliği Eylem Planında, “Bölgeye ait mekansal strateji planları çerçevesinde alt ölçekli planları revize edeceğiz. Bu revize işlemi biter bitmez de bahsedilen 6 ilimizdeki belediyelerden alt ölçekli planların gözden geçirilmesini isteyeceğiz. Dere yatağında bulunan ve iklim değişikliği nedeniyle risk altında olan, acil ve öncelikli taşınması gereken 1950 adet bina tespit ettik. Riskli bölgelerde yaşayan 2 bin aileyi, kentsel dönüşüm kapsamında yapacağımız konutlara taşıyacağız. Trabzon Araklı merkezde Özgen ve Yolgören mahallesinde 200 konutun inşaatına TOKİ başkanlığımız başladı. Bakanlığımıza bağlı TOKİ başkanlığımız eliyle bu riskli bölgelerde 2023 yılına kadar 15 Bin konut inşa edeceğiz” diye belirtti.
Yeşil Yol’u yapanlar
İklim değişiminden söz eden Çevre Bakanı Murat Kurum’a Türkiye’de termik santrallere verilen teşvikleri hatırlatmak gerekiyor. Karadeniz sahil yolunu inşa edip akarsuların denizle buluşma noktalarını kısıtlayanlar bölgede yaşanan sorunları çözmek değil yeni bir yağma yolu açmak niyetindeler. Yeşil Yol adı altında 2 bin 600 km’lik yolla dağları-yaylaları maden, enerji ve turizm şirkelterine altyapı hizmeti olarak yaptıkları biliniyor. Fındık üreticilerinin elinden fındık bahçelerini toplulaştırma yoluyla şirketlere peşpekeşe hazırlanırlarken, çay üretim alanlarını kısıtlamak amacıyla adımlar atıp, Lipton gibi tekellerin ithal getireceği çayda katkı maddesine çeviren politikalarla halkı göçe zorluyorlar. ‘Riskli’ binaları yıkıp yeni yaptıkları evleri bölge halkı ödeyemezse bölgede boy gösteren ‘Arap Kentleri’ kurmak isteyenlere pazarlamakta planları içinde yer aldığını söylemek gerekiyor.
Hasankeyf’i suya gömenler
Çevre Bakanı Murat Kurum, tarihi yapıların iklim nedeniyle sular altında kalacağını belirtirken Hasankeyf’in AKP eliyle suya gömüldüğünü unutuyor. Hasankeyf’te evlerinden edilen halk yeni yapılan ucube kente taşınmaya zorlanırken her biri 200 bin liralaradan ulaşan borçların altına sokuluyor. Kendi halinde yaşayan halk Cengiz İnşaat vb. para kazansın diye borç batağında bir yaşama mahkum ediliyor. İklim değişiminin sonuçlarından söz eden Bakan iklim değişimine yol açan uygulamalarından da söz etmiyor. Karadeniz bölgesinde bugün yaşanan sorunların küresel iklim değişimi nedeniyle değil, bölgede yağmalanan suların önüne bentler kurup koca koca gölleri ortaya çıkaran barajların neden olduğu bilinirken bakanın sözleri iklim sorunundan faydalanmaya dönük bir söylemden ibaret olduğu Türkiye coğrafyasının dört bir yanına bakınca açıkça anlaşılabilmektedir.
İklim yağmaya kılıf
Çevre Bakanı Murat Kurum’un, “Karadeniz bölgesinde heyelan riski bulunan bölgelerde yer alan binalar tespit edilerek uygun alanlara taşınacak” sözlerinden bölgenin tümünde inşaatlarınhızlanacağı ve evi riskli olarak gösterilen halka yeni yapacakları evleri satmaya hazırlandıkları anlaşılabiliyor. Ayder Yaylası’nda ‘kentsel dönüşüm’ adı altında başlatılan yağma tüm bölgeye yayılacak. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen kentsel dönüşümlerde tek kazanan inşaat patronları oldu. On binlerce insan mağdur ve aynı zamanda 20 yılla yayılan vadelerle her ay bir avuç sermayeye rızkından kısarak ödeme yapmaya çalışıyor. Ödeyemeyenlerin ise evleri ellerinden alınıp sokağa terk ediliyor.
EKOLOJİ SERVİSİ