Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Durumu kritikleştiren esas etken ise AKP iktidarının Türkiye’yi dışarıda savaş ve işgale sürmesi, içeride ise otoriter, baskıcı ve faşizan bir yönetim anlayışını uygulamaya koymasında kaynaklı.
AKP iktidarının içeriye ve dışarıya yönelik hedefleri iç ve dış gerçeklikle, iç ve dış dinamiklerle yoğun bir çatışma içindedir. İktidarın bu çatışmaların üstesinde gelmesi ve kalıcı bir başarı kazanması mümkün görünmüyor. İktidarın özelde Ortadoğu’da genelde dış politikada Türkiye’nin önüne koyduğu hedefler hem yanlış hem de Türkiye’nin kapasitesini aşıyor; ekonomik açıdan, teknik donanım olarak ve askeri kapasite açısından aşıyor. Tarihi arka cephenin bıraktığı negatif etki ve bu etkinin oluşturduğu handikap ayrıca büyük bir dezavantaj oluşturuyor.
AKP iktidarının bırakalım hayal ettiği neo-Osmanlıcılığı hakim kılması, bu hedef temelinde hareket eden bir Türkiye var olan nispi ağırlığını dahi yitiriyor. Türkiye’nin Ortadoğu ve Balkanlarda bugünkü konumu 5 sene öncesinin çok gerisindedir. Ortadoğu’dan Balkanlara, oradan Kafkaslara kadar ezici çoğunluk Türkiye’ye karşı kendilerini koruma arayışı içine girmiş bulunuyor. Bu alanların eskiden beri Türkiye’nin niyetine yönelik kuşku ve güvensizlikleri vardı. Günümüzde ise kuşku ve güvensizlik bu alanlar açısından artık somut bir tehlike olarak görülüyor. AKP iktidarının komşulara yönelik politikası ne güvenli bir komşuluk ne iç işlerine saygı ne de demokratik bir yönetim modelini içeriyor. AKP politikasında bunların hiçbirisinin bir esamesi dahi okunmuyor. AKP iktidarının Türkiye politikası; alanlar ve ülkeler üzerinde savaşla işgal etme, ilhakla egemenlik kurma içeriklidir. Bu politika bir uyanışın, bir karşı duruşun fay hatlarını her yönüyle tetiklemiş bulunuyor.
AKP iktidarının müdahale ettiği alanlarda dayandığı güç odakları; Suriye ve Irak’ta selefi gruplardır. Çeteleleşmişler, insanlığa karşı suç işlemişler ve işlemeye devam ediyorlar. Heybelerinde katliam ve yıkımdan başka bir şey bulunmuyor. Libya’da ise dayandığı kesim, yine benzer güçler ve güçsüz Serrac kliğidir, Arap dünyasından tecride alınmış Katar yönetimidir. İktidar ve lideri tehdit ve dizayn diliyle konuşuyor. Bu dil bir karşı yoğunluğun hayli güçlendirmekten öte bir etkisi yok. AKP iktidarının Türkiye’yi Ortadoğu zemininde çatışmalara ve savaşa sokması kolay olsa da soktuğu çatışma ve savaş ortamından çıkması, çıkarması öyle kolay olmayacaktır. Ortadoğu zemininde savaşla çözüm arayanların çözümden ziyade çözümsüzlüğe yol açtıkları ve içine girdikleri çatışma ve savaş sürecinden yakalarını kolay kolay kurtaramadıkları göz önündedir. Güç, enerji ve prestijde büyük bedeller ödemek durumunda kalıyorlar. Amiyane deyimle rezil rüsva oluyorlar. Bölgede yaşanan savaşların seceresi gözden geçirildiğinde bu durum rahatlıkla görülüyor.Şimdi bu gerçek Türkiye içinde işliyor Türkiye’nin akıbeti de diğerlerinden farklı olmayacaktır. Daha beteriyle karşılaşması daha olası faturanın etkileri şimdiden ağır olmaya başladı.
AKP iktidarı dışta olduğu gibi içte de toplumu ve ülkeyi nefessiz bırakan sorunlara yol açtı. Kürt sorununda, ekonomide, demokratikleşmede, hak ve özgürlüklerde, hukukta, ekolojide yaptığı tahribat son derece ağırdır. İktidar yol açtığı yoksulluktan dolayı insanları intihara sürüklüyor. Türkiye tarihinde en fazla intiharların geliştiği dönem AKP iktidarı dönemidir. Neredeyse her gün Türkiye’nin bir yerinden intihar haberleri geliyor. Bir tarafta iktidar ve çevresinin çok asalakça lüks ve şatafatlı yaşam tarzı, diğer tarafta insanların çöpte yiyecek arar duruma düşmesi; mevcut tablo bu! İktidar hukuk alanında ise iyi, kötü, eksik bir hukuktan ziyade, tümden bir hukuksuzluğu esas almaktadır. Soruşturmalarda, gözaltına almalarda ve yargılamalarda tek ölçüt; intikam, sindirme ve kendi korkusunu bastırma ölçütüdür.
İktidarın Kürt sorununa yönelik siyaseti ise yıkım merkezli bir siyasettir; sindirme, güçten düşürme ve halk olma tahayyülünden uzaklaştırma üzerine kurulu bir siyaset yürütüyor. İktidar, Kürt halkına karşı büyük suçlar işledi ve işlemeye devam ediyor. AKP iktidarı Türkiye’nin sorunlarını çözmeyi değil; sorunları çoğaltmayı, büyütmeyi ve içinden çıkılmaz noktaya vardırmayı geliştiren bir iktidardır ve bunu bir yönetme tarzı olarak uyguluyor. Halk, ülke ve gelecek açısından en karanlık, en yıkıcı tarzı uygulamaya sokmuştur. AKP iktidarının Türkiye’nin temel sorunlarını ne çözme niyeti ne de gücü var.