AKP’li Keçiören Belediyesi, Bağlum’da bakanlığın hayvancılık desteğine uygun bulunan Kürtlere ait ahırları yıktı. Belediyede akrabası olanların ahırlarına dokunulmaması dikkat çekti. Aileler ‘Kürt olduğumuz için bu uygulamaya maruz kaldık’ dedi
Ankara’nın Keçiören ilçesine bağlı Bağlum semtinde yaşayan çoğunluğu Kürt olan yurttaşların geçimlerini sağlamak için kendi emekleriyle yaptıkları ahır ve bahçeleri yıkıldı. Yıkım sırasında yurttaşlardan biri baygınlık geçirdi. 19 Temmuz’da çok sayıda polis, asker ve TOMA ile mahalleye giren AKP’li Keçiören Belediyesi’nden ekipler, tapusu olan 7 ahırın yanı sıra yurttaşların bahçe ve kömürlüklerini de yıktı. Yurttaşlar, yıkılan ahırlarının ruhsatının ise Keçiören’e bağlanmadan önce Bağlum Belediyesi tarafından verildiğini söyledi.
Ahırların yıkılmasının ardından hayvanlar dışarıda kaldı. Yurttaşlar, derme çatma bir araya getirdikleri tahtaların arasında hayvanlara geçici yer yapsa da kalıcı bir çözüm arıyor.
‘Kürt olduğumuz için bu uygulamaya maruz kaldık’
Geçim kaynakları yıkılan yurttaşlar, Kürt oldukları için bu uygulamaya maruz kaldıklarını dile getirdi. Bakanlıktan destek parası alıp yıllardır hayvancılık yaptıklarını söyleyen yurttaşlar, kendileri gibi bu işi yapan birçok Bağlum yerlisinin ahırlarına dokunulmadığına dikkati çekti. Yıkılmayan ahırları gösteren yurttaşlar, “Tabi bunlar da yıkılsın demiyoruz ama bu yaptıkları da ayrımcılık” dedi.
Yurttaşların, “Kürt olduğumuz için bu uygulamaya maruz kaldık” sözlerini, aynı semtin cadde üzerinde, mahallenin göbeğinde bulunan ama yıkılmayan ahırlar doğruladı.
Bağlum’da 1984’ten bu yana yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Kemalettin Ağgöz, yıkılan üç ahırını göstererek, “Burası biz üç kardeşin. Tapusu da ağabeyimin üstünde. 1994’te yaptık burayı. 2008’de bu ahırları güvence göstererek bankadan kredi bile çektik. 2-3 senedir büyükbaş hayvan beslemiyorum. Kurbanlıklarım vardı onları da çadıra götürdüm, bitti. Şimdi kömürlük olarak kullanıyorduk. Hayvanların pisliğinden dolayı bir ara belediye ceza kesti, ödedim. Ama buranın yıkılacağını söylemediler” dedi.
Yıkımın olduğu gün çok sayıda polis, asker, ambulans ve TOMA’nın yanı sıra 60’a yakın zabıtanın belediye başkanının genel müdürü ve müdür yardımcısıyla beraber geldiğini kaydeden Kemalettin Ağgöz, “Ben ahırımın üstünü de açmıştım. Onlara da gösterdim. ‘Ben buranın üstünü açtım, ruhsatı da var yıkmayın. Hayvan beslemiyorum. Burayı kiler, kömürlük olarak kullanıyoruz, şu binada üç aile oturuyoruz’ dedim. Dinlemediler. Hemen kepçeye ‘vur’ dedi, tüm malzemelerle birlikte yıktılar. Dünya kadar odun kırdılar, bunların hepsi kullanılabilirdi. Kepçeyle hepsini ezdiler. Yaklaşık 50 bin TL’lik mal çıkabilirdi yıktıklarından” ifadelerini kullandı.
‘Düşmanlığı hissediyorduk’
Kendisi dışında çok sayıda kişinin ahırlarının da yıkıldığını dile getiren Kemalettin Ağgöz, Bağlum yerlisi olan yurttaşların ahırlarına dokunulmadığını aktardı. Yıkılmayan ahırlardan birini gösteren Ağgöz, “30-40 ineği var, ahırı var yıkmadılar. Genelde Kürtlerin ahırları seçiliyor gibiydi. Kepçeyi vurduklarında bile o düşmanlığı hissediyorduk. Sanki bize vuruyorlar gibi geliyordu. Belediye başkanın zaten Karayazılılara karşı ayrı bir düşmanlığı var” diye anlattı.
,Bakanlıktan hayvancılık için destek aldığını da kaydeden Kemalettin Ağgöz, “Bakanlık bana destek veriyor, ‘hayvan besle diyor’, belediye gelip yıkıyor. Bakanlık desteği vermeden gelip hayvanları besleyeceğim yerleri görüyor, tespit ediyor. Ruhsat, işletme numarası vs. yoksa destek vermiyor” dedi. Hayvan beslemese bile yıkılan söz konusu ahırları istediği gibi kullanabileceğini kaydeden Ağgöz, “Hayvan besleme’ diyebilirler ama tapulu, ruhsatlı arazimi neden yıkıyorlar, malzemelerimi neden kırıyorlar. Ne hakları var” diye sordu.
Ahırıyla beraber bahçe ve kömürlüğü de yıkılan A.G. isimli kadın da, 24 yıldır Bağlum’da yaşadığını ve hayvancılıkla geçimlerini sağladıklarını söyledi. Beslediği 10 süt ineğinin iki gündür dışarıda kaldığını ifade eden A.G, “Ahırı da yıktılar. Yarın yağmur yağsa ne yapacağım? Arsa bizim, tapumuz var. Ben ekmek paramı satamam. O yıksın ben yapacağım, başka yapacağım bir şey yok. Tek geçim kaynağımız bu. Ne yapalım yaşamayalım mı? Bunu mu istiyorlar” diyerek isyan etti.
Bahçesinin yıkılmasına karşı çıktığında belediyeden gelen ekiplerin kendisine küfür ettiğini dile getiren A.G, bahçede bulunan sobasını da ezdiklerini, kömürlüğünü de yıktıklarını anlattı. A.G, şunları belirtti: “Sadece biz Kürtlerin ahırlarını yıktılar. Yıkılmayanların belediyede çalışan akrabaları var. Belediyeden gelen ekiplerden biri bahçemi yıktıktan sonra hemen yukarıdaki ahırı ve bahçesi olan eve gitti, suyunu içti. Sonra öğrendim ki o evdekilerin akrabasıymış” dedi.
Yıkıma karşı geldiği için ekiplerin kendisine, “Sen bayansın gir içeri” dediğini dile getiren A.G, “Kadın olsam da hakkımı koruyamaz mıyım? İnsan değil miyim? Burayı kaldırıyorsa o zaman bana bir iş versin ben de çalışayım. Şimdi ne yapacağım. Süt makinemi de kırdılar. Hiçbir şeye acımadılar. Bu malzemelere toplamda 100 bine yakın para harcadım. Kürtleri, fakirleri eziyorlar. Acımıyorlar. Yıkım kararı sadece ahırlar için ama bahçemi, kömürlüğümü de yıktılar, malzemelerimi de kırdılar” şeklinde konuştu.
Artan zamlara da dikkati çeken A.G, “Ekmeği 2 TL ucuz alabilmek için saatlerde Halk Ekmek kuyruğunda bekliyorum. Ekmeğimi elimden aldılar nasıl geçineceğim” diye sordu.
Konu üzerine MA’nın ulaşmaya çalıştığı Keçiören Belediyesi Fen İşleri, “imar izni olmadığı” iddiasında bulunarak, detaylı bilgi için Fen İşleri sorumlusuna yönlendirdi. Fen İşleri Müdürü Abidin Arıkök, Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne de ulaşılamadı.
Zemo Ağgöz – Fırat Can Arslan/MA