Endemik türlerin ekolojik denge için yerinde korunması gerekiyor. Ancak AKP endemik türleri sanayileştirerek ihracatını yapmaya hazırlanıyor
TBMM Tıbbi Aromatik Bitkiler Komisyonu Başkanı AKP’li İbrahim Aydın, komisyon üyeleriyle birlikte Hatay Valisi Rahmi Doğan’ı ziyarette yaptığı açaıklamada, “Endemik türlerin korunmasını sağlayarak tarımını yapmamız ve sanayileştirerek ihracatını yapmamız gerekiyor” diye belirtti. Daha sonra 280 bitki türünün sergilendiği Tıbbi Aromatik Bitkiler Müzesi’nde incelemelerde bulundu.
3 bin 600 endemik tür var
Hatay’a geldiklerini ve kentin bitki çeşitliliği açısından çok zengin olduğunu belirten Aydın, “Ülkemizde 12 bin üzerinde bitki çeşitliliği var ve bunların 3 bin 600’ü endemik. Yine Hatay’ımızda da 2 binin üzerinde bitki çeşitliliği var, 300’ün üzerinde de endemik türü var” dedi. Aydın, tıbbi ve aromatik bitki çeşitliliği açısından zengin olan Türkiye’nin dünya ekonomisinde önemli bir pay almasını amaçladıklarını söyledi.
2023’te hedef 5 milyar dolar
Dünya ekonomisinde tıbbı ve aromatik bitki hacminin 115 milyar dolar olduğunu ifade eden Aydın, “Bizim ülkemizde ise 500-600 milyon dolardan bahsediliyor. Biz diyoruz ki; bunları iyi bir şekilde değerlendirirsek 2023 yılında, buradan 5 milyar dolar gelirimizin olması gerekiyor” diye konuştu. Tıbbi ve aromatik bitkilerin ihracatı konusunda kurumlara tavsiyelerde bulunacaklarını belirten Aydın, “Biz bunları ilaç yaparak, yağını çıkararak ihraç eder duruma getirmemiz gerekiyor veya ilaç sanayinde kullanmamız gerekiyor, yoksa buradan dağdan topladığımızla beraber onu ihraç etmek değil. Hatta endemik türlerin korunmasını sağlayarak tarımını yapmamız ve sanayileştirerek ülke dışına ihracatını yapmamız gerekiyor” dedi.
Son 3 yılda türler kayıt altına alındı
Türkiye’de Tarım Orman Bakanlığı tarafından sürdürülen, ‘Biyolojik çeşitliliğin ekonomiye kazandırılması ve genetik kaynaklara dayalı sınai mülkiyet haklarının oluşturulması’ amacıyla tüm kentlerin coğrafi alanlarında biyoçeşitlilik kayıt altına alınma çalışmaları neredeyse tamamlandı. Bu çalışma, TBMM komisyon başkanı Aydın’ın sözünü ettiği endemik türlerin ticarileştirilmesinin ilk adımıydı. Bu çalışmaya bazı fonların desteğide eklenerek bazı kentlerde STK adı verilen dernekler de katkı sunarak raporlar hazırlamıştı. Atılan tüm adımlar biyoçeşitlilik adı verilen canlı türlerin ticari bir meta olarak kayıt altına alınarak verilerin dünya gen ve ilaç sanayisiyle paylaşmak amacıyla gerçekleştirilmektedir.
‘Veriler gizlenmeli’
Sydney Üniversitesi’nden Dr. Ayesha Tulloch ve Queensland Üniversitesi tarafından yönetilen uluslararası bir bilim insanı grubu, veri yayıncılığının birçok türe yardımcı olmak için önemli olduğunu ancak birçok tehlike barındırdığını açıkladı. Dr. Tulloch’un, “Buradaki zorluk, yerel türlerin sömürülmesine yol açacak biçimde verileri paylaşmaktır. Bazı durumlarda yaban hayatı ticareti amacına hizmet için bu verileri kullandıkları inkâr edilemez” sözleri biyoçeşitlilik verilerinin ticarileştirmeye hizmet ettiğini göstermektedir. Birçok bilim insanı türlerin korunmasına yardımcı olmak için doğa fotoğraflarında dahi konum verilerini gizlemek gerektiğine işaret ediyorlar. Türkiye’de ise ticarileştirilmek amacıyla veriler toplanıyor.
Türleri yok eden kapitalizm
Ekosistemler ve türlerin popilasyonu her geçen gün küçülüyor, bozuluyor veya yok oluyor. Dünyadaki ekosistem yani her türden canlının birbirine bağlı yaşam ağı gittikçe küçülüyor. Bu durum kapitalizmin doğrudan bir sonucudur ve dünyanın tüm bölgelerinde yaşam için doğrudan bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye’de Munzur, Cudi ve Gabar dağları endemik bitki cenneti olarak nitelenirken bu bölgelerdeki bitkilerin nesli hızla tükeniyor. Bu durumu yaratan nedenler ise; doğal yaşama yönelik enerji, maden, turizm, askeri operasyonlar, orman yangınları ve ticari değer biçilen türlerin yaygın toplanıyor olması.
EKOLOJİ SERVİSİ