Kadıköy’de darp edilerek gözaltına alınan ardından da Mehter Marşı dinletilerek işkence yapılan İdris Akpınar ve hak savunucuları yaptıkları basın açıklamasında ‘iktidarın Kürt düşmanlığına’ dikkati çekti
Kadıköy’de darp ederek gözaltına alınan gençler ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, dernek binalarında basın toplantısı düzenledi.
Toplantıya, şube eşbaşkanları Esra Bilen ve Gürkan İstekli ile çok sayıda avukat ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin katıldı.
Toplantıda ilk olarak söz alan Bilen, gençlerin darp edildiğine dair görüntülerin sanal medyada yayınlanması ardından durumu yakından takip etmeye başladıklarını dile getirdi. Bilen, polisin biber gazını sıktığını ve ardından havaya ateş açtığını, bu haliyle kamu güvenliğini tehdit ettiğini dile getirdi.
Bu durumun işkence olduğunu belirten Bilen, polisin gençleri karakola götürdüğünü, burada da ters kelepçeli halde, yüzü koyun mehter marşı ile işkence uygulandığını dile getirdi.
İşkenceye uğrayan İdris Akpınar, akşam saatlerinde Kadıköy’e gittiğini ve burada vakit geçirdiği sırada polisin bir grubun yanına geldiğini burada müzik hoparlörüne el koyduğunu paylaştı. Gençlerin bu duruma itiraz ettiğini polisin ise gençleri darp ederek gözaltına aldığını ve bu sırada iki kişinin gözaltına alındığını dile getirdi.
Akpınar, diğer gençlerin ise tepki gösterdiğini tepkinin ardından ise polisin biber gazı sıktığını dile getirdi. Akpınar, bu sırada görüntü çektiğini, polisin yanına geldiğini, görüntü çektiği için gözaltına alındığını dile getirdi.
Araç ile karakola götürüldükleri esnasında da darp edildiklerini paylaşan Akpınar, karakolda da yüzü koyun yatırıldıklarını ve mehter marşı dinlettirildiğini söyledi.
Keskin: 90’larda devlet biz yapmadık derdi
İHD Genel Başkanı Eren Keskin ise, işkencenin açık bir şekilde devlet politikası olduğunu belirterek, “Bu sadece bir işkence değildir. Irkçı saik ile yapılmış bir işkencedir. Bunu tartışmaz isek bu işkence devam edecek. Kürdün her haline düşman bir iktidar var. Muhalefetiz diyen de iktidarız diyen de Kürt düşmanlığı üzerinden seçim propagandası yapıyor. 90’larda da işkence vardı ancak devlet, ‘Biz yapmadık’ derdi. Ancak şu an açık bir şekilde yapıyorlar” diye konuştu.
Şiddet dilinin çok rahat kullanıldığını dile getiren Keskin, “Hiçbirimizin can güvenliği yok. Kürdün var oluşuna düşman bir siyaset ile karşı karşıyayız. Kürdün avukatına, siyasetçisine, gazetecisine düşman bir devlet var” diye kaydetti.
Tuvalette işkence
Dev Yapı-İş Başkanı Nihat Demir, şiddet ve işkencenin failinin devlet ve AKP iktidarının olduğunu dile getirdi. Bir arkadaşlarının gözaltında bulunan arkadaşlarına yemek götürmek için karakola gittiğini, burada işkenceye maruz kaldığını paylaşan Demir, arkadaşlarının karakoldan ayrıldığını ancak polisin arkadaşlarının tekrardan karakola geri getirdiğini ve tuvalette işkence ettiğini aktardı.
Demir, işkenceye uğrayan gençlerin inşaat işçileri olduğunu ve işten çıktıklarını paylaştı. Demir, “Bu gençlerin evlerini yaktılar. Biz onları çok iyi tanıyoruz onlar da bizi Diyarbakır Zindan’ından tanıyorlar” dedi. Demir, işkencenin takipçisi olacaklarını söyledi.
Soylu’ya cevap: Buradayız
Toplantıda söz alan ÇHD’li avukat Ezgi Önalan, AKP’nin sıkıştıkça ırkçılığa başvurduğunu dile getirdi. İşkencenin sokakta, karakolda artmaya başladığını dile getiren Önalan, Kadıköy’de katledilen sokak sanatçısı Cihan Aymaz’ı da anımsattı. İşkencenin karşısında duracaklarını belirtti.
Söz alan avukat Gürkan İstekli ise, “AKP’nin yüzyıl vaatlerine baktığımızda Kürtlere yeni yüzyılda işkence vaat ettiğini görüyoruz. Eğer böyle olmasaydı karakolda mehter marşı çalınmazdı. Dün de Süleyman Soylu da avukatları hedef göstermişti. Biz buradayız, işkenceye uğrayan toplumun herkesin yanındayız” şeklinde ifadeler kullandı.
Kaynak: MA