AKP-MHP ittifakı tarafından atanan kayyumlara karşı batıdan daha fazla ses çıkarılması gerektiğini belirten HDK İzmir Eşsözcüsü Ayşe Yılmaz, ‘Artık gençler yalan propagandaya ve ‘beka’ sorununa inanmıyor’ dedi
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İzmir İl Eşsözcüsü Ayşe Yılmaz, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasını değerlendirerek, iktidarın tüm ülkeyi böyle yönetmek istediğini söyledi. Yılmaz, özellikle batıda demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve kadın örgütlerinin ses çıkarması gerektiğini vurguladı. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropolleri yerel seçimlerde kaybettikten sonra AKP’nin vakıf gibi kuruluşlarla sağladığı usulsüz kaynakların kesilmesinden dolayı paniklediğini ifade eden Yılmaz, Kürt coğrafyasında üç büyükşehre kayyum atanmasının buralardaki olanakları gasp etmek amacını da taşıdığını belirtti. Kayyumların “savaş politikası”na tekabül ettiğini dile getiren Yılmaz, “Suriye’de işgalci tutumu, ABD ile Rusya arasındaki ittifaklar politikasında çıkarı doğrultusunda Ortadoğu’da tutum değiştiren Türkiye, süreci İdlib ve Afrin’e saldırıp başka hayaller peşinde koşturarak değerlendirdi. Özellikle bu üç Kürt iline kayyum atayarak kendilerini sürdürebileceklerini sanıyorlar ama böyle olmadı. Bu üç ilde değil metropollerde de direniş sürüyor” dedi.
‘Direniş saflarındayız’
AKP’nin kirli işlerinin gün yüzüne çıktıkça kitleler nezdinde teşhir olduğunu kaydeden Yılmaz, kayyumların ilk olarak kadın kurumlarına saldırdığını hatırlattı. Yılmaz, “Onların tahayyülündeki kadın evinde oturan, ses çıkarmayan, politik yaşamda olmayan kadın. Oysa tecride karşı, kayyum karşı kadınlar hep direnişte öndeler, direnişi örüyorlar. Kayyumun atandığı ilk gün beyaz tülbentli bir anne ‘ben oyuma sahip çıkıyorum ve size zehir zıkkım olsun’ dedi. O annenin belediyenin önüne gitmiş olması en geniş kadın kitlelerini harekete geçirdi. En çok bizlere saldırıldığı için en çok bizlerin sürükleyici olması gerekiyor. HDK olarak çeşitli alanlarda direnişin saflarında yer alıyoruz” diye konuştu. Yerel seçimlerde de kayyumlar atanırken de propaganda aracı olarak kullanılan “beka” söyleminin tutmadığını, metropollerde AKP-MHP iktidarına oy veren işçi ve emekçilerin de “beka” sorunu olmadığını gördüğünü söyleyen Yılmaz, şöyle dedi: “Bundan 10 yıl önce geniş kitlelerde iz bırakabiliyordu ama bu son iki seçimde beka sorunu olarak tanımlanan bir şey olmadığını gördü. Kitleler, HDP’siz bir Meclis’in gerçekten muhalefetsiz bir Meclis olabileceğini gördü. Hatta bunu söyleyebilen bir kesim matematikten anlayabilen CHP’liler de bunun böyle olabileceğini tanımlayabiliyorlardı. Kemalizm’in güçlü bir damar olduğunu biliriz. Son seçimlerden sonra bu damar biraz soran sorgulayan kısmen merak eden şekle dönüştü. Geçmişte olduğu gibi yalan propagandaya, vatan millet Sakarya beka sorununa artık gençler inanmıyor.”
‘Kitle örgütleri tepki vermeli’
Kitlelerin çeşitli alanlarda verdiği dersin yeterli olmadığını, 3 Kürt iline atanan kayyumun metropollerde de uygulanabileceğini kaydeden Yılmaz, “İki gün önce Kürtlerin oyu ile işbaşına gelen CHP’lilerin de düşünmesi gerekiyor. Kürtler demokrasi sınavını verdi. Ancak devlet partisi olan CHP’nin genel başkanının ‘dışarı çıkmayı doğru görmüyorum’ şeklindeki açıklamasını es geçmemek gerekir. Bunca saldırıya, iradenin gaspına rağmen ‘sokağa çıkmayın’ demek tam bir devlet mantığıdır. Muhalif olarak CHP değil demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek örgütleri var. Bütün işçi ve emekçilerin son saldırıya yanıt olması gerekiyor” dedi.
Melike Aydın/İzmir-Jinnews