Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi avukat Baltacı, Türkiye’de cinsel istismar verilerinin eksik olduğunu ve net verilerin açıklanmadığını belirterek, ‘AKP dönemiyle okuduğumuzda çocuk istismarı oldukça arttı. Çocuğa karşı şiddetin önüne geçmek istiyorsak toplum dinamiklerini değiştirmeli, politik mücadele yürütmeliyiz’ dedi
Türkiye’de 2019 yılına kadar her sene suç verilerini ayrıntılı olarak yayınlayan Adalet Bakanlığı, AKP iktidarı dönemini kapsayan 2002 ve 2017 yılları arasındaki verileri ise iletişime kapattı. Yayınladığı verileri suç gruplarına göre ayrı ayrı kategorize eden Bakanlık, 2019’da bu uygulamayı yapmadı. Ana başlık olarak, “müstehcenlik” suç grubunun altında yer alan “çocuk pornografisi” ve “cinsel istismar” gibi suçların da bulunduğu verilere ulaşılamıyor. Geçtiğimiz haftalarda ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu Meclis’e son 5 yılda çocuğa cinsel istismardan cezaevinde olan kişilere ilişkin soru önergesi sundu. Önergeyi yanıtlayan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, 1 Ağustos 2019 tarihi itibariyle 12 bin 942 hükümlü ve 2 bin 550 tutuklunun bulunduğunu açıkladı.
‘Açıklanan veriler eksik’
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği üyesi avukat Nilda Baltacı, Türkiye’de çocuk istismarı vakalarına dair veri bulunmadığına, verilerin sadece hükümlüleri kapsadığından dolayı eksik olduğuna dikkat çekti. Baltacı, “Çocuğa yönelik cinsel suçlarda birçok kişinin şüpheli konumda olmasına rağmen tutuklanmadığını görüyoruz. Ayrıca beraat kararları da oldukça yaygın. Sadece hükümlü sayılarının verilmesinin politik bir anlamı var. Sanki bu rakamlar çokmuş gibi lanse ediliyor. Türkiye’yi AKP dönemi ile okuduğumuzda son 20 yılda çocuk istismarı ve kadına yönelik cinsel saldırı ve şiddetin oldukça arttığını biliyoruz. Açıklanan veriler eksik. Çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarında, kaç kişi tutuklu/tutuksuz olarak yargılanıyor, kaç kişi beraat etti, kaç kişi hükümlü diye verilmesi gerekiyor. Bu nedenle bu sayılar net değil ve oldukça az” dedi.
‘Yargı çocuklara inanmıyor’
Yargıda çocukların beyanının istenilen ölçüde dinlenilmediğini, göz ardı edildiğini ve çocuklara inanmayan bir algı olduğuna işaret eden Baltacı, “Bizim hukukumuzda yaş gruplarına göre ayrım yapılarak bir değerlendirme yapılıyor. 12 yaşın altındaki bir çocuğun, cinsel istismarı yaşamadığı sürece hayal etmesi mümkün değil. Dolayısıyla çocuğa inanmama ve şüphelinin beyanını esas kabul eden bir yargı nedeniyle çocuklarımız ne yazık ki güvende değil” diye belirtti.
‘Politik mücadele yürütmeliyiz’
Baltacı, cinsel istismarın hastalık olmadığının, toplumsal bir sorun olduğunun altını çizerken, cinsel istismara “münferit olaylar” olarak yaklaşılmaması gerektiğini ifade etti. Baltacı, sözlerine şöyle devam etti: Böyle yaklaşıldığında cinsel istismarın nedeni gözden kaçırılıyor. En önemli konu bu aslında. Çocuk istismarını hastalık, münferit olarak görmek radikalize etmektir. Bunu zaten şu an ki hükümet de yapıyor. O yüzden şiddete karşı mücadelenin temeli ceza sistemi değil, toplumu dönüştürme iradesi olmalı. Çocuğa karşı şiddetin önüne geçmek istiyorsak toplumsal bir sorun olduğu ön kabulü ile başlamak gerekiyor. Toplum dinamiklerini değiştirmeli ve politik mücadele yürütmeliyiz.
Çocuk beyanı ‘suç ihbarı’
Çocuk istismarında olayın yargıya taşınmadan önceki sürecine değinen Baltacı, çocuğun istismar olayını paylaşması ardından olayın üzerinin örtülme olasılığının yüksek olduğunu, bunun nedenin ise toplumsal dinamiklerden kaynaklı olduğunu belirtti. Çocuğun istismar olayına dönük beyanlarının “suç ihbarı” olduğuna dikkat çeken Baltacı, bu suçu ihbar etmemenin ve yetkili mercilere haber vermemenin suç teşkil ettiğinin altını çizdi.
Ücretsiz hukuki destek
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin çalışmalarını da paylaşan Baltacı, derneğin ücretsiz hukuki destek dışında birçok destek sağladığını ifade etti. Baltacı “Üyemiz olan psikiyatristler, doktorlar çocukların sürekli takibini yapıyorlar. Çocukların sosyal hizmetler alanında da başka ihtiyaçları oluyor, vasilik davalarının açılması için çocukların uygun ortamda kalması için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
İSTANBUL