CHP ve İYİ Parti yetkililerinin IMF’yle görüşmesinin gündemi değiştirme amaçlı farklı yönlere çekildiğini dile getiren ekonomist Özgür Müftüoğlu, AKP’nin de iktidara gelmeden önce birçok kez IMF’yle görüşmeler gerçekleştirdiğini hatırlattı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak ile İyi Parti’li Durmuş Yılmaz önceki gün İstanbul’da Uluslararası Para Fonu (IMF) yetkilileriyle birer görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin gizli yapıldığını ileri süren hükümet yetkilileri ve yakın medya kuruluşları, görüşmeyi yapan Faik Öztrak ve Durmuş Yılmaz’a eleştirilerde bulundu. Yapılan eleştirilere ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Sözcüsü Faik Öztrak, görüşmenin gizli bir görüşme olmadığını ifade ederek, IMF’yi “Dördüncü Madde konsültasyonu” çerçevesinde Türkiye’ye Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın davet ettiğini hatırlattı. CHP, İYİ Parti ve IMF yetkilileri arasında yapılan görüşmeyi ve yapılan eleştirileri Mezopotamya Ajansı’ına değerlendiren ekonomist Özgür Müftüoğlu, eleştirilerin çok absürt olduğunu ifade etti.
‘Uyguladıkları politika IMF politikasıdır’
AKP’nin uzun süredir IMF ile doğrudan anlaşma yapmamasına rağmen IMF programlarını olduğu gibi uyguladığını belirten Müftüoğlu, İktidarın bu programları en sert biçimde uyguladığını vurguladı. IMF’nin üyesi olan bütün ülkelere kendi politikalarını bir şekilde dayattığını ifade eden Müftüoğlu, “IMF özellikle Türkiye gibi az gelişmiş ülkelere kapitalizmin küresel politikalarının uygulanmasını dayatır. Bunu çeşitli yaptırımlarla birlikte yapar. AKP hükümeti de iktidara geldiği ilk dönemde IMF politikalarını uyguladı. Ama daha sonradan yaptırımların kendisinin uygulayacağını dolayısıyla IMF’ye ihtiyacın kalmadığını söyledi. Ve böyle bir çerçeve çizdi. Bu şekilde uluslararası sermayeyi İMF olmadan da ülkeye çekti. Ama baktığımızda iktidarın uyguladığı politikalar toplumsal sonuçları itibariyle IMF politikasıdır. Hatta daha sert daha katı bir biçimidir” diye konuştu.
‘Alternatif programları var mı?’
İktidarın politikaları OHAL rejimiyle birlikte bir baskı içerisinde uyguladığını belirten Müftüoğlu, şöyle devam etti: “Görüşmüş olabilirler ama CHP, İYİ Parti ya da diğer partiler iktidara geldikleri zaman IMF Programları dışında Türkiye halklarına verecekleri bir alternatif program, bu halkın sorunlarını, işsizliği, yoksulluğu çözebilecek bir programları var mı yok mu bunun sorgulanması lazım. Bu çerçeve içerisinde ben AKP medyasının bu yöndeki saldırısını çok haksız buluyorum. Ama öbür taraftan da şunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu partilerin bir alternatif programları var mıdır? Yani AKP’den sonra iktidara talipler mi? Taliplerse halka ne verecekler? Yine IMF politikalarına mı Türkiye’yi mahkum edecekler? Bunun da cevabının bu parti yetkililerinin vermesi gerektiğini düşünüyorum.”
‘AKP neyin peşinde?’
CHP Sözcüsü Öztrak’ın “IMF yetkilileri Türkiye’ye Hazine ve Maliye Bakanlığının davetlisi olarak geldi” sözlerini hatırlatan Müftüoğlu, “Eğer bunlar hükümetin davetlisiyse ve bu davet doğrultusunda buraya gelmişse burada sorgulanması gereken bu görüştüğü partilerden önce AKP’nin ne tür ilişki içerisinde olduğudur. Türkiye içerisinde bulunduğu antidemokratik koşulların ve yapılan programlarla uluslararası alanda itibar kaybetmeye başladı. Tekrar IMF’ye muhtaç olma, uluslararası alanda da bir güven sağlamak için böyle bir yola gittiği biliniyor. IMF ile masaya oturduğu zamanda diğer partilerin ağzını kapatmak için yani onların eleştirilerine engel olmak için böyle bir mizansen de oluşturulmuş olabilir. Elbette ki şu çok açık ki İYİ Parti ile AKP bir ittifak da kurabilir. Başka türlü ittifaklar da olabilir” diye konuştu.
‘Tartışmalar gündem değiştirmek için’
IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların uluslararası çıkar çevrelerinin bir kurumu olduğunu belirten Müftüoğlu, bu kurumların sadece iktidarlar ve hükümetlerle görüşmediğini vurguladı. Bu kurumların kim iktidar olmaya adaysa onlarla görüştüğünü dile getiren Müftüoğlu, “Bu kurumlar bu şekilde ilişkide olduğu yerlerin politikalarını etkilemeye çalışır. AKP de iktidara gelmeden önce birçok kez IMF ile görüşmeler gerçekleştirdi. Daha önce diğer partiler de bunları yapıyorlardı. Yani bunun üzerinde birini karalama kampanyası yapmak saçma. Bizim görüşüp görüşmemesinden çok bu partilerin ekonomik programları var mıdır? Gerçekten toplumun yararına mıdır? Tartışmanın bu olması gerekir. Öbür tartışma tamamen gündem değiştirmek tartışmasıdır” ifadelerini kullandı.