Kürt sorununun çözümünde muhatabın Abdullah Öcalan olduğunu ifade eden İHD Onursal Başkanı Akın Birdal, ‘Önce tecrit kırılsın, sonra ortaklaşabilir’ dedi
Kürt meselesinin diyalog yöntemiyle çözülmesi için başlatılan “Çözüm sürceci”nin sonlandırılarak çatışma politikalarına dönülmesinin üzerinden 9 yıl geçti. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ise, yeniden “diyalog” sürecinin başladığına dair tartışmalar yarattı.
Bahçeli, dün de partisinin Meclis grup toplantısında “tartışmalara ve yorumlara izin veremeyecek şekilde konuşacağını” belirterek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ı “şartlı” olarak DEM Parti Grup toplantısında konuşmaya davet etti. Bahçeli, konuşmasında “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. Adres İmralı’dan DEM’e uzansın” dedi.
Uzun yıllar barış mücadelesini yürüten İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal, Bahçeli’nin sözleri ve yürütülen tartışmalara dair Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.
‘Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız değil’
AKP ve MHP’nin açıklamalarının Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız olmadığının altını çizen Birdal, “Ortadoğu’da taşlar yerinden oynadı. Yeniden oturma sürecinde İsrail’in pozisyonu NATO ve ABD’nin oradaki egemenlik elde etmesi ve güç kazanması, İsrail’in yayılma politikası, İran üzerindeki hesapları, Kürdistan ve Türkiye’yi doğrudan etkiler. Türkiye çatışma alanını daraltmak istiyor, Kürtlerle böyle bir diyalog sürecini başlatmayı kendileri açısından pragmatik olarak yararlı görmüş olabilirler” diye konuştu.
Kürt sorununun çözümü her gündeme geldiğinde beraberinde tartışmaya açılan “muhataplık” meselesine dikkati çeken Birdal, “Muhatap birincil olarak PKK Lideri Abdullah Öcalan’dır. Tecridin kapısını demokrasi ve barışa artık açmak gerekir. Bunca zamandır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Önce tecrit kırılsın, sonra ortaklaşabilir” dedi.
DEM Parti ve Meclis’in rolü
Bu kapsamda Meclis ve DEM Parti’nin de rolünün yadsınamayacağına dikkati çeken Birdal, “Kürt sorunun çözümsüzlüğüne neden olan anayasal yurttaşlık hakkı, dil, kimlik ve statü hakkı, eşitlik ve özgürlük hakları Meclis’ten çıkacak” ifadesini kullandı.
Konunun konuşulması için gerekli ortamın yaratılmasının önemini vurgulayan Birdal, çözüm konusunda samimiyeti işaret ederek, “Başta Terörle Mücadele Kanunu (TMK) düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki yasal engellerin kaldırılması ve bugüne değin yaklaşık 40 yıldır süren çözümsüzlüğü sorgulayarak, konuşabilir bir ortam yaratılırsa ön açıcı olur” diye belirtti.
‘Siyasi tutsaklar tahliye edilmeli’
“Nasıl bir yol haritası?” sorusuna verilecek yanıtın önemine değinen Birdal, şunları söyledi: “Önce Ankara’dan bu sürece dair ‘Evet, biz barışacağız, Kürt sorunun demokratik barışçıl çözümü için varız’ diyerek, resmi bir açıklama yapılması gerekiyor. İkincisi tecridin kapısının açılması gerekiyor. Siyasi mahpusların, hasta tutsakların tahliye edilmesi gerekiyor. İnfazı yakılan ve İHD verilerine göre, 501 mahpusa yönelik hukuksuzluğun sona erdirilmesi gerekiyor. Konuşulabilir bir ortamın yaratılması gerekir” dedi.
‘Barış toplumsallaşmalı’
Sürecin yasaya bağlı kılınması gerektiğini ifade eden Birdal, “Buna göre hareket edilmesi gerekir. Ne zaman ne yapılacağının da bir ajandası olması gerekiyor. Bahsettiğim yol haritası, barış mücadelesinin toplumsallaşmasıdır. Her bir kişinin barış savunucu olması gerekiyor. Sanatçılar barış için söylemeli, perdeler barış için açılmalı. Siyasetçiler Meclis’teki kürsüyü barış kürsüsüne dönüştürmeli. Bütçe görüşmeleri başlayacak, bunu barış bütçesine dönüştürebiliriz. Savaş ve çatışmaya, güvenlik ve savunma bütçesi yerine bütçe işe, teknik ve barışa ayrılabilir. 2024 bütçesi bunun üzerine inşa edilmelidir” ifadelerini kullandı.
AMED