Kemal Kurkut’un cinayet faili polis hakkında beraat kararı verilmesini değerlendiren İHD Onursal Başkanı Birdal, ‘Karar Kürt halkının dili, kültürü ve kimliğiyle ‘biz de varız’ demesini hazmedememenin sonucudur’ dedi
Diyarbakır’da 2017 Newroz kutlaması sırasında polis kurşunuyla yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u “olası kastla öldürmek” suçundan yargılanan polis Y.Ş. hakkında, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen beraat kararına tepkiler sürüyor. İnsan hakları savunucuları ve hukukçular, kararın Kürt düşmanlığının tescilli olduğunu söyledi.
‘Yargı kalkan görevi görüyor’
Kararın güvenlik güçlerine verilen “çekinmeyin vurun” mesajı olduğunu söyleyen Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Eş Genel Başkanı Ayşe Acinikli, kararla Kürt düşmanlığının tescillendiğinin altını çizdi. Acinikli, “Çok uzun zamandır Kürt kentlerinde yaşanan benzer vakalar cezasızlıkla sonuçlanıyor. İnsanlar devletin güvenlik güçleri tarafından rahatça öldürülüyor ve hiç kimse ceza almıyor. Adeta yargı bu suçlulara bir kalkan görevi görüyor” diye konuştu.
Cezasızlık politikası
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Kemal Kurkut ve benzeri davalarda cezasızlık olgusuyla çok sık karşılaştıklarını ifade etti. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporlarında yapılan tespitlere rağmen, “Kurkut’un ölümüne neden olan kurşunun kimin silahında çıktığı belli olmadı” şeklinde genel bir kanıya varıldığını belirten Yoleri, cinayet failinin bu şekilde beraat ettirildiğini söyledi. Mahkemenin olaya karışan diğer polisler hakkında suç duyurusunda bulunduğunu hatırlatan Yoleri, soruşturma kapsamında polislerin ifadesinin alınmasının yılları bulabileceğini ve bu süre zarfında dosyanın zaman aşımından düşme olasılığına dikkat çekti.
‘Kürt halkına karşı nefreti aklamakta’
İHD Onursal Başkanı Akın Birdal ise adaletin kanallarının tıkandığını söyledi. Bir gencin kendi bayramına katıldığı için öldürülmesinin kabul edilemez bulduğunu ifade eden Birdal, “Bu karar, Kürt halkına karşı nefreti cesaretlendirmekte ve aklamakta” diye konuştu. Kararla iktidarın “Her şey mubahtır” anlayışını da egemen kıldığını ifade eden Birdal, “Karar Kürt halkının dili, kültürü ve kimliğiyle ‘biz de varız’ demesini hazmedememenin sonucudur. Başta Kürt halkı olmak üzere, bütün ötekileştirilenlere karşı yalnızlaştırma politikası uygulanıyor. Bütün insan hakları kurumları buna dur demeli” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ