EMEP Genel Başkanı Akdeniz ve HDP’li Taşdemir, 2021 bütçesini değerlendirdi: 2021 bütçesi, sermayeyi koruma, emekçileri yangına atma bütçesidir
2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi, Meclis’e sunuldu. 1 trilyon 346.1 milyar lira bütçe gideri öngörüldüğü sunumda yıllık bütçe açığı da 245 milyar lira olarak öngörüldü. 2021 yılı bütçesi, bu yıl ilk kez Program Bütçe esaslarına göre hazırlandı. Merkezi Yönetim Bütçesi’ndeki ödenekler, 68 program arasında dağıtıldı. Teklifte, 2021 yılında bütçe giderleri 1 trilyon 346.1 milyar lira, faiz hariç giderler 1 trilyon 166.6 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 101.1 milyar lira, vergi gelirleri 922.7 milyar lira, bütçe açığı 245 milyar lira olarak öngörüldü. 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye 7 Aralık Pazartesi günü başlayacak. Bütçe takvimine göre, 2021 yılı bütçe görüşmeleri kesintisiz 12 gün sürecek. EMEK Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Diren Dirayet Taşdemir, 2021 bütçesine ilişkin gazetemize konuştu.
Bütçe güvenliğe ayrıldı
HDP Milletvekili Taşdemir, Türkiye halklarının uzun süredir derinleşen ekonomik kriz ve yoksullaşma ile boğuştuğunu söyledi. Taşdemir, AKP’nin yayılmacı savaş politikalarına dikkat çekerek 2021 bütçesinin savaş bütçesi olduğunun altını çizdi. Taşdemir, “Bizim açımızdan 2021 bütçesi bir savaş bütçesidir. Yandaşlara rant bütçesidir. Yoksulluğu derinleştirme bütçesi. Bütçenin kalemlerine baktığımızda ülke kaynaklarının büyük bir çoğunluğu Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı gibi kalemlere ayrıldı. Buralarda kalemlerde ciddi artışlar sağlandı. Bu harcamalarla ilgili kamuoyunda şeffaf bir süreç yürütülmüyor. Üzeri örtük bir bilgilendirme yapıldı. Kaynakların kimler arasında pay edildiği aslında şeffaf bir paylaşım yok. Gizli, üzeri örtülü, toplumdan kaçırılıyor. Bunlara rağmen biliyoruz ki yer altı ve yer üstü kaynakların hangi şirketlere, hangi yandaşlara peşkeş çekildiğini biz biliyoruz, görüyoruz, hep birlikte yaşıyoruz. Artık ülke içerisindeki sermayeyi de aşıp ülkeler arası bölgesel ülkelere peşkeş çeken bir bütçe anlayışla karşı karşıyayız. Özellikle Kürtleri, muhalifleri bastırmaya yönelik savaşı derinleştirmeye yönelik hazırlanan bir bütçe söz konusudur. 2021 bütçesinde iller ve bölgeler arası eşit bir dağılım söz konusu değildir. Türkiye’nin en yoksul illerine dönüp baktığımızda -ki bunların çoğu Kürt illeridir- buralara ayrılan bütçeye baktığımızda güvenlik harcamalarına bütçe ayrılıyor. Bu illere ayrılan bütçe askeriyeye, korucuya, polise harcanan kalemler. Halkın yoksulluğuna, eğitim sorununa, halk sağlığına ayrılan bir bütçeden söz etmek mümkün değil. Ayrılsa da çok cüzi bir bütçe ayrılıyor. Dolayısıyla bir dağılım var ama halka düşen bir bütçe yok” dedi.
Yoksulluğa mahkûm etti
Taşdemir; AKP’nin emekçilere, işçilere, ezilen halklara ayırması gereken bütçeyi, kendi iktidarına, yandaş sermaye gruplarına ayırdığını vurguladı. Taşdemir, “Çeşitli rant çevrelerine, güvenlikçi politikalara ayrılan bir bütçe yaklaşımı söz konusudur. Vergiye dönüp baktığımızda her şeyden vergi alan bir mantık ön planda ama bu vergi halka, Türkiye toplumuna, üretime ve üretime katkı sunmaya ayrılmıyor. Diğer yıllarda olduğu gibi kadınlar, emekçiler, işçiler, bu yıl da bütçeden payını alamadı. AKP; savaşın, yandaşlarının, sermayenin sorumluluğunu Türkiye halklarına ve emekçilere yüklüyor. Salgın sürecinde gördük, emekçiler, günübirlik çalışanlar insanlar derin bir yoksulluğa mahkûm edildi. Pastanın büyüğünü kendi iktidarına, sermayeye, belirli aileler, belirli çevreler yiyecek. Hatta yemekle de durmayacak bütçeyi talan eden daha fazla daha fazla kâr, daha fazla sömürme politikalarıyla emekçinin hakkını daha fazla kırıntı düzeyine getirecek” diye konuştu.
Acı reçeteyi zengine kesin
EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Acı reçete uygulayacağız” sözlerini hatırlatarak, AKP’nin uzun süredir yaşanan ekonomik krizin yükünü işçilerin sırtına yüklediğini vurguladı. Akdeniz, “Salgın koşullarında işçilere acı reçete önermek çok büyük vefasızlıktır. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Zaten insanlar, işçiler, emekçiler bu acı reçeteyi hep içtiler. Şimdi emekçilere, işçilere daha büyük bir fatura gelecek. Salgın sürecinde emekçiler, kısa çalışma ödeneğinin yanı sıra esnek çalışma yöntemleriyle işsizlikle zaten perişan olmuş durumdalar. Böylesi bir zeminde bütçe görüşmeleri yapılıyor. Bütçe görüşmelerine baktığımızda şunu görüyoruz: Bugün Türkiye’nin en büyük sorunu ekonomik krizin yarattığı yoksulluktur. Üstüne gelen salgın koşullarıdır. Bu koşullarda bütçenin sosyal yardımlara, eğitimin sorunlarına (çocukların bilgisayar ve internet erişiminden yoksunlar), sağlık hizmetlerine, ücretsiz aşıya ve sağlıkta önleyici tedbirlerin alınmasına, ekonomik krizin altında ezilen işçi ve emekçilere ayrılması gerekiyor. Keza bakıyoruz ki eğitim, sağlık, kalemlerinde geçmiş yıllara göre bir değişiklik yok” dedi.
Savaşa ihtiyaç mı var?
Akdeniz; 2021 bütçesinin, emekçilere, işçilere, ezilen halklara ayrılması gerekirken, AKP’nin savaş politikalarına ve sermaye gruplarına bütçe ayırdığının altını çizdi. Akdeniz, “Dış savunmaya ve İçişleri Bakanlığı’na ayrılan 250 milyar TL’lik kalem var. Bu inanılmaz bir rakam. Bu ülkenin şu anda silaha, tanka, topa, tüfeğe, S-400’e, balistik füzelere mi ihtiyacı var? Yoksa acil olarak halk sağlığı için önleyici tedbirlere mi ihtiyaç var? 2021 bütçe tercihini barıştan yana yapmak gerekiyor. Güvenlikçi politikalar bütçe açığını artırıyor. İçeride ve dışarıda savaş politikası yerine barış politikaları tercih edilse, anti-demokratik, despotik, gelenekçi uygulamalar yerine demokratik yöntemler uygulansa AKP, demokrasiye yüzünü dönse emin olun savunma sanayine bu kadar büyük bütçe ayırmaya gerek yok. Faiz oranları artırıldı. 180 milyon sadece faiz ödemelerine gidecek. 2021 bütçesinden öngörü bu. Neden bu halk bu faizi ödesin. Kıssınlar o zaman silah bütçesini. O açığı savaşa ayrılan bütçeden ödeyin” diye konuştu.
Ortak mücadele edelim
Akdeniz, 2021 bütçesinin bir sermaye bütçesi olduğuna dikkat çekerek, örgütlenme ve mücadele çağrısında bulundu. Akdeniz, “AKP, bir sermaye programı uyguluyor. Cumhurbaşkanı ekonomide reform dedi. ‘Reform’ dedikten sıra ilk çaldığı kapı işçi sendikaları olmadı. İlk çaldıkları kapı TÜSİAD ve diğerleri oldu. Buradan bakıldığında şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Bütçe açığının faturası emekçiden ve işçilerden çıkarılacak. Yoksul emekçinin sırtına binecek. Madem rezervleri hiç ettiniz, madem tükettiniz bunun acısını en azından sizin etrafınızda oluşan 5-6 tane büyük tekel, oligark yapıdan çıkarın. İlla vergi alacaksanız zenginlere servet vergisi koyun ve zenginlerden vergi alın. Artık takati kalmamış milyonlarca emekçiden vergi kesmek zulüm. Milyonerlerden vergi alın. 2021 bütçesi, sermayeye teşvik, sermayeyi koruma bütçesiyken emekçileri yangına atma bütçesidir. Bu kabul edilecek bir bütçe değil. Baskı ortamı oluşturarak insanların eleştirisinin önünü almaya çalışıyorlar. EMEK Partisi olarak başta işçi sendikaları olmak üzere emekçilere, işçilere, bütün halka bu bütçeyi kabul etmemesi için çağrıda bulunuyoruz. Ortak bir emek ortamında mücadeleyi yükseltmemiz gerekiyor” diye belirtti.