Darp edildikten sonra gözaltına alınan Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy, zorla araca bindirilip darp edildikten sonra Karakolda, ‘Bak Geziye, adamlar hala yatıyor’ diyerek tehdit edildiğini söyledi
Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de termik santraller için maden ocağı açılmak istenen Akbelen Ormanı’nda, ağaç kesimine karşı direniş sürüyor. Farklı şehirlerden yüzlerce kişi, ormanlık alan için direnen köylülere destek veriyor. Asker ve polislerin biber gazlı ve tazyikli su saldırısında şimdiye kadar çok sayıda kişi yaralandı. Ayrıca çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Günlerdir direnişte yer alan Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi üyesi ve Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy, dün öğlen saatlerinde askerler tarafından kaçırıldı. Yurttaşların nöbet tuttuğu alanın girişinde arkadaşı ile sohbet eden Özsoy, sivil bir araca bindirilmek istendi. “48 EM” plakalı sivil bir araçtan inen iki sivil kişi, kimlik göstermeden Özsoy’u zorla araca bindirmek istedi. İtiraz üzerine çevredeki askerler Özsoy’u darp etmeye başladı. Yakın mesafeden biber gazı sıkılan Özsoy, yerde dakikalarca darp edildi. Ardından sivil araca bindirilen Özsoy, Milas Jandarma Karakolu’na götürüldü. Yolda sivil kişiler tarafından tehdit edilen Özsoy, ifadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı.
Zorla araca bindirilip darp edildi
Yaşananları Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e anlatan Özsoy, beyaz bir aracın önünde fren yaparak durduğunu ve kendisini araca bindirmek istediğini aktardı. Kişilerin kendisine kimlik göstermediğini söyleyen Özsoy, “Durum böyle olunca binmemek için direndim. ‘Siz kimsiniz?’ diyerek bağırmaya başladım. Arabaya sokmaya çalıştılar. Daha sonra kapıda duran diğer jandarmalar geldi. Beni yere doğru eğerek enseme iki tane yumruk attılar. Daha sonra 4-5 kişi, karga tulumba diğer jandarmaların bulunduğu yere götürdüler. Yere atıp tekmelediler. Etraftan insanlar da gelip tepki gösterince biber gazı sıkmaya başladılar. Sonra hızlıca götürüp aynı araca bindirdiler” dedi.
Tehdit edildi
Kendisini kaçırmak isteyenlerin yüzünü gördüğünü ve görse tanıyacağını kaydeden Özsoy, “Jandarma olup olmadıklarını söylemediler. Kamu görevlisi olduklarını fark ettim. O siviller MİT’çi mi, polis mi, asker mi bilmiyorum. Önce hastaneye sağlık kontrolüne götüreceklerini sonra karakola götüreceklerini söylediler. Karakolda arka kapıdan soktular. Gözaltına alındığımda herhangi bir eylem esnasında değildim ve hakkımda bir yakalama kararı yoktu. Yolda ‘Ben seni Deştin’den de biliyorum, bütün oklar seni gösteriyor, çok sivriliyorsun. Böyle giderse bir daha çıkamazsın, bak Gezi’ye, adamlar hala yatıyor’ gibi söylemleri oldu” şeklinde konuştu.
‘Halkı kin ve nefrete sürükleme’ suçlaması
Daha önce de benzer tehditlere maruz kaldığını belirten Özsoy, şunları söyledi: “Karakolda, Akbelen’de olan yol kesme olayına ilişkin sorular sordular. Bu eylemin örgütleyicisi olduğumu iddia ettiler, reddettim. Köylülere destek verdiğimi söyledim. Bir de jandarma 18 yaşında bir genci darp etti. Onunla ilgili sosyal medya paylaşımı yapmıştım. Bunu önüme çıkardılar. ‘Halkı kin ve nefrete sürükleme’ suçunu işlediğimi iddia ettiler. Suçlamaları reddettim. Ardından serbest bıraktılar. Bütün bunlarla beni sindirmek istediler fakat yeniden direniş alanına geldim” diye konuştu.
‘Binbaşı haberinin olmadığını söyledi’
Olay anında Özsoy’un yanında bulunan Melis Tantan ise, Özsoy’un zorla araca bindirilmesi sonrası binbaşı olduğunu bildiği askerin yanına gittiğini aktardı. Tantan, “Bir insanın özel bir araba ile darp edilerek gözaltına alınmasının provoke girişimi olduğunu söyledim. O da haberinin olmadığını söyledi” diye belirtti. Tantan, son yaşanan olayın gözaltında yaşanan kayıp olaylarına benzediğini ifade etti.
MUĞLA