Şiddetin bölgesel farklılıklarına değinen Fatma Gök, özel savaş politikalarının altını çizerek ‘Türkiye’de patriyarkadan dolayı kadınlara yönelik şiddet var, Kurdistan’da ise çok daha katmerli olabiliyor’ dedi
Kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarına her gün bir yenisi eklenirken, derinleşen cezasızlık politikaları ise şiddeti katmerleştiriyor. Kadına yönelik katliam ve şiddetin önüne geçmeyen iktidar ve yargı politikaları yeni katliamların da önünü açıyor. Türkiye ve Kurdistan’da kadınlar ve çocuklar şiddetin hedefi haline gelirken, bunun yanı sıra şiddetin bölgesel farklılıkları da gözlemleniyor. Kurdistan’da şiddet daha çok özel savaş politikaları ekseninde kadın ve gençleri karşılarken, bunun Türkiye kentlerine de yansıması erkek şiddeti olarak karşımıza çıkıyor.
Akademisyen Fatma Gök, kadına yönelik şiddetin bölgesel farklılıklarına ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
Özel savaş politikaları
Gök, şiddetin her yerde olduğunun altını çizerek, bölgesel olarak farklılık gösterebileceğine değindi. Hem Türkiye hem de Kurdistan’da erkek şiddeti olduğunu belirten Fatma, Kurdistan’daki özel savaş politikalarına dikkat çekti. Devletin, Kürtlerin yaşadığı bölgelere yönelik baskı ve zulüm politikalarını artırdığını kaydeden Gök, “Toplumsal olarak yoksulluk şiddeti körükleyen bir şey. Özellikle kadınlara karşı olan şiddeti besliyor. Tabi ki tek nedeni yoksulluk değil. Evet, Türkiye’de ve Kürt illerinde farklılık gösterir. Türkiye’de özellikle patriyarkadan, erkek egemen sistemden dolayı kadınlara yönelik bir şiddet var. Kürdistan tarafında ise aynı zamanda Kürdistan’a yönelik Kürt sorununun çözümsüzlüğünü savaşla çözmek gibi bir tahayyülü olduğu için inanılmaz bir şiddet var. Kadınlara karşı şiddet var. Toplumdaki şiddeti körükleyen pek çok sosyal politikalarla da karşı karşıyayız” dedi.
‘Kayyım da bir şiddettir’
Kurdistan’da uygulanan kayyım politikasının da kadına yönelik bir şiddet olduğunu ifade eden Gök, “Kadınların elinden birçok olanak alınabiliyor. Kadınlara yönelik daha özgürleştirici politikalar ve pratikler varken, Kürt Kadın Hareketi’nin kooperatifleri kapatılıyor, devlet kendi kooperatifini açıyor. Çocuk programları, çocuklara Kürtçe eğitim veren okullar bütün bunlar kaldırılıyor. Bu da bir şiddettir esasında. Şiddet denince sadece ölüm akla gelmemeli” şeklinde konuştu.
Gök, kadınlara yönelik şiddetin çok boyutlu olduğunun altını çizerek, “Özde kadınlara karşı şiddet iki tarafta da var. Kürdistan’da ise çok daha katmerli olabiliyor. Kürdistan’da Kürt Kadın Hareketi çok kuvvetli ve bu kadar kuvvetli olması onları endişelendiriyor ve başka politikalar üretmeye çalışıyorlar. Hepsini bir şekilde önlemek için kadınlar çok çalışıyorlar. Gerçekten çok zor şartlarda çok büyük mücadeleleri ve dayanışma ağları var. Bunlar bana umut veriyor” ifadelerini kullandı.
‘Erkek ve devlet şiddeti el ele’
Dünyadaki bütün kadınların ezildiğini ve şiddete maruz bırakıldığını dile getiren Gök, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Patriyarka, erkek egemen sistem kapitalizmle çok iç içe ilerliyor. Buradaki farklılık, toplumsal olarak bir özgürleşme hareketi var. Özerkleşme, özgürleşme hareketi var ve bu baskıyı getiriyor. Kadınlar bu özgürleştirici yaşam deneyiminin ve toplumsal dönüşüme yönelik hareketin çok önemli bir parçası ve öncüsü. Bu da daha fazla bir şiddeti de getiriyor ama patriyarkanın, erkek egemen sistemin yarattığı şiddet Kürdistan’da ve Türkiye’de devlet şiddetiyle el ele. Yargı sistemine baktığımız zaman kadın kırımlarına karşı erkekler cezasızlıktan çok fazla yararlanabiliyor. Her yerde böyle olabiliyor.”
HABER MERKEZİ