Barış Akademisyeni Aydın Arı: 14 mayıs seçimleri ülkede aksayan her şeye cevap verebilecek siyasetçilerin başarmasını isteyeceğimiz bir seçim olacak
Türkiye, 14 Mayıs’ta yapılacak milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Türkiye, son 22 yılda birçok demokratik hakkın kısıtlandığı, gösteri ve yürüyüşlerin şiddetle karşılandığı, bağımsız ve bilimsel söylemlerin hedef alındığı bir dönemden geçti. Bu dönem içerisinde en çok baskı gören kesimler arasında yer alan bağımsız araştırma yapma ve söz kurma hakları ellerinden alınan akademisyenler ve bilim insanları oldu.
Akademi, üniversitelere kayyum rektör atamaları, akademisyenlerin ihraçları gibi birçok baskı ile karşı karşıya kaldı. 15 Temmuz 2016’dan sonra yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname’ler (KHK) ile birlikte toplamda 6 bin 81 akademisyen ihraç edilirken, bunların 404’ü ise öz yönetim sürecinde Barış Bildirisi’ne imza atan Barış Akademisyenleri oldu.
Barış Akademisyenlerinden İzmir Dayanışma ve Bilimsel Araştırma Derneği (İDA) Üyesi Aydın Arı, 14 Mayıs seçimleri ve Akademinin talepleri üzerine Mezopotamya Ajansı’ndan Tolga Güney’e konuştu.
‘Gür çıkan muhalif seslere ihtiyaç var’
Türkiye’nin uzunca bir süredir otoriterleşme sürecinde ilerlediğini belirten Arı, demokratik birçok unsurun aksadığı bir atmosferde parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gidildiğini söyledi. Aynı sorunların akademide de olduğunu vurgulayan Arı, “Türkiye’nin demokratik bir toplum olması yönünde nasıl aksamalar varsa, akademinin de demokratik olması önünde engeller var. Yüksek öğretim demokratik karar mekanizmalarına sahip olan kurumlar olarak çalışmıyor. Bunun en temel göstergelerinden biri akademisyenlerin yeteri kadar seslerinin çıkaramıyor olması. Akademinin de demokratikleşmeye, söz haklarının daha rahat kullanıldığı ortamlara, katılımcı karar mekanizmalarına, gür çıkan muhalif seslere ihtiyacı var” dedi.
Sorunlara cevap olacabilecek siyasetçiler başarmalı
İDA’nın ağırlıklı olarak üniversitelerden uzaklaştırılmış hocalardan oluştuğunu söyleyen Arı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin yurttaşlarına uyguladığı şiddeti orantısız bulduğumuz için üniversiteden uzaklaştırıldıklarını söyledi. Arı, seçimlere giderken akademisyenlerin en önemli talebinin temel hak ve özgürlükler konusunda aksamaların giderilebileceği politikaların uygulanması olduğunu belirti. Arı, “Dolayısıyla bu seçimler ülkede aksayan her şeye cevap verebilecek siyasetçilerin başarmasını isteyeceğimiz bir seçim olacak” ifadelerini kullandı.
‘İktidarın değişmesi yetmez’
İktidarın değişmesi gerektiğini söyleyen Arı, şöyle devam etti: “Ancak sadece bir siyasi iktidarın değişmesi yetmez. Siyaset yapma tarzının, siyasi alışkanlıkların, biçimlerin hepsinin değişmesi gerekiyor. Siyasetin ne olduğu, yurttaşın siyasete katılım biçimlerinin de değişeceği bir perspektifi işaret etmek gerekiyor. Otoriterleşen siyasi iktidar, demokratik haklarımızı yıllar içinde ihlal etti. Bunları tekrar kazanmak arzusuyla yanıp tutuşuyoruz. En ufak bir gösteri hakkımızı ihlal eden bir iktidara karşı ‘sizi istemiyoruz’ diyoruz. İlk değiştirmemiz gereken şeylerden birisi yurttaşın demokratik siyasete katılım haklarını kullanabilmesi. 5 yıl da bir oy veren sonra kenara çekilen bir yurttaş olmak istemiyoruz. Seçtiklerimizi 5 yıl boyunca bizim adımıza her türlü kararı almak için bir yerlere göndermek istemiyoruz. Her kararda bize tekrar sormalarını istiyoruz.”
‘Mücadele etmeliyiz’
14 Mayıs seçimlerinin Türkiye’nin demokratikleşmesi için iyi bir başlangıç olacağını söyleyen Arı, seçimi kaybedenin mevcut iktidar olacağını ifade etti.
Seçimi kazananın ise önünde birçok iş olacağını vurgulayan Arı, “Demokratik bir ortamda mücadele etmek istiyoruz. Seçim bunu sağlarsa orada konuşmaya başlayabiliriz. Meseleler üzerinde müzakere etmeye başlarız. Seçim bunu sağlayacak. Seçimden sonra sorunlar hakkında konuşmaya ve çözmeye başlayabiliriz. Seçim tek başına hiçbir şey ifade etmiyor. Talep ettiğimiz şeylerin kazanılması için fırsat olarak görüyoruz. Ufak bir şeyi değiştirebileceğini düşünüyoruz. Hem seçimler için hem de seçim sonrası için çalışmaya ve mücadele etmeye devam etmeliyiz. Bütün halklar için nasıl bir ülke istiyorsak, bunun için mücadele etmeliyiz” diye konuştu.
İZMİR