Kendilerini polis, MİT’çi ve istihbaratçı olarak tanıtan kişilerin ajanlık dayatmalarına maruz kalan HDP İstanbul İl Örgütü çalışanlarından Yıldırım, ‘Eğer başıma bir iş gelirse devletten bilinmesini istiyorum. Başka kimseden bilmem’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Örgütü, son dönemde yöneticilerine ve Gençlik Meclisi üyelerine yönelik ajanlaştırma politikalarına ilişkin İnsan Hakları Derneği(İHD) Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Ajanlık dayatması ile karşılaşan partililer toplantıda yaşadıklarını anlattı.
Yapılan açıklamada HDP Milletvekili Oya Ersoy, İstanbul İl Örgütü Eşbaşkanı Elif Bulut ve ajanlık dayatmasına maruz kalan HDP’li 3 genç ile İHD Şube Sekreteri Leman Yurtsever yer aldı.
‘Yıldırma politikası’
İlk sözü alan dernek yöneticisi Leman Yurtsever, son dönemde kendilerine ajanlık dayatması ile ilgili yapılan başvuruların arttığı bilgisini paylaştı.
Ajanlık dayatmasının 90’lı yıllarda olduğu gibi bir devlet politikası olarak bugün de devam ettiğini söyleyen Yurtsever, “Kendilerine polis, MİT ve istihbaratçı olarak tanıtan kişiler güpegündüz insanları arabalarına bindirip ıssız yerlere götürüp ajanlık dayatıyor. Bu yöntem susturma, yıldırma politikası olarak kullanılıyor. Siyaset yapma hakkı engelleniyor. Devleti bundan vazgeçirmeye çağırıyoruz” dedi.
‘Ne 90’lar ne 2000’ler’
HDP İl Eşbaşkanı Elif Bulut ise, konuşmasında devlet sisteminin her sıkıştığında bu tür yöntemlere başvurduğunu ifade etti. Bulut, “Üyelerimizi kaçırma yöntemi ile ajanlaştırmaya çalışıyorlar. Ayrıca küfür, darp, şiddet ve hakaretler gibi her türlü yolu deneyerek şu mesajı veriyorlar; ‘Ne yaparsanız yapın biz sizin arkanızdayız. Devlet de bizim arkamızda’. Dolasıyla ajanlaştırma, kaçırma meşrulaştırılmaya çalışıyorlar. Bu yöntemler ne 90’larda işe yaradı ne de 2000’lerde işe yaradı. Fakat hala aynı yöntemleri sürdürüyorlar. Bizler bunun takipçisi olacağız” diye konuştu.
‘Kişiliksizleştirmek istiyorlar’
Ajanlık dayatmalarının yıllardır devam ettiği dile getiren HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da, özelikle parti üyesi gençlerin bu şekilde korkutulmaya çalışıldığını vurguladı. Ersoy, “Biat ettirmek, kişiliksizleştirmek istiyorlar. Bu şekilde egemenliklerini daha da artırmak istiyorlar. Bunu herkes böyle bilmeli. Hiç kimse bu gerici, faşist diktatörlüğe karşı biat etmeyecek” ifadelerini kullandı.
Sonrasında ajanlık teklifine maruz kalan partililer yaşadıklarını anlattı.
‘Annem üzerinden tehdit ediyorlar’
Yaklaşık bir yıldır HDP’ye üye olduğunu ifade eden Gençlik Meclisi üyesi Musa Taştan, üye olduğu tarihten itibaren belli aralıklarla kendilerini istihbarat olarak tanıtan kişilerce önünün kesilip ajanlık dayatıldığını dile getirdi. Kabul etmeyince ise aynı kişilerce gözaltı ile tehdit edilip, darp edildiğini ifade eden Taştan, yaşadıklarını Taştan, “Bana, ‘bizimle ol, sana kimse bir şey yapamaz. Gerekirse sana para veririz’ diyorlardı. Dayatmalarını kabul etmeyince ailemle tehdit etmeye başladılar. Sürekli annem üzerinden tehdit ediyorlardı. Onlar yüzünden dışarı çıkamaz, çalışamaz duruma geldim. Bu sefer de telefondan arayarak, küfürler ediyor” sözleriyle anlattı.
Tekme, tokat, küfür
HDP Sultangazi İlçe Yöneticisi Cihan Çitgez ise, üç gün önce yüzlerinde maske olup, kendilerini istihbaratçı olarak tanıtan 4 kişi tarafından beyaz renkli sivil bir araçla kaçırıldığını paylaştı.
Kendisini alıkoyan kişilerin iki saat boyunca şehir içinde gezdirdiğini, daha sonra bulunduğu aracın bir yerde durup yaklaşık yarım saat boyunca beklediklerini dile getiren Çitgez, akabinde bu kişilerce tekme, tokat ve küfürlerle zorla başka bir araca bindirildiğini belirtti.
Aracın sessiz bir yerde durduktan sonra kendisini kaçıranların para ile ajanlık teklifinde bulunduğunu söyleyen Çitgez, şöyle devam etti: “Bana; ‘bizimle olursan her zaman sana abilik yaparız’ dediler. Kabul etmeyince bu sefer ailemle tehdit ettiler. Tabi bu esnada darp etmeye devam ediyorlardı. Aynı zamanda bana ‘istersen araba kundakla, dükkan yak, serbestsin ama bunu haberimiz olacak şekilde yap’ dediler. Hiçbir şekilde bunları kabul etmeyeceğimi söyledim. Onlar da ‘sana bir hafta süre veriyoruz. Biraz daha düşün hemen yok deme. Her türlü desteği sağlarız’ deyip, beni gece 22.00 sıralarında Habipler yoluna bıraktılar.”
‘Başka kimseden bilmem’
Partililerden Özer Yıldırım da kendisini istihbarat olarak tanıtan 4 kişi tarafından kaçırılıp, ıssız bir yere götürüldüğünü, burada önce darp edilip ardından da kendisine ajanlık dayatıldığını ifade etti.
“Bana, ‘her türlü senin yanındayız. Ne istersen sana veririz. Her şey var bizim elimizde. Bize yardımcı olursan biz de sana yardımcı oluruz’ deyip ajanlık dayattılar” diyen Yıldırım, devamında “Kabul etmeyince saatlerce beni darp ettiler. Daha sonra ellerinden kurtulmak için kabul edeceğimi söyledim. Ardından beni Kavacık Kavşağı’nda bıraktılar. Cüzdanımı ve kimliğimi vermediler. Seninle bir hafta sonra görüştüğümüzde o zaman veririz’ dediler. Eğer başıma bir iş gelirse devletten bilinmesini istiyorum. Başka kimseden bilmem” diye konuştu.
Düzenlenen basın toplantısı ile yaşadıklarını anlatan HDP’li gençler daha sonra savcılığa giderek suç duyurusunda bulundu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı