Koronavirüs salgınına rağmen, Diyarbakır cezaevinde jandarma ve gardiyanların 50 kişilik ekiple arama yaptığı belirtildi. Çocukları cezaevlerinde olan aileler, ‘Cezaevleri toplu mezarlara dönüşmesin’ uyarısında bulundu
Türkiye’de koronavirüs (Covid-19) salgını her geçen gün daha fazla yayılırken, en riskli alanlardan biri olan cezaevleri için henüz bir düzenleme yapılmadı. Cezaevlerinde yaklaşık 300 bine yakın tutuklu ve hükümlü bulunurken, sık sık virüse karşı cezaevindeki tedbirlerin yetersiz olduğunu söyleniyor. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu yakınları, virüsü önlemek için bir an önce adım atılması gerektiğini belirtti.
50 kişilik ekiple arama
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ümit Özkan’ın annesi İmmühan Özkan, cezaevlerinin aldıkları tek tedbirin tutuklu yakınlarıyla yapılan görüşmelerin kaldırılması olduğunu söyledi. Özkan, yakın zamanda 40-50 kişilik jandarma ve infaz memurlarından oluşan bir ekibin koğuşlarda arama yaptığını dile getirdi. Sağlıksız koşulların daha da ağırlaştığını belirten Özkan, Her yerde sosyal mesafe kuralının öneminden bahsedildiği fakat cezaevlerinde sosyal mesafenin varlığının söz konusu olmadığını aktardı.
‘Toplu mezarlara dönüşmesin’
Dışarıyla bağlantısı olan infaz memurları ve jandarmaların hiçbir önlem almadan koğuşlara girip arama yaptığını aktaran Özkan, “Kendilerine az miktarda satılan dezenfektan ve çamaşır suları fahiş fiyatlardan satılıyor. Maske, eldiven gibi koruma araçları ücretsiz vermeyi bırakın kantinde bile satılmadığı, koğuşların dezenfektan edilmediği bu durumlarla alakalı şikayetlerini bildirecekleri bir muhatap bulamadıklarını aktardılar” dedi.
Virüsün cezaevlerine yayılması durumunda facialara neden olacağının altını çizen Özkan, cezaevlerinin toplu mezarlara dönüşmeden bir an önce boşaltılmasını gerektiğini söyledi.
‘Anneler artık acı çekmesin’
Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ramazan Yılmaz’ın annesi Sebrize Yılmaz da oğlunun 3 kere kalbinden anjiyo olduğunu belirterek, tutukluların cezaevlerinde işkence altında kalmasını vurguladı. Yılmaz, bu salgında cezaevlerinin kapılarının sonuna kadar açılması gerektiğini belirterek “Anneler evlatları için artık acı çekmesin” dedi ve Adalet Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığına tutukluların serbest bırakılması için çağrıda bulundu.
‘Çok kaygılıyız’
Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’ndeki Mehmet Hayme ve Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nde bulunan İbrahim Hayme’nin babası Şafi Hayme, görüş yasaklarından dolayı koşullarının ne olduğunu bilmediklerini dile getirdi. Hayme, “Çocuklarım cezaevinden aradığında artık postane üzerinden dahi para yatırılmayacağını söyledi. Çocuklarım ‘cezaevi idaresini arayın ve ne diyorsa ona göre hareket edin’ dedi. Çok kaygılıyız. Çünkü bu salgını önleyecek herhangi bir girişimde bulunmuyorlar. Hijyen yok zaten. İmkanları doğrultusunda hareket ediyorlar. Bütün tutukluların serbest bırakılmasını istiyoruz. Ağır hasta tutuklular var” diye konuştu.
Mersin cezaevi
Mersin Tarsus 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan kalp hastası Hadi Elçiçek (51), cezaevindeki hak ihlallerini, haftalık telefon görüşmesinde oğlu Serkan Elçiçek’le paylaştı. Cezaevi idaresinin salgınına karşı herhangi bir önlem almadığını aktaran Elçiçek, yeterli temizlik malzemesinin olmadığını gibi vücut dirençlerini koruyabilmeleri için yeteri kadar yemek de verilmediğini söyledi.
Serkan Elçiçek de, günden güne büyüyen salgın tehdidinin cezaevlerine sıçramasından korktuklarını ifade etti. Gerekli önlemlerin alınmamasından ötürü tutukluların ölümle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Elçiçek, “Binlerce tutsak tehlikede. Siyasi tutsakların infaz yasasında kapsam dışına bırakılması, onları ölüme terk etmektir. Aileler olarak bu durumu endişeli bir şekilde takip ediyoruz. Tüm tutsaklar serbest bırakılmalı. Cezaevlerinden tabutlar çıkmasın” dedi.
HABER MERKEZİ