Askerlerin çatışmalarda yaşamını yitirenlerin mezarlığındaki yazıları kaldırdığını, kaldırmayanlarınkini tahrip ettiğini belirten aileler, ‘O taşlara yazdığımız isimleri silseniz de yüreğimizden silemezsiniz’ dedi
Bölge kentlerinde, farklı tarihlerde çıkan çatışmalarda hayatını kaybedenlerin cenazelerine ve mezarlarına yönelik asker ve polis müdahalesi devam ediyor. Geçmiş yıllarda mezarlıkların tahrip edilmesiyle birlikte başlayan müdahale, 19 Aralık 2017 tarihinde farklı bir boyuta ulaştı. Söz konusu tarihte Bitlis’in Yukarı Ölek (Oleka Jor) köyü kırsalında bulunan Garzan Mezarlığı iş makineleriyle yıkıldıktan sonra, farklı tarihlerde buraya defnedilen 282 kişinin kemikleri mezarlarından çıkarılarak, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderildi. Bugüne kadar bu cenazelerden sadece 21’i ailelere teslim edildi. Ailelere, defin sırasında ise birçok zorluk çıkarıldı.
23 Mayıs 2017 tarihinde yaşamını yitiren HPG’li Agit İpek’in cenazesi de 10 Nisan’da ailesine kargo yoluyla gönderildi. Bunun yanı sıra birçok kentte askerler aileleri arayarak, mezar taşlarındaki Kürtçe harflerin kaldırılmasını ve kırılmasını isteyerek baskıya maruz bırakıyor. En son, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Orman Mahallesi’nde bulunan mezarlık, 2016’da ilan edilen ve sokağa çıkma yasağından bu yana 7’nci kez tahrip edildi.
Mezar taşının kaldırılmasını istediler
Çocuklarının mezar taşının kaldırılması için baskıya maruz bırakılan ailelerden birisi de Çamak ailesi. 18 Nisan’da Bingöl’ün Karlıova Karakolu’ndan aranan aileye, sokağa çıkma yasağı döneminde yaşamını yitiren HPG’li Zamani Çamak’ın (Xebatkar Kalker) kente bağlı Ilıpınar Köyü’ndeki mezar taşının kaldırılması istendi.
Söz konusu durumu “Kürtlerin değerlerine sistematik bir saldırı” şeklinde değerlendiren Çamak’ın ablası Naibe Çamak, karşı karşıya kaldıkları durumu anlattı.
18 Nisan’da Mersin’de bulunan babasının Karlıova Karakolu tarafından telefonla arandığını aktaran Çamak, görüşmede konuşulanları ise şöyle paylaştı: “Karlıova Karakolu babama ‘Sen neredesin? Gelip seni göreceğiz’ diyor. Babam da ‘Şu an Mersin’deyim. Ancak bir ay sonra köye gelebiliyorum’ diyor. Karakol, ‘Tamam o zaman geldiğin gün bize haber ver’ diyor.”
Abla Çamak, babasının köye gitmesi beklenmeden 20 Nisan’da askerlerin köye gittiğini ve muhtarın kardeşinin mezarına götürdüğünü belirterek sonrasında, “Gülden güzel gülüşünle namerde inat bakışınla Zamani’ydin Xebatkar oldu. Bu topraklar gülsün diye direndin. Rahat uyu ey Heval sen kendini bilenlere selam oldun” yazılı mezar taşının kaldırılmasını istendiğini kaydetti.
‘Bu acıyı neden yaşatıyorlar’
Çamak, ayrıca askerlerin muhtardan mezar taşının fotoğrafını kaldırıldıktan sonra mezarın fotoğrafının çekilerek kendilerine atmalarını istedikleri dile getirdi.
Muhtarın durumu anlattıktan sonra babasının da mezarlığın tahrip edilmemesi için mezar taşını kaldırttığını ifade eden Çamak, “Neden değerlerimize bunu yapıyorlar? Bu Allah’tan reva mıdır? Bunlar bize bu acıyı niye çektiriyorlar? Bize daha ne kadar acı çektirecekler” diye sordu.
‘Yüreğimizden silemezsiniz’
IŞİD’in Efrin’de 3 yıl önce düzenlediği bir saldırıda kızını kaybeden Hülya Baran, “Orada çeteler saldırıyor, burada iktidar” dedi. “O taşlara yazdığımız isimleri silseniz de yüreğimizden silemezsiniz. Bir çocuğumuz giderse binlerce çocuğumuz doğuyor. Ne kadar yıksanız, silseniz de biz tekrar o mezar taşlarını yapacağız” ifadelerini kullanan Baran, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’dan bir anne olarak empati kurma çağrısında bulundu.
Tüm dinlerde mezarların dokunulmaz olduğunu belirten Baran, kamuoyuna seslenerek, “Bizi dilsiz, inançsız, iradesiz bırakmak istiyorlar. Allah şahittir ki, biz kendi dilimiz, inancımızdan, mezarlarımızdan, çocuklarımızdan vazgeçmeyiz. Kimse vazgeçmesin” diye belirtti.
‘Bu neyin hazımsızlığı?’
Biri 2015’de, diğeri 2019 yılında yaşanan çatışmalarda iki çocuğunu kaybeden Aziz Ölçen de, İslamiyet’te ölüye saygı olduğunu hatırlatarak, “Bir insan öldüğünde o cenaze bütün insanların cenazesi oluyor, sadece bir ailenin değil. Hazreti Muhammed gayrimüslim bir kişinin cenazesi geçerken ayağa kalkıyor. Saygı duymak için Müslüman olması gerekmez. Çocuklarımızın mezarlarına yönelik saldırılar ahlaki değil” ifadelerini kullandı.
“Bu neyin hazımsızlığıdır” diye soran Ölçen, yaşananların tarih boyunca Kürtlere ait mezarlara yönelik yapıldığını anımsatarak, “Bilerek bunu yapıyorlar. Amaçları Kürd’ü, Kürtçeyi yok etmek. Tarihte Kürtlerin dahil olduğu savaşlarda, yaşamını yitiren Kürtlerin mezar taşlarındaki isimler silinir, numara yazılırdı. Biz bu zihniyeti şimdi değil, Osmanlı döneminden beri tanıyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak: MA