Nusaybin’de, sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitiren Nesim Atabey’in cenazesine birçok çabaya rağmen ulaşamadıklarını belirten aile, polisin evlerine baskınlar yaparak ”Oğlunuz nerede, telefon numarası bırakmadı mı” diye baskı uyguladığını belirtti.
Mardin’in Nusaybin ilçesinde 14 Mart 2016’da ilan edilen ve tamamı 21 Nisan’da kaldırılan sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitiren onlarca kişinin cenazeleri, iki yılı aşkın bir süredir kentten çıkarılmalarına rağmen ailelerine teslim edilmiyor. Cenazeler sahiplerine teslim edilmediği gibi çocuklarının yasını tutan ailelerin evleri sık sık polis baskınına uğruyor. Bunlardan biri de sokağa çıkma yasağının 18’inci gününde yaşamını yitiren Nesim Atabey’in (22) ailesi.
Atabey’in cenazesi ailesinin yaklaşık iki buçuk yıl önce DNA örneği vermesine rağmen tespit edilmiyor. Cenazenin nereye kaldırıldığına ve nereye defnedildiğine dair bugüne kadar bir bilgiye ulaşamayan Atabey’in ailesi, ilk günler Mardin, Malatya, Urfa ve Antep Adli Tıp Morglarında aradıkları cenaze için şimdi ise, ayda bir Mardin’de Cumhuriyet Savcılığına sorarak cenazenin kendilerine teslim edilmesini istiyor. Ancak ailenin tüm girişimlerine rağmen verilen DNA örneklerinin henüz mevcut cenazeler ile eşleşmediği yönünde cevap veriliyor.
Polisten ‘Çocuğunuz nerede’ baskını
Atabey’in cenazesine ulaşmak için ailenin yürüttüğü mücadele görmezden gelinirken, Şırnak’ın Cizre ilçesinde bulunan evleri defalarca polisler tarafından basıldı. Polis her defasında aileye, “Çocuğunuz nerede. Yerini söyleyin” diye baskı uyguluyor. Yapılanları “zulüm amaçlı” olduğunu vurgulayan anne Ayşete Atabey, cenazenin bir an önce teslim edilmesini istedi.
‘Ölen insanın telefonu mu olur’
Bugüne kadar Urfa ve Mardin cumhuriyet savcılıklarına 8 defa başvuru yaptığını dile getiren anne Atabey, her defasında “sonuç gelmedi” cevabını aldıklarını söyledi. Atabey, “Biz cenazemizi ararken evimizi basan polisler her defasında ‘Nesim Atabey nerede’ diye soruyor. Baskı yapıyorlar. Evimizi dağıtıyorlar. Sürekli rahatsız ediyorlar. Keşke bilsek. Biz de istiyoruz çocuğumuzu bulalım. Biz de istiyoruz. Ama biz cenazesini arıyoruz. Ne yapalım. Elimizden başka bir şey gelmiyor” dedi. Polislerin “Oğlunuz telefon numarası bırakmadı mı” diye sorduğunu belirten anne Atabey, “Ne telefonu. Ölenin telefonu mu olur? Öldürdünüz işte” diye tepkisini dile getirdi.
‘Cenazemiz teslim edilmiyor’
Oğlunun cenazesini isteyen anne Atabey, 8 defa Nusaybin’e, 4 defa Mardin’e, 3 defa Diyarbakır’a ve 3 defa da Urfa’ya gittiğini belirterek, ”Burada da her defasında savcılığa gidiyorum, cevap alabilmek için. Sırf çocuğumun cenazesini bulmak için. Benim isteğim çocuğumu bulmak. Ölü de olsa diri de olsa bulmak” diye konuştu.
Yaşamını yitirdiğini bildiklerini ifade eden Atabey, ”Bize cenazemizi versinler istiyoruz. Çocuğumun cenazesi bir yere defnedilmiş. Bunu biliyorum. Tek istediğim mezarının nerede olduğunu bilmek. Başka bir şey istemiyorum” dedi. Savcılığın her defasında kan örnekleri sonuçlarının gelmediğini söylediğini belirten Atabey, sözlerini şöyle tamamladı: ”Sonuçlar gelmemiş değil. Bile bile sonuçları çıkarmıyorlar. Bize resmi evrak geldi cenazenin nerede olduğuna dair. Gelen evrakı savcılığa verdik. Ama ona rağmen cenaze teslim edilmedi. Sonuçların gelmediği söylendi. Israrla vermiyorlar. Dertleri nedir bilmiyorum. Zulümden başka bir şey değil. Cenazenin yerini biliyorlarsa da bize söylemiyorlar. Yasağın 18’inci gününde öldürdüler. O günden bu güne ben arıyorum.”
Kaynak: MA