AİHM, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının müvekkillerinin işkence ve kötü muameleye uğradığı yönündeki başvurusunu reddetti.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM ), PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarının 2010 yılında müvekkillerinin işkence ve kötü muameleye uğradığı yönünde yaptığı başvuruyu reddetti. AİHM başvuru reddine gerekçe olarak da, “yeterince ve savunulabilir kanıtlara dayanmadığı”nı gösterdi.
AİHM açıkladığı kararda başvurunun “dayanaktan yoksun” olduğunu ileri sürdü. Karara gerekçe olarak, Öcalan’ın konu hakkında cezaevi yönetimi ve kendisini ziyaret eden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) bu konuda hiçbir şikayette bulunmamış olması gösterildi. AİHM, olayın meydana geldiği iddia edilen 7 Ekim 2008 tarihinde ve ertesinde Öcalan’ın muayenesinde hiçbir fiziki ve psikolojik bozukluğa rastlanmadığını bildirdi.
AİHM kararı
7 yargıçlı bir AİHM dairesi tarafından oy birliğiyle alınan kararda şu ifadelere yer verildi: “Öcalan Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, oybirliğiyle başvurunun kabul edilemez olduğunu ve açıkça dayanaktan yoksun bulunduğunu beyan etmiştir. Karar nihaidir.
Dava, esasen Abdullah Öcalan’ın, 2008 yılında hücresinin arandığı sırada kötü muameleye maruz kaldığı yönündeki iddialarıyla ilgilidir. Öcalan, 1998 yılında tutuklanmadan önce, PKK’nin lideriydi.
AİHM, kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak, Abdullah Öcalan’ın, 7 Ekim 2008 tarihinde, cezaevi görevlileri tarafından Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlali olacak muameleye tutulmadığını tespit etmiştir. Mahkeme, özellikle iddia edilen olayların olduğu gün ve takip eden günlerde Abdullah Öcalan, birkaç doktor tarafından muayene edilmiş ve herhangi bir fiziksel yaralanma ya da zihinsel sıkıntı belirtisi tespit edilmemiştir. Başvuranın kendisi de böylesi bir durumdan bahsetmemiştir. Ayrıca, Öcalan cezaevi idaresine veya cezaevinden sorumlu savcıya bizzat bir şikayette bulunmamıştır. Mahkeme, soruşturma ile ilgili olarak, tartışmalı iddiaların bulunmadığı durumlarda, ulusal makamların etkili bir soruşturma yürütme yükümlülüğünün olmadığını açıklamıştır.
Başvurucu Abdullah Öcalan, 1949 doğumlu bir Türk vatandaşı olup, İmralı (Türkiye) cezaevinde bir cezasını infaz etmektedir. 21 Ekim 2008’de Abdullah Öcalan’ın iki avukatı ve 236 mahkum, Öcalan’ın 7 Ekim 2008’de hücresinin aranması sırasında İmralı Cezaevi gardiyanları tarafından işkence gördüğü ve tehdit edildiği iddiasıyla Bursa Savcılığı’na şikayette bulundu. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da birkaç gün boyunca Abdullah Öcalan’a destek amacıyla düzinelerce gösteri ve protestolar düzenlendi. Daha sonra cezaevi müdürüne ve iki gardiyana karşı disiplin soruşturması açılmış, ancak en nihayetinde soruşturma devam etmemiştir. Ocak 2009’da, Mudanya Cumhuriyet Savcısı, Abdullah Öcalan’ın her gün bir pratisyen hekim tarafından muayene edildiğini ve düzenli aralıklarla bir psikiyatrist ve bir uzman tarafından muayene edildiğini ve istişarelerde herhangi bir kötü muameleden şikayetçi olmadığını, belirterek suç duyurusunu reddetmiştir.
Savcı, ayrıca, tıbbi raporların kötü muamelenin herhangi bir izini veya semptomunu göstermediğini de gözlemlemiştir. Başvurucunun avukatları tarafından yapılan temyiz başvurusu Temmuz 2009’da Yalova Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir. Bu arada Abdullah Öcalan’ın avukatları, infaz hakiminin müvekkillerinin güvenliğini güvence altına alacak tedbirler almasını istemiş, ancak talep reddedilmiştir. Avukatlar, ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na soruşturma açılması için başvuruda bulunmuş, ancak Komisyon, Abdullah Öcalan’ın avukatlarına söz konusu olayı ‘abartmamalarını’ söylediğini iddia ederek, İmralı Cezaevi’ne yapacağı ziyareti iptal etti.
Mahkemenin şikayetleri, prosedürü ve yapısı
Başvuru, 2 Mart 2010 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne arz edildi.
AİHS’nin 3. maddesine dayanarak (işkence ve insanlık dışı veya onur kırıcı muamele yasağı) başvurucunun, hücresinin aranması sırasında hem fiziksel hem de sözel olarak kötü muameleye maruz bırakılmasında şikayetçi olmuştur. Madde 6 (adil yargılanma hakkı) ve 13 (etkili başvuru hakkı) uyarınca, şikayetlerine ilişkin soruşturmanın etkisiz kaldığından şikayetçi olmuştur. Mahkeme, şikayetleri sadece 3. madde kapsamında incelemeye karar vermiştir.
2. madde (yaşama hakkı) belgesine dayanarak, başvurucu, cezaevi personelinden ölüm tehditleri aldığından şikayetçi olmuştur. 14. maddeye göre (ayrımcılığın yasaklanması), etnik kökene dayanarak ayrımcılığa uğradığını iddia etmiştir.”
Ne olmuştu?
Öcalan’ın avukatları 2010 yılında yaptıkları başvuruda, İmralı Cezaevi’nde tutulan müvekkillerinin 2008 yılındaki koğuş araması sırasında gardiyanlar tarafından kötü muamele ve işkenceye uğradığını ifade etmişti. Öcalan’ın sözlü ve fiziksel kötü muameleye hedef olduğu şikayetiyle Strazburg Mahkemesi’ne yapılan başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS), yaşama hakkıyla ilgili 2., işkence ve kötü muamelenin yasaklanmasıyla ilgili 3., adil yargılanma hakkıyla ilgili 6., etkili başvuru hakkıyla ilgili 13. ve ayırımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. maddenin Türkiye tarafından ihlal edildiği ifade edilmişti.
HABER MERKEZİ