Türkiye’de doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 22 bin 345 HIV(+) kişi ve bin 864 AIDS vakası mevcut. Ancak kurumlar gerçek rakamın bunun en az 10 katı olduğu düşüncesinde
Bugün 1 Aralık Dünya Edinilmiş Bağışıklık Eksikliği Sendromu yani HIV/AIDS Günü. Dünya Sağlık Örgütü tarafından HIV/AIDS farkındalığını artırmak için 1988 yılından itibaren 1 Aralık Dünya AIDS Günü olarak kabul edildi.
İlk çıkışı 1960’lı yıllara ve ilk tanısı da 1980’li yılların başına dayanan HIV enfeksiyonu, ciddi bir halk sağlığı ve toplumsal sorunu. Hastalığın en sık bulaşma yolu korunmasız cinsel temas. İkinci ise damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektörler.
Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2019 yılı raporuna göre; dünyada HIV epidemisinin başlangıcından bu yana 74.9 milyon kişi HIV ile enfekte olmuş, 32 milyon kişi ise AIDS ile ilişkili hastalıklar nedeni ile hayatını kaybetti.
Türkiye, HIV/AIDS açısından hastalığın az sıklıkla görüldüğü ülkeler arasında yer almakla birlikte, son yıllarda vaka sayılarında artış söz konusu. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 2010 yılında HIV pozitif kişi sayısı 539 iken, 2018 yılında bu sayı yedi kat artış göstererek 3719’e yükseldi.
İlk vakanın görüldüğü 1985 yılından 10 Kasım 2019 tarihine kadar doğrulama testi pozitif tespit edilerek bildirimi yapılan 22,345 HIV(+) kişi ve 1864 AIDS vakası mevcut. Ancak bu rakamların tespit edilebilen vakalara ilişkin olmasından ötürü gerçek taşıyıcı sayılarının bilinenin en az 10 katı olduğu tahmin ediliyor.
Vakaların yüzde 80’i erkek, yüzde 20’si kadın olup; yüzde 15,5’i yabancı uyruklu kişilerden oluşmakta. Vakaların en fazla görüldüğü yaş grubu ise, 25-29 ve 30-34 yaş grubu.
Etkili mücadele şart
Antalya Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ahmet Çevik, AIDS dair yaptıkları çalışmaları Mezopotamya Ajansı’ndan Hamdullah Kesen’e anlattı
AIDS/ HIV’nin ilk tanımlandığı 1980’li yıllardan günümüze, din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayıldığını, son yıllarda bilinçlenme ile birçok ülkede azalma eğilimi gösterdiğini dile getiren Av. Çevik, AIDS/ HIV enfeksiyonun Türkiye’de ise hızlı bir artış eğiliminde olduğunu belirtti.
Av. Çevik, AIDS/ HIV enfeksiyonuyla en etkili mücadele yolunun virüsün bulaşma yollarını bilmek ve önlem almak olduğunun altını çizdi.
‘Virüsü taşıyanlar ayrımcılığa uğruyor’
“Devlet hastanelerinde anonim testin mümkün olmaması sebebiyle, HIV pozitif olabileceğinden şüphelenen kişiler kimliklerinin açığa çıkmasını istemiyorlar ve bu da enfeksiyonun geç tanı alınmasının sebeplerinden biri olmaktadır” diyen Av. Çevik, HIV/AIDS bildiriminin zorunlu hastalıklar listesinde yer aldığını kaydetti.
Av. Çevik, “Bireylerin ayırımcılık ve damgalanmaya uğramalarına engel olmak için AIDS/ HIV enfeksiyonunun bildiriminde hastaların güvenliği ve kişi haklarına zarar verilmemesi hasta mahremiyetinin korunması esastır öncelikli olan bir haktır. Bu nedenle HIV/AIDS sebebiyle sağlık kuruluşlarına başvuran, tedavi ve testlerini yaptıran hastaların veya yeni tespit edilen HIV pozitif kişilerin kimliği ile ilgili bilgiler kodlanarak bildirilmekte olup kişilerin ad, soy ad ve T.C. kimlik numarası bilgileri alınmamaktadır. Ülke genelinde HIV/AIDS pozitif bireyler sosyal damgalanma ve ayrımcılığa uğrama endişesi ile özellikle küçük illerde tanı ve tedavi hizmetleri almaktan kaçınmaktadırlar” diye belirtti.
Ayrımcılık yapılamaması gerekiyor
Bu nedenle dernek olarak Muratpaşa Belediyesi’ne anonim test merkezi kurulması yönünde başvurduklarını paylaşan Av. Çevik, belediyenin kendilerine olumlu bir dönüş yaptığını aktardı.
Yine AIDS/ HIV pozitif bireylerin tespiti çalışmalarını yaparak, sağlık haklarından yararlanması için bilgilendirmeler yaptıklarını ve cezaevlerinde bulunan LGBTİ bireyleri ziyaret ettiklerini belirten anlatan Av. Çevik, “AIDS/ HIV artık tedavisi kolay bir enfeksiyondur. Ayrımcılık, damgalama, hivfobi ve ötekileştirme öldürür. AIDS/ HIV pozitif hakları insan haklarıdır. Her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması gerekmektedir” dedi.