Ahmet Türk, 12 Eylül’ü yaşadıklarını ama hiçbir dönem şimdiki gibi Kürtlerin üzerine gelindiğini görmediğini belirterek ‘Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasette ısrarlı olacağız’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Batman’da düzenlenen “Demokratik yerel Yönetimler Bulaşması” ikinci gününde devam ediyor. Batman Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programa “Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” pankartı asıldı. Programa, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, HDP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, HDP milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, belediye meclis üyeleri, il genel meclis üyeleri katıldı.
Seçim süreçleri ve seçilmişlerin tutuklanması, kayyım atanmalarını konu alan sinevizyon gösteriminin ardında konuşan Batman Belediye Eşbaşkanı Mehmet Demir, tutuklu bulunan belediye başkanları ve milletvekillerini selamlayarak, onların içeride olmasına neden olan faşist rejime karşı diz çökmeyecekleri mesajını verdi.
Mızraklı’nın mesajı okundu
Demir’in konuşmasından sonra görevden alınıp yerine kayyım atanan ve tutuklu olan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın gönderdiği mesaj okundu. Mızraklı, toplumsal belediyecilik anlayışıyla çalışmalarını yürüttüklerini ama belediyelerine kayyumların atandığını belirterek “31 Mart sonrası halkın iradesi sonucu kazandığımız belediyelere gittiğimizde tahmin ettiğimiz gibi içi boşaltılmış bir belediye teslim aldık” dedi.
Yaşatılanların 12 Eylül darbesinden daha korkunç bir soykırım operasyonu olduğunu kaydeden Mızraklı, “İlk önce fiziki bir soykırım uygulandı. İnsanlarımız katledildi ve kentlerimiz yıkıldı, talan edildi. Sonrasında ise maneviyatımıza saldırılar başlatıldı. Tarihimize saldırılar yapıldı. Tarihimiz yok edilirse geçmişimizin de unutturulacağı düşüncesiyle bir kez daha köksüzleştirilmek istendik. Kadın kazanımları yok edilmek istendi. Çocuklarımıza yönelik asimilasyoncu politikalar devreye sokuldu. Ve bizler iki buçuk yıl boyunca topyekun saldırılar karşısında direnmeyi seçtik. Bizler hiçbir zaman geri adım atmayacağız” diye konuştu.
Türk: Hiçbir dönem şimdiki gibi Kürtlerin üzerine gelindiğini görmedim
Seçilmiş Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ise Kürtlerin kazanımlarının hedef alındığı bir dönem yaşadıklarını belirterek, “Uzun yıllar siyasetin içinde yer alan biri olarak, devletin zulüm politikalarını iyi bilenlerdenim. İnanın ki 12 Eylül’leri, 1994’leri yaşadık. Ancak hiçbir dönem şimdiki gibi Kürtlerin üzerine gelindiğini görmedim. Tamamen Kürtlerin kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik ve Kürtlerin kazanımların fili olarak bitirmeye yönelik bir durumla karşı karşıyayız. Kürtlerin moralini bozmaya ve demokratik siyaseti dağıtmaya yönelik bir anlayışla yaklaştıklarını biliyoruz. Koşullar ne olursa olsun demokratik siyasette ısrarlı olacağız.” dedi.
‘Afrin’de ne işiniz var?’
Ortadoğu’da yaşanan çatışma ve işgallere de dikkati çeken Türk, Erdoğan’ın “Yabancı güçler Ortadoğu’dan çekilmeli” sözünü hatırlatarak, “Afrin’de ne işiniz var? Serêkaniyê’de ne işiniz var? Erbil’de Süleymaniye’de ne işiniz var? Telebyad’da ne işiniz var? Aslında bu emperyalist emellerinin çok açık bir şekilde ortaya çıkarılması gerekiyor. Bizim burada görevimiz sadece Kürt halkına mesaj vermek değil. Bizim görevimiz Türkiye halklarının tamamına mesaj verecek, onu düşündürecek, ikna edecek bir siyaseti gündeme getirmek ve bu siyaset üzerinden politika yürütmek lazım” sözlerini kullandı.
Temelli: Kayyum cumhuriyeti modeli
Ahmet Türk’ün ardından HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli konuştu. Tekçi ulus anlayışına dikkat çeken Temelli, 2000’lerde AKP iktidara gelirken en büyük vaatlerinden birinin yerel yönetimler olduğunu belirterek şunları söyledi: “Nitekim de 2005 yılında 5393 sayılı yasayı geçirir. Bu yasadan sonra büyükşehir yasaları hayata geçmiştir. Şimdi de bütün bu kayyum sürecinde gizli ajanlarında yerel yönetim anlayışını tümüyle tüketebilecek bir merkezi modeli tartıştıklarını biliyoruz. Bugün yaşadığımızı kayyum rejiminin bütün bu tarihsellik içinde okuduğumuzda, Cumhuriyetin demokratikleşmesiyle ne kadar alakalı olduğunu gösterir. İddiamız ne Cumhuriyeti demokratikleştireceğiz diyoruz. Bu iddiamız mevcut düzenin karşısında bir seçeneği var ediyor. Demokratikleşme anlayışının demokratik yerel yönetim anlayışıyla merkezi anlayış arasına sıkıştığını görürüz. Burada iki seçenek var biri merkeziyetçiliğin katılaştığı, bütün farklılıkların yok sayıldığı bir cumhuriyet modeli, kayyum cumhuriyeti modeli. Bu bugün içinde yaşadığımız siyasi iklimdir. AKP bunun temsilcisidir. Hatta artık AKP de diyemeyiz buna Erdoğan rejimi bunun temsilcisidir. Bunun karşısındaki seçeneği biz yaratıyoruz. HDP yaratıyor. Demokratik Cumhuriyet dediğimiz mesele biz yerel demokrasi ile güçlendirilmiş bir parlamenter sistem ve bunun sonuçlarında demokratik cumhuriyet diyoruz.”
Temelli konuşmasının ardından program basına kapalı devam etti.
BATMAN