Şair Ahmed Arif yarın ölümünün 28. yılında Diyarbakır’da şiirleriyle anılacak
Şair Ahmed Arif’in aramızdan ayrılışının 28. yılında Diyarbakır’da düzenlenen etkinlikle yarın anılacak. Ahmed Arif büstünün bulunduğu parkta yapılacak etkinliğe Diyarbakır’da yaşayan şair ve yazarlar Ahmed Arif şiirlerini birçok dilde okuyacak.
PEN Yazarlar Derneği Diyarbakır Temsilcisi yazar Şeyhmus Diken etkinliği dair şu bilgiyi paylaştı: “Ahmed Arif 2 Haziran 1991’de Ankara’da aramızdan ayrıldı. Ölümünün 28. yılında Diyarbakır’da Ali Emiri Caddesi üzerindeki (tek kapı ile çift kapı arasındaki parkın içinde, SSK karşısı) Ahmed Arif büstünün bulunduğu yerde bir anma gerçekleştireceğiz. Ahmed Arif biyografisinden sonra sadece şair, yazar arkadaşlarımız katılım gösterenlerden dileyenler yine sadece Ahmed Arif şiirlerinden hangisini hangi dilde isterlerse okuyacaklar.”
Hasretinden Prangalar Eskittim, Ahmed Arif’in tek kitabıdır. Ahmed Arif’in kitabının öyküsünü şöyle anlatır: “Bunu anlatmak doğru mu bilmiyorum. Çok kişisel, çok duygusal bir şey, artık anı olmuş. Kitabımın adını ben ‘Dört Yanım Puşt Zulası’ koymuştum, ama kardeşim buna engel oldu. Bana ‘Kitabına böyle bir ad koymaya hakkın yok, seni 15 yaşındaki çocuklar, kızlar taparcasına seviyorlar. Sen bununla ola ki burjuvazinin tuzaklarını söylüyorsun. Ama şu da var, o çocuklara saygı duymalısın. Hatta bu adı bir şiirine bile verme, mısra olarak kalsın.’ Düşündüm, kardeşime hak verdim. Madem öyle, kitabımın adı ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’ olsun dedim.”
Kendi dilinden yaşam öyküsü
Yaşarken öyküsünü sevenleriyle paylaşan şair şöyle anlatır: “İlkokulu Diyarbakır Siverek İlkokulu’nda okudum. Ortaokulu da Urfa’da okudum. Liseyi ise yatılı olarak Afyon Lisesi’nde. Bütün okul hayatımda tanıdığım en yetenekli, en yiğit, en mert, en bilgili adamlar o lisedeydi, işte o yıllar. Yıl 1943 olmalı… Taş çatlasa 16-17 yaşındayım. Durmadan şiir yazıyorum. Bir dergi, Seçme Şiirler Demeti adıyla kuşe kâğıda basılıyor. Bir sayfanın sol başında Neyzen Tevfik, sağ başında Ahmed Arif. Ben Neyzen Tevfik’in torunu yaşındayım tabii o zaman hatta daha da küçük. Bir de 10 lira geliyor bana dergiden, telif hakkı. Düşünün babam bana ayda 5 lira gönderebiliyor. O yüzden 10 lira büyük paraydı o zaman için.”
İçerde
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim, Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…
HABER MERKEZİ