Kaderimiz denilen şey, aniden olan bir şey gibi mi geliyor size? Yani alın yazımız denilen ya da avuç içlerimizdeki çizgilerimiz, -hani hayat çizgisi filan olduğu söyleniyor- hiç işaretsiz, belirtisiz, selamsız sabahsız demeden mi ilerliyor alnımızda ya da avuç içlerimizde?
BBC’nin haberine göre Sibirya’da dişi bir kutup ayısı şehre indi. Etrafını doğru dürüst göremiyordu. Açtı. Eskiden, -çok da eski değilavcıların, bulunması ve vurulması en zor olduğu için, en çok istedikleri av fotoğrafları yerine, caddenin ortasından başka kimseye aldırmadan yürüyen bir beyaz ayı fotoğrafı var. Farkında değil misiniz alın yazımız ya da avuç içi çizgilerimiz işaret veriyor. Ölüyoruz. Dünya ölüyor…
İklim değişikliği nedeniyle eriyen buzlar, en hassas doğal dengeleri yerinden oynatmakla kalmıyor artık, dünya yukardan aşağı yuvarlanan ve her dönüşünde büyüyen dehşetli bir ekolojik çığın altında kalacak. Sadece Rusya’nın öte ucunda bir kentte geçen bir olay değil bu bizim için. Anadolu’da uzun yıllardır ortada görünmeyen, Anadolu kaplanının yeniden görünmesi, vaşakların yakalanabilir olması, son dokunulmamış alanların, özellikle büyük barajların sadece doldukları yeri yıkmalarıyla değil, aynı zamanda bütün su yolları haritasını daha doğrusu suyu yani yaşamı değiştirmelerinden bu.
‘Ekolojik demokrasi’ ilkesini uzun süre politik stratejide, bir ‘yumuşama’ belirtisi olarak görenler ya da bunu kenar süsü olarak, kelimelerden ibaret mıntıka temizliği zannedenler artık farkındadırlar sanıyorum. Ekoloji mücadele, aynı ‘Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma’ gibi dünyanın kaderinin mücadelesidir. Bu yüzden ‘Halklar Diplomasi’sinde yine anlatılması gerekenlerden başında, Ortadoğu’da bir siyasal hareketin temel ilkelerinden birinin ‘Ekoloji’ olduğunu anlatmak geliyor.
Dehşet videolarının, savaştaki ölüm sayılarının, füzelerin ve ağzından tükürükler saçarak yapılan askeri uzman konuşmalarının ortasında, ‘cinsiyet özgürlükçü paradigma ve ekoloji’ sadece geleceğin değil bugünün aydınlık parçası. Bu yüzden bunları anlatmak sadece iyi değil zorunlu bir şey.
Çünkü bir beyaz ayı kentte iniyorsa, kendisi kente düşmüş dünyanın, kendisinin ölümü çok yakın.
Ve hatırlatmalıyım galiba, biz de ölüyoruz dünya öldüğünde;
Ve zaten gözlerimiz, çoktan iyi görmemeye başlamış ki buraya kadar geldik, peşimizde beyaz ayılar…