Her gün “flaş” gelişmelerin yaşandığı koşullarda 15 gün öncesinde kalmış bir konuyu açmak için geç kalmış olabilirim. Ama olay geride kalsa da konu her daim güncelliğini koruyan cinsten. Üzülerek de olsa Ağrı Belediye Başkanı sıfatını adının yanına yazmak zorunda olduğum Savcı Sayan 6 Temmuz’da sosyal medya hesabında bir tekstil fabrikasından fotoğraflarını paylaşarak şunları yazdı “Zara, H&M, Lc.Waikiki ve Polonun ürünleri, Ağrı’daki atölyelerde dikiliyor…Avrupalı kadınlar Ağrı’da yoksul mahallelerde oturan kızların diktikleri elbiseleri giyiyorlar.. Nerden , Nereye… Birde terörün olmadığını düşünün..” (İmla ve noktalama hataları kendisine aittir.)
Tekstil sektörü, “güvencesiz çalışma” biçimlerinin en yaygın olduğu sektörlerden birisi. Hem küresel düzeyde hem Türkiye’de ucuz emek gücü üzerine inşa edilmiş bir sektör. Ağrı’da Sayan’ın üretim yapmakla övündüğü büyük tekstil markalarına belli ki fason üretici olarak üretim yapılıyor. Bu büyük markalar dünya üzerinde en ağır emek sömürüsünün yaşandığı firmalar aynı zamanda. Örneğin İsveç kökenli tekstil devi H&M, üretiminin önemli bir kısmını dünyada tekstil işçiliğinin en ucuz olduğu Etiyopya’da gerçekleştiriliyor. Görünen o ki TL döviz karşısında değer kaybettikçe sadece Ağrı değil tüm Türkiye Bangladeş’ten Etiyopya’ya dünya çapında günlük işçi ücretinin en düşük olduğu ülkeleri kovalayan tekstil tekelleri için bir cennete dönüşecek. Ağrı için sıraya girenler arasında dünya spor tekstili piyasasının önemli bir kısmını elinde bulunduran ve “esnek çalışma” düzeninin mucitleri arasında yer alan Nike gibi markalar da bulunuyor.
Sayan da işte bu güvencesiz iş ve düşük ücret cehennemine Ağrı’yı dahil etmekle övünüyor. Sayan’ın övündüğü bu proje tam anlamıyla bir AKP projesi. Bir önceki yerel seçimde kıl payı kaçırılmasının ardından Ağrı’nın alınması için devreye sokulan Ağrı’yı alma planında anlaşılan istihdam olanaklarının geliştirilmesi üzerinde durulmuş. 2018 Haziranı’nda Ağrı’da 4 etaptan oluşması planlanan Tekstil Kent’in temeli atılıyor. Proje valilik tarafından koordine ediliyor. Valilik firmalara üretim tesisi / bina vadediyor. Proje kapsamında İŞKUR program ve teşviklerinden de yararlanılıyor. Yerel seçim kampanyası kapsamında 25 Mart 2019’da Ağrı’da mitingi yapan Erdoğan “Ağrı’yı tekstil kenti yapacağız” diyerek kentte 5000 kişilik istihdam yaratma sözü veriyor. Kentte tekstil üretimi başlıyor.
AKP’nin ve Sayan’ın ekonomik kalkınma ve istihdam olanağı diyerek övündüğü proje Ağrı’yı dünyanın en düşük ücretli, ağır çalışma koşullarına sahip işkollarından birisinin üssü yapmak. Ağrı Türkiye’de gelir düzeyinin en düşük olduğu 3 kentten birisi. Kentteki istihdamının büyük bölümü Türkiye ortalamasının çok üstünde olacak biçimde tarım sektöründe. Bu nedenle üretim sektöründe istihdam vaadi kulağa hoş geliyor. Büyük hizmet, dev proje diye sunulanın Ağrı’yı Etiyopya’ya, Bangladeş’e rakip yapmak olduğu göz önüne alınınca bu plan Ağrı halkına reva mı? 90’lıl yıllarda zorunlu göç dalgası ile başta İstanbul olmak üzere metropollere göçen Kürt halkının yıllarca ucuz iş gücü olarak tekstil sektörünü beslediği göz önüne alınırsa burada yeni olan tek şeyin Kürt halkı için gurbette değil memleketinde sömürü olduğunu söylemek mümkün.
Uzun vadeli insani kalkınma politikaları hayata geçirmeyen bir iktidar elindeki imkanları kullanarak kölece çalışacağımız fabrikalar açtırıyor diye bu kibre minnet mi duyalım? Aza kanaat edip uysal yurttaşlar mı olalım? Ağrı halkı da tüm Türkiye halkları da daha insani koşullarda yaşamayı, insana yaraşır koşullarda çalışmayı hak ediyor. Sayan’ın şovu bu gerçeği örtmeye yetmemeli.