Ağrı’da AKP’nin kutuplaştırıcı siyaseti halkı bıktırmış. İşsizlik, geçim sıkıntısıyla beraber Ağrı halkında büyük öfke oluşmuş. Seçime az bir süre kala 7 bin 140 taşıma oy tespit edilmiş durumda
Rohat Emekçi
Van’dan Ağrı’ya giderken yol boyunca yağan kar, arabanın teybinden çalınan dengbêj kilamlarıyla yarım kalmış yolculuklara çıkıyoruz. Sanki “Coğrafya kaderdir” sözü Murathan Mungan’ın şiiriyle örtüşüyor ve düşünmeden edemiyorum “Acı veren geçmiş geçmemiştir.” Kürt halkının inkârı üzerine kurulmuş bir yaşam tam da “Coğrafya kaderdir” kederine dönüşmüş. Hamidiye alayları, Ağrı direnişi ve Zilan katliamından günümüze Kürtlerin tenkili ve asimile edilmesi sistem tarafından sürekli güncelleniyor. Bundan dolayıdır ki türküler dilden dile dolaşıyor. Zilan’da, Ağrı direnişinde katledilenlerin çığlıkları hâlâ yankılanıyor. Bu yüzden coğrafya kaderdir ve kederdir…
Seçim bir düğüm noktası
Seçime sayılı günler kala seçmenin tercihlerini anlamak için Ağrı’dayız… Türkiye’nin pek çok şehri gibi Ağrı da işsizlik, genç nüfusun göç yoluyla kaybedilmesi ve pahalılık ile mücadele ediyor. Şehrin geçim kaynakları hayvancılık ve tarım. Yurttaşlara istihdam yaratacak fabrikaların olmamasından şikâyetçi halk, zamların önüne geçilmesi gerektiğine ve tarım üreticilerine gereken desteğin verilmesinin önemine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Ağrı’ya hiçbir şey yapmadılar. Ara sokakları gezip görün. Daha birkaç ay önce dökülen asfalt yol şimdi çukurlarla dolu”.
AKP Ağrı’yı kaybetmemek için eski ve yeni vekilleri ile Ağrı’ya yönelmiş durumda. DEM Parti ise İHD, baro, DİSK ile seçime yükleniyor. Ağrı’da daha önce AKP’ye destek veren Memoni aşiretinin DEM’e gelmesi büyük bir coşku yaratıyor. Öte yandan 2009’da AKP belediye meclis üyeliği yapanlar, DEM Parti’yi arayarak seçimde DEM Parti’yi destekleyeceklerini açıklıyor.
Sayan sokağa çıkamıyor
Ağrı’da AKP’nin kutuplaştırıcı siyaseti halkı bıktırmış durumda. İşsizlik, geçim sıkıntısıyla beraber Ağrı halkında büyük bir öfke oluşmuş. Ağrı’da seçime az bir süre kala 7 bin 140 taşıma oy tespit edilmiş, YSK de bunu kabul etmiş. YSK’nin açıklaması daha da ilginç. Şöyle deniyor verilen cevapta “Operasyon birliği ve görevli geldikleri için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.”
Ağrı merkez başta olmak üzere Taşlıçay, Diyadin, Doğubeyazıt ve Patnos’un 31 Mart yerel seçimlerinde DEM Parti’ye geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. Öte yandan Savcı Sayan’a halkın büyük tepkisi mevcut ve bu tepki yüzünden “Sayan dışarı bile çıkamıyor” ifadesini kullanıyorlar ve ekliyorlar: “Halkın içine çıkamaz, yüzü yok.”
Ağrı özüne dönecek
Kentte bir araya geldiğimiz insan hakları aktivistleri “Gönüllülük esasına dayalı seçim çalışmalarına katılıyoruz. Mahallelerden güzel dönüşler alıyoruz. Örneğin Fatih Mahallesi’nde yüzde 57 olan oy oranı bu dönem yüzde 85 olacak diye düşünüyoruz” diyorlar ve bu dönem DEM Parti eşbaşkanlarının Ağrı için büyük bir kazanç olduğunu belirtiyorlar. DEM Parti adaylarının yerelden gösterilmesinin büyük avantaj olduğunu da ekliyorlar. “31 Mart seçimleri Ağrı için öze dönüş olacak. 22 yıllık talan var. Bu talan 31 Mart’ta sandığa gömülecek” diye devam ediyor insan hakları derneği aktivistleri.
Herkes sahada çalışıyor
Ağrı’da insan hakları aktivistleri bir araya gelerek gönüllü olarak seçim çalışmalarına katılıyorlar ve mahalle mahalle geziyorlar. Bu çalışmalarda aktif olarak yer aldıklarını söylüyorlar. Bunun nedenini sorduğumuzda ise; “İktidar toplumsal dinamikleri baskı altına alıyor. Kentin yaşanabilir olması için ülkenin tablosunu, sosyal devletin gereklerini halka anlatıyoruz. Sendikalı olarak beşer kişiler gruplarla çıkıyoruz. Mahallelere 22 yıllık iktidarın eksikliklerini anlatıp seçime giderken halka objektif olmalarını söylüyoruz. Halk, özgür bir toplum istiyor. Savcı Sayan Ağrı’yı çok hırpaladı. Sayan despottu, tehditvariydi. Belediyeyi bireysel egoyla yönetmeye çalıştı, yönetemedi. Halktan kopuk bir siyaset izledi” ifadesini kullanıyorlar.
AKP Ağrı’yı kuruttu
İnsan hakları derneği ve Ağrı’da bulunan STK’ler ile konuştuktan sonra mikrofonumuzu Ağrı halkına uzatıyoruz. “2,5 aydır Fatih mahallesinde sıcak su sapsarı akıyor ve belediye tarafından şikâyetler asla dikkate alınmıyor. Duş almak dışında hiçbir şeyde sıcak su kullanamıyoruz. Saçlarımız gün içinde avuç avuç dökülüyor artık. Bebeğim için de sağlık sorununa neden oluyor. Bu sorun artık son bulsun lütfen” diyor halktan biri. Mikrofonu uzattığımız bir başka Ağrılı ise; “Kumlu olan yollarımız çamurdan geçilmiyor. Yağmurdan dolayı her yer bataklık olmuş vaziyette. Çocuklarımız çamura bata çıka ulaşımını sağlıyor. Arabam 3 defa çamurda kaldı, çıkartmak çok güç hale gelmeye başladı. Geçen haftalarda bir araba kum boşalttılar ama yolu düzeltmeden gittiler. Kum çamur ile birleşerek daha kötü bir hale geldi” diyor. “AKP iki dönemdir Ağrı’ya hiçbir şey yapmadı” diyen halk “Ağrı’nın sorunları Ağrı dağını geçti” diyor.
Yarım kalan hikâyemiz
Halkın sorunlarını dinledikten sonra DEM Parti Ağrı Eşbaşkan Adaylarının Ağrı için önlerini, koydukları hedef ve projeleri dinlemek için onlarla buluşmaya gidiyoruz. Ağrı’da esnaflık yapan ve toplumu yakından bilen Mehmet Akkuş ve Hazal Aras, Diyadinlilerin deyimiyle ”Xezala Giyadine.”
“2014 seçimlerinden sonra yarım bırakılan hikâyemizi tamamlamak için geliyoruz” diyen Aras ve Akkuş, “Bu, bizim seçim sloganımıza dönüştü. Çünkü sizler de biliyorsunuz ki 2014 seçimlerinde halkın iradesiyle seçildiğimiz halde kısa bir süre sonra belediyelerimize kayyım atandı. Halkımızın iradesi gasp edildi. Dolayısıyla belki de tarihte ilk defa halkla bu kadar bütünleşen, halkçı, katılımcı ve şeffaf bir belediyecilik anlayışı kayyum politikaları ile yarım kaldı. İşte biz yarım bırakılan, bıraktırılan sürecin devamı olarak geliyoruz. Biz 31 Mart itibariyle onu tamamlamak üzere geliyoruz” şeklinde konuşuyorlar.
Gençler nefes alamıyor
Ağrı DEM Parti Eşbaşkan Adayı Mehmet Akkuş, yurt dışına göçlerin de önünü kesmek istediklerini belirterek şöyle konuşuyor: “Ağrı ülkede en çok genç nüfusa sahip olan ilimiz. Aynı zamanda en yoksul kentimizdir. Yurt dışına göçlerin olması iktidarın Ağrı’ya vurduğu darbelerden birisidir. 22 yıllık iktidar Ağrı’da 40 bin gencin Kanada’ya, Amerika’ya gitmesini sağlayan bir iktidardır. Bu gençlerin burada kalması noktasında elbette biz belediyeyi aldığımızda ön ayak olacağız” dedi ve devam etti: “Projelerimiz içinde kooperatifleşme var. Bunun üzerinden istihdam sağlamayı düşünüyoruz. Belediye bünyesinde oluşacak atölyelerde halkın sosyal hayatlarına destek olmayı düşünüyoruz. Ağrı gençler için nefes alamayan bir kent halinde gelmiş. 22 yıllık AKP hükümeti kentin sistemini çökertti. Kent koca bir köye dönüştü ve aslında ulaşım da ciddi bir sorun. Şu an enkazlaşmış bir ulaşım var. Bizim bununla ilgili projelerimiz de var. Alternatif yollar var. Ücret anlamında da ciddi yoksulluk yaşayan bir kent. Bunun yarattığı sıkıntıyı en aza indirmeyi düşünüyoruz.”
Kadınlar kendini duyuracak
Ağrı DEM Parti Eşbaşkan Adayı Hazal Aras, “Ağrı’da kadınlar neden bize oy verecek, çünkü belki yüzyılda bir Ağrı’nın da bir kadın eşbaşkan adayı olacak ve bu noktada kadınlar kendini orada görecek. Biliyorsunuz partimizde eşbaşkanlık sistemi var. Eskiden kota uygulaması vardı ama şu anda eşbaşkanlık sistemiyle kadının rengi her yere yansıyor. Her beldeye yansıyor. Bir kadın belediye başkanının olmasının şu avantajı var. Kadınlar resmi kurumlarda çok fazla ilişkili olamıyor bildiğiniz gibi. Kadınların resmi bir kurumla ilişkilenmesi artık çok rahat olacak. Hayata geçireceğimiz kadın politikaları müdürlüğü ile kadınların sorunlarının tespitine dönük ciddi çalışmalar yapacağız. Bir kadın eşbaşkanı kadınların sorunlarını çok daha iyi anlayabilir, çok daha iyi dokunabilir. Bu anlamıyla kadınlar kendini bu noktada görecekler” dedi.
Borç batağı kurutulmalı
Sayıştay, AKP’li Savcı Sayan yönetimindeki Ağrı Belediyesi’nin İller Bankası ile diğer bankalara toplamda 148 milyon TL borçlandığını, ancak bu borcu 86 milyon TL eksik gösterdiğini tespit etti. Enerji müsaadesi alınabilmesi için çeşitli nedenlerle idare bütçesinden karşılanan dağıtım tesis giderlerinin ilgili elektrik dağıtım şirketinden talep edilmesi bir yana, ayrıca söz konusu dağıtım tesislerinin elektrik dağıtım şirketine devredilmediği tespit edilmiş durumda. Bu arada, raporlarda, tahakkuku yapılan bazı gelir kalemlerinin tahsilat oranlarının düşük olduğu, 49 milyon TL gerçekleşmesi gereken tahsilat tutarının sadece 13 milyon TL olduğu da görüldü.