Ağrı’da aşk ve isyan iç içe geçer. Yaşar Hanım, İhsan Nuri ile tekrar buluşmak için dört ülke sınırını ayakları altına alır, Besê atlar atına Ağrı’ya sürer, Ferzende Bey ile buluşmak için. Reşoyê Silo, Zeynê’nin gözlerine takılır
Hüseyin Kalkan
Biliyorum ‘İsyan Günlerinde Aşk’ Ahmet Altan’ın tadı hala damakta olan kitabının ismi. Ama bugün Altan’ın kitabından söz etmeyeceğim. Bugün Ağrı İsyanı’nı anlatan, A. Sırrı Özbek’in ‘Söyle Zilan’ kitabından söz edeceğim. Kitap sadece Ağrı İsyanı’nı anlatmıyor, Kürtlere reva görülen zulmü, devleti ve isyancıların hayatını ve aşklarını da anlatıyor.
Ağrı’da bir ateş
Görmüşsünüzdür o meşhur ‘Muhayyel Kürdistan burada meftundur’ karikatürünü. Kemalistler, Kürdistan’ı Ağrı’ya gömdüklerine inanırlar ve karikatür bunu anlatır. Gömülmediğini söylemeye gerek yok, ama büyük kan akıttıkları bir gerçek. Her isyandan sonra bunu yaptılar. Kürtlerin bir daha ayağa kalkamayacağına inanmak için mümkün olduğu kadar çok kan döktüler. Ağrı’da da öyle oldu.
Devlet Kürdü sevmez
Biroyê Hesikê Têli, Şeyh Sait İsyanı günlerinde Türk devletine destek olur. İran’a geçmek isteyen yenilmiş isyancıların yolunu keser. Çok kayıp verdirir. Ancak bir süre sonra devlet yetkilileri onu haraca bağlamak isterler, vermeyince de tutuklamak isterler, kaçar Ağrı’ya sığınır. Kısa bir sürede etrafında kalabalık bir isyancı grubu toplanır. Daha bir yıl geçmeden sürgünde olan, hatta Biroyê Hesikê Têli’nin kurşun sıktığı Kürtler onun etrafında toplanmaya başlarlar. Ağrı’da bir ateş yandığını duymuşlardır. Yönlerini oraya verdiler. Çok olmamıştı ülkelerini terk etmek zorunda kalmaları. Şeyh Sait isyancıları yenilince, İran’a geçmişlerdi. Bu da o kadar kolay olmamıştı, Türkiye’den çıkarken kendisi de Kürt olan Biroyê Hesikê Têli komutasındaki kuvvetlerle çatışmak zorunda kalmışlardı, İran’a geçtikten sonra Kürt bölgesine geçmek isterken İran askerleri ile çatışmışlar, büyük kayıp vermişlerdir. Şimdi o çatıştıkları Biroyê Hesikê bir isyan ateşi yakmıştı Ağrı’da. Kürt aşiretleri akın akın bu ateşe atlıyorlardı.
Başkaları sürgünden çıkıp geldi
Kayseri’de sürgünde olan ve yaşı 90’a dayanmış olan Kör Hüseyin Paşa ve Hacı Musa Bey, her biri farklı bir Türk kentinde sürgün olan çocuklarına haber salıp yanlarına çağırdılar. Hepsi Biroyê Hesikê’nin yaktığı ateşin etrafında toplanmalıydılar. Haber vermeden sürgün yerini terk ettikleri için aranmaya başlamadan Ağrı’ya uçtular. Neredeyse hiçbiri oraya varmadan yaşamını yitirdi. Kimi pusuda kimi çatışmada.
Şeyh Sait isyanı yenildikten sonra İran’a kaçan aşiret reislerinden biri Muş Malazgirtli Ferzende Bey’di. Karısını, annesini ve çocuğunu köyünde bırakarak isyana katılmıştı, İsyan yenilince de onları yanına alma fırsatı bulamadan İran’a geçmişti. Ağrı’ya geldiği duyulunca Besê, kaynanasını ve oğlunu alarak Ağrı’ya çıkar. İki yıldır ayrı oldukları için burada yeni bir düğün yaparlar. Ağrı İsyanı bazı bakımlardan diğer Kürt isyanlarından farklıdır. Mesela Şeyh Sait isyanında kadınlar ve çocuklar yoktur. İsyancılar onları geride bırakarak, bir anlamda köylerinde güven içinde bırakarak yola çıkmışlardır. Ama Ağrı isyanında kadınlar ve çocuklar ve erkekler yan yanadır. Kadınlar da savaşır, çocuklar da gözcülük yapar, haber taşır. Sürüler ve çobanlar da isyanın içindedir. Biraz Babailer isyanına benzer, daha çok Dersim isyanına. Xoybun, İhsan Nuri’yi Paşa rütbesi ile Ağrı’ya gönderince isyan bir üst aşamaya geçer. Stratejisi ve taktiği olan bir savaş başlar. İhsan Nuri Paşa’nın önderliği tartışmasız kabul görür dağda. İhsan Nuri Paşa birlikte getirdiği Kürt bayrağını Ağrı’nın zirvesine diker.
Birçok aşk hikayesi
Bu isyan birçok aşk hikayesi barındır. Yaşar Hanım, İhsan Nuri Paşa ile buluşmak için üç ülkenin sınırlarını çiğner. Önce Denizli’den Suriye’ye, oradan Irak’a, Bağdat’a geçer, Hewlêr ve Xaniqin’e geçer, sonra İran sınırını aşarak Kirmanşah’tan Tebriz’e gelir. Oradan Kürt paşa ile buluşmak için Ağrı’ya çıkar. Bütün bu yolculuk sırasında Xoybun’un eli hep yanındadır. Besê Hanım eşi ile buluşmak için Malazgirt’ten gelir Ağrı Dağı’nın başına, isyanı başlatan Biroyê Hesikê Têli eşini almak için Bazid’i basar, annesi ve eşi yola çıkma hazırlığını bitirene kadar Kaymakamlık konağını ateş altında tutarlar. Reşoyê Silo bulduğu her isyana katılan bir Kürttür. Önce Şeyh Sait’in yanına koşar. İsyan yenilince yakayı ele vermez, Ağrı’nın eteklerindeki köyüne döner. Bir gün Aladağ’dan dönerken Zeynep’e rastlar. Rastlayış o rastlayıştır. Birlikte çatışmaların içinde yer alırlar, isyancılar yenilince sınırın öbür tarafına geçmezler. Gelîyê Zilan’a sığınırlar. Ama ancak bir yıl dayanırlar. Pusuya düşer ve birlikte kurşuna dizilirler. Lider kadronun önemli bir bölümü çatışa çatışa İran’a geçer. Ama onları orada normal bir hayat beklememektedir. İran devleti çeşitli hilelerle onları telef eder.
‘Söyle Zilan’, bir roman, kahramanları gerçek kişiler olan. Bir tarih kitabı, neredeyse gün gün Ağrı İsyanı’nı anlatıyor. Bir anlatı, Kürtlerin kadim tarihine dair. Son söz: Geliyê Zilan’da yüzlerce roman var. Dersim’de, Koçgiri’de olduğu gibi. Dün, bugün, yarın.
Künye
Söyle Zilan
1. Sırrı Özbek
İletişim Yayınları
1.252