Cizre’deki yasağın üzerinden 3 yıl geçti, ancak hala 13 cenazeden haber yok. İki çocuğunu yitiren Özkül ailesi de hangi yana baksa o günden izleri görüyor. Öyle ki ağaçlarının gövdesindeki kurşun yaraları bile hala sarılı
Şırnak’ın Cizre ilçesinde 79 gün süren sokağa çıkma yasağının üzerinden 3 yıl geçmesine rağmen, yasak sırasında yaralı halde mahsur kaldıkları evlerin bodrum katında ambulans beklerken, yakılarak öldürülenlerden 13’ünün cenazesine halen ulaşılamadı. Defalarca yakınları tarafından DNA örneği verilmesine rağmen cenazesine ulaşılamayan Feride Yıldız, Sakine Durmiş, Hacer Aslan, Osman Gökhan, Hüseyin Dervişi, Servet Aslan, İdris Susin, Ali Aslan, Cemal Pürlek, Emrah Aşkan, Osman Esmeray, Mustafa Keçanlu ve Emrah Aşkın’ın aileleri, yakınları için gözyaşı dökecek bir mezar taşı olmasını bekliyor. Yasaktan sonra cenazelerini defneden ailelerin tek beklentisi ise hak ihlallerine neden olan sorumluların yargılanması ve adalet. 26 yaşındaki Mehmet ile 19 yaşındaki Star Özkül’ün ailesi de mezarlarını arıyor. 3 çocuklu Özkül ailesi, yasaktan hemen sonra çocukları Mehmet için Urfa’daki Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gider. Ancak aile, burada Mehmet yerine henüz yeni nişanlanan Star’ın cenazesiyle karşılaşır ve iki çocuklarının da hayatını kaybettiğini öğrenir. Bir süre sonra da Mehmet’in cenazesinin ilçedeki kimsesizler mezarlığında defnedildiği aileye bildirilir.
Mex yadigar kaldı
Yaşadıkları tarifsiz acıya rağmen Özkül ailesi halen çocuklarının yaşamlarını yitirdiği mahallede, yasak döneminde her yanı kurşunların hedefi olan evlerinde yaşamayı sürdürüyor. Yasak sırasında kentte olan bir gazetecinin sokakta bularak belediye binasına götürdüğü ve Özkül kardeşlere ait olduğu daha sonra ortaya çıkan Mex isimli sevimli köpek ise ailenin tek tesellisi. “Isıracağı insanı iyi tanır. Haksızlık yapan insanları hiç affetmez” sözleri ile Mex’i anlatan baba Selim Özkül, çocuklarından kalan bir yadigar olduğu için ona bağlı olduklarını belirtiyor.
Ağaçtaki yara
Baba Selim Özkül bir taraftan da yanı başında bulunan tek kökle üç ayrı gövde üzerinden yükselen ağaca bakıyor. Bir insanın yarası sarılmışçasına, 3 ayrı yerden beyaz bezlerle sarılı olan ağacın yasak sırasında ağır silahların hedefi olduğunu aktarıyor baba Özkül. Bezlerin altındaki çamurla kapatılmış yaraları ağaçtaki derin kurşun izleri, aradan geçen zamana rağmen Cizre’de yaşananların boyutunu gözler önüne seriyor. Boğazı düğümlenerek söze giren baba Özkül, koca ağaçtaki yaraları tek tek göstermeye başlıyor. Yağan yağmur ile birlikte ıslanan yaralar, bodrumlarda hayatını kaybeden siyasetçi Mehmet Yavuzel’in, “Heval su” çığlığını hatırlatıyor. Ağacın, kurşunlara rağmen her yıl yeşermeyi sürdürmesi ise Mehmet Tunç’un “Biz direndik, bizimle gurur duyun” sözlerinin bir kez daha kulaklarda çınlamasına vesile oluyor.
‘Nasıl unutalım?’
Ağacı, yasakta toprağa düşen her bir canı okşarcasına okşayan baba Özkül’ün dilinden, “Bu ağacın yaraları 3 yıldır iyileşmedi. Bu ağaç yaralı. Halen yaralı. Kan ağlıyor. Yarası iyileşmiyor. Bu ağaç ne yapmıştı? Bu ağacın yarası 3 yılda iyileşmediyse bizim yaramız nasıl iyileşsin? Bu ağacın unutamadığını biz nasıl unutalım? Kıyamete kadar unutmayacağız” sözleri dökülüyor.
‘Ayrım yapılmasın’
“3 yıl içerisinde hayatınızda neler değişti” sorusu karşısında gözleri dolan, derin derin yutkunan Özkül, bir süre duraksadıktan sonra, “Biz haksız değiliz. Bize yapılan haksızlığı hiçbir zaman unutmayacağız. Artık halklar arasında ayrım yapılmasın” sözleriyle ilçe halkının yıllardır dillendirdiği talebi yineliyor. Yaşadıkları tablonun hafızasından silinmesinin imkansız olduğunu belirten Özkül, “Hiçbir zaman haksızlığa arkadaşlık yapmadık, yapmayız da” ifadesinin ardından son olarak, her gün gözlerinin önünde duran duvarlardaki kurşun izlerini gösteriyor.
ŞIRNAK/MA