Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Bağımsız Uluslararası Soruşturma Komisyonu, 9 Eylül’de başlayan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi 42. İnsan Hakları Oturumlarına sunmak üzere bir rapor hazırladı. Yapılan görüşmeler, uydu görüntüleri, fotoğraf ve video analizlerine dayanılarak hazırlanan 21 sayfalık raporda Suriye’nin birçok merkezinde yaşanmaya devam eden insan hakları ihlallerine ve Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi denetimindeki IŞİD’li ailelerinin kaldığı kampların koşullarına yer verildi.
Türkiye ve ÖSO’nun ele geçirdiği Afrin’de yaşananlara da ayrıntılı bir şekilde yer verilen raporda, buradaki insan hakları ihlallerinin gün geçtikte daha da ağırlaştığına vurgu yapıldı. Afrin’in Türk devleti ve ona bağlı grupların denetimine girmesinden itibaren başlayan güvenlik sorununun devam ettiğine vurgu yapılan raporda, “Silahlı gruplar veya çeteler tarafından Kürtlere yönelik yapılan işkence, gasp, yerinden edilme gibi hak ihlalleri devam ediyor. Kontrol noktalarından veya gece evlerden alınan birçok insanın akıbeti halen bilinmiyor. Kaçırılan bazı insanların akıbeti halen bilinmezken, çeteler kaçırdıkları bazı insanları serbest bırakmak için ailelerinden yüklü miktarda para talep ediyor. Silahlı grupları eleştirenler veya eski yönetimin destekçisi olarak algılananlar sistematik olarak tutuklanıyor ve işkenceye uğruyor. Aynı zamanda gasp ve yerinden edilmeler devam ediyor” denildi.
‘Mülkler iade edilmiyor’
Silahlı grupların ve onların ailelerinin Afrin’e geri dönen yerinden edilmiş sivillere kendi evlerini ve topraklarını iade etmediğinin kaydedildiği raporda, devamla “Birçok insan kendi evini tekrardan almak için yüklü miktarlarda silahlı gruplara para ödemek zorunda kalıyor. Yine zeytinlik sahibi insanların ya mallarına el konuluyor ya da bu insanlardan zorla vergiler alınıyor” denildi.
‘Kadın ve çocuklara taciz’
Tarihi ve kültürel birçok mirasın silahlı gruplar tarafından yağmalandığına ve buna yönelik yeni raporların komisyona geldiğinin altı çizildiği raporda, devamla şunlar ifade edildi: “Aşırılık yanlısı silahlı grupların daha yoğun olduğu noktalarda kadın hakları noktasında ciddi kısıtlamalar getirildi. Zor kullanılarak kadın ve kız çocuklarının kapanması isteniyor. Yine kontrol noktalarından geçen kadın ve kız çocukları tacize uğruyor.”
‘Türkiye’nin denetiminde oluyor’
Türk devlet yetkililerinin bölgede kendi kontrolünde tuttuğu silahlı grupların işlediği suçlara sessiz kaldığı ve şikâyette bulunan mağdurların taleplerinin dikkate almadığının kaydedildiği raporda devamla şu tespitler yapıldı: “Komisyon, Türk makamlarının silahlı grupları denetimde tutmada veya işlenen suçların veya hak ihlallerinin önüne geçmede istekli olduğuna dair hiçbir olumlu izlenim edinmedi. Türk makamları idari, yargı ve yürütme yapılarını kontrol, koordine ve finanse ediyor. Bölgedeki hâkim ve savcılar Türk devleti tarafından seçiliyor ve atanıyor. Kürt kökenli memurlar işten çıkarılarak bunların yerine Arap kökenli insanlar getiriliyor.”
‘Savaş suçları kapsamında’
Afrin’de yaşananların savaş suçları kapsamında olduğuna vurgu yapılan raporda, “Silahlı grupların, rehin alma, işkence, gasp gibi uygulamaları başta olmak üzere sivil halka dönük uygulamaları, işlenen savaş suçlarının devam edeceğinin göstergesidir” denildi.
21 sayfalık raporun son kısmında Suriye topraklarında yaşanmaya devam eden insan hakları ihlallerinin ortadan kaldırılması için Uluslararası Koalisyon, işgalci konumda olan güçlere, Suriye Rejimine ve Demokratik Suriye Güçleri’ne bir dizi öneriler yapıldı.
Kamplardaki IŞİD tehlikesi
Kuzey Doğu Suriye Özerk Yönetimi denetimindeki IŞİD ailelerinin de kaldığı Hol, Roj ve Ayn İsa kampında yaşananlara da yer verilen raporda, Hol kampındaki 70 bin insanın beslenme, enfeksiyon, cilt hastalıkları gibi birçok sorunla karşı karşıya olduğu dile getirildi. Birçok ülkenin IŞİD üyesi veya onların ailesi olan vatandaşlarını geri almayı reddettiği için bu insanların Demokratik Suriye Güçleri (DSG) denetiminde tutulduğunun ifade edildiği raporda, şunlar kaydedildi: “Kamplardaki bazı radikalleşmiş kadınlar, ‘kafir’ olarak nitelendirdikleri çok sayıda kadına saldırdığı ve bunların çadırların ateşe verildiği rapor edildi. Bu kamplarda tecavüz sonucu da dahil olmak üzere 502 sahipsiz olmak üzere toplamda 3 bin 500 çocuk yaşıyor. IŞİD üyeleri ile birlikte çok sayıda Ezidi kadın ve onların çocukları IŞİD’in son kalesi olan Bahoz’da ortaya çıktı. DSG tarafından Hol Kampı’na götürülen bu kadınlar, IŞİD’in geri gelme korkusunu yaşadığı veya kamptaki diğer IŞİD üyelerinden gelecek tepkiler korktuğu için kimliğini gizledi.”
CENEVRE