Afrin’den getirilen zeytin ve zeytinyağına ilişkin tepkiler sürerken, Gıda- İş Sendikası Başkanı Seyit Aslan, bunun ganimetten başka bir şey olmadığını belirterek, “Zeytinler ÖSO’yu finansman etmek için mi getirildi?” diye sordu.
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Balıkesir Milletvekili Fikret Şahin yurt dışından kaçak olarak yaklaşık 50 bin ton civarında zeytinyağının Türkiye piyasasına girdiğini açıkladı. Zeytinyağının Türkiye’nin selefi ÖSO grupları ile 18 Mart’ta girdiği Afrin’den getirildiğini doğrulayan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Hükümet olarak PKK’nın eline gelir geçsin istemiyoruz, Afrin’de gelir bize geçsin istiyoruz” diye belirtmişti. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Elif Çetiner’e konuşan GIDA-İş Sendikası Başkanı Seyit Aslan, getirilen zeytin ve zeytinyağının yerli üreticiyi zora sokacağını belirterek, parasının nereye gittiğini sordu.
‘Daha önce de petrol kaçakçılığı vardı’
Türkiye’de bugüne kadar zeytin veya zeytinyağı ithalatının yapılamadığını hatırlatan Aslan, “Geçtiğimiz yıl Tunus’dan kısmi olarak zeytin ithal edildi ama üreticilerin tepkisinin ardından hükümetin bunu dayanışma için yaptığı ve bir daha yapmayacağı yönünde açıklamalar geldi” diye belirtti. Marmara Birliği’n zeytin taban fiyatını açıkladığını ve Afrin’den gelen zeytinyağının bundan sonra duyurulduğunu ifade eden Aslan, “Marmara Birlik fiyat listesini açıkladı ama alımları bir süre durdurduğunu açıkladı. Bunun sebebinin ne olduğuna dair herhangi bir açıklama söz konusu değil. Bilindiği gibi Türkiye ile Suriye arasında daha önce de sınırdan petrol kaçakçılığı vardı. Çok yüklü miktarda petrolün piyasaya sürüldüğü yönünde iddialar vardı. Türkiye’nin Afrin’den ÖSO ya da başka güçler üzerinden 50 bin ton zeytinyağı getirmiş olması çok şaşırtıcı değil” diye konuştu.
‘ÖSO’yu finanse etmek için mi’
Neden zeytinyağı ithal edildiğine dair resmi açıklamaların olmadığını vurgulayan Aslan, verilen önergelerde bakanlıkların açıklamalarının tatmin edici olmadığını da sözlerine ekledi. Aslan, devamla şunları ifade etti: “Piyasada getirilen zeytinyağları ile ilgili bir hareketlilik oldu. Bu hükümetin nasıl keyfi tutum içinde olduğunu, kendisinin koyduğu yasaları da çiğneyerek hukuk dışı işler yapabileceğini göstermiştir. Bunun ÖSO’nun finanse edilmesi için mi kullanıldığı da akıllarda yer alan başka bir soru işareti olarak duruyor.”
‘Tekel oluşturulmak isteniyor’
Belli siyasi çıkarlar uğruna üreticilerin zor koşullar içine sürüklendiğini sözlerine ekleyen Aslan, şunları dile getirdi: “Şuan iç piyasada satılan sıvı yağların büyük kesimi ABD’den getiriliyor. Ortada oluşturulmaya çalışılan bir tekel söz konusu. Tekel oluşturarak fiyat belirlemeyi kendi ellerine almak istiyorlar. Üreticiden tüketiciye giden süreçte kişileri tefecilere muhtaç etmeye hizmet ediyorlar. Alınan yağ ile hükümetin neye hizmet etmeye çalıştığı çok açık ortada.”
‘Ganimetten başka bir şey değil’
Afrin’de topraklarını bırakıp gitmek zorunda kalan bir halkın olduğunu söyleyen Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Bu halkın emeğine el konularak Türkiye’ye getirilmesi ganimetten öte bir şey. Bu asla kabul edilir bir durum değil. Bu aslında bölgedeki savaşın boyutlarının nereye vardığının da göstergesi. O ülkenin değerlerine el konuluyor. Ganimet değil yaşanan tam anlamı ile halkın yaşamına el koymaktır. O halkın ürünleri ile kendi iç piyasasının dengelerini bozan ve kendi halkını da mağdur eden bir siyaset izleniyor.”
‘Haksız kazanca karşı ortak tutum’
Bu durumun son bulması için girişimlerin başlatılması gerektiğini belirten Aslan, sözlerini şöyle tamamladı: “Başta üreticiler ile iç içe olan Marmara Birlik gibi yapıların üreticileri koruyacak önlemler alması gerekir. İlgili sendikalar ve üreticiler bir araya gelerek haksız kazanç için programlar oluşturması ve gerekli hukuki girişimler başlatması önemli adımlardan biri olacaktır. Hükümetin yürüttüğü bu politikalara karşı üreticiler ve tüketiciler ortak tutum almalı.”