Etiyopya tarafından inşa edilen dev HES, Mısır ve Sudan arasında gerilim yaratıyor. 74 milyar m3 suyun hapsedileceği HES sonrası, Afrika’da tarım üretimi parası olanın yapabileceği bir iş haline gelecek
Nil havzasına kıyısı olan ülkelerin Nil Nehri üzerine kurulan enerji santralleri konusundaki anlaşmazlıkları her geçen gün büyüyor. Etiyopya’nın Sudan sınırına yakın Mavi Nil üzerinde inşasını tamamlamaya yaklaştığı, 6000 MW kapasitesiyle Afrika’nın en büyük hidroelektrik santrallerinden (HES) biri olacak Rönesans barajı ve hidroelektrik santrali Mısır ile Etiyopya arasında anlaşmazlığa yol açarken çözüm üretilemiyor.
İlkler deklarasyonu
Mısır, Etiyopya ve Sudan dışişleri bakanları, sulama ve su işleri bakanları ile istihbarat başkanları Büyük Etiyopya Rönesans Barajı üzerindeki çıkmazı kırmak için bir müzakere turları düzenledi. 15 Mayıs’ta Addis Ababa’da sona eren müzakereler sonunda beş maddeyi içeren bir belge imzalandı. İmzalanan belge ile ertelemeleri önleyecek yeni bir yol haritası oluşturmak ve üç ülkenin Mart 2015’te imzalanan İlkeler Deklarasyonu’na uygun olarak işbirliği taahhüdünü yenilemelerini sağlamak amaçlandı fakat bir anlaşma imzalanamadı.
74 milyar m3 su hapsediliyor
Ancak Mısır ve Etiyopya arasındaki temel anlaşmazlık noktası olan barajın Mısır üzerindeki olumsuz etkilerini belirlemeye yönelik teknik çalışmalar konusunda bir anlaşmaya varılamadı. Ayrıca, Kahire’de ciddi hasara yol açmamak için barajda bir depolama ve işletme mekanizması kurma konusunda da anlaşmaya varılamadı. Etiyopya hükümeti santralin inşaasına 2011 yılında Mavi Nil üzerinde başlamıştı. Rönesans barajı, 155 metre yükseklik, 1800 metre uzunluk, 74 milyar metreküp su tutma ve 6000 megavatlık kapasitesiyle Afrika’nın en büyük barajı.
Anlaşmazlık nedeni su hakkı
Barajdan doğrudan etkilenecek üç kıyı ülkesi Mısır, Sudan ve Etiyopya 2011 yılından itibaren danışma toplantılarına başladı. 2012 yılında barajın faydalarını ve olumsuz etkilerini değerlendirmek üzere, bir uluslararası uzmanlar panelinin kurulmasını da sağladılar. Bu panelin tavsiyeleri üzerine, üç ülke bilimsel çalışmalara ve uzmanlık çalışmalarına destek vererek, barajın etkilerinin neler olabileceğini verilerle ortaya koymayı ve barajın doldurulması ve işletilmesi için gereken kılavuzların hazırlanmasını içeren İlkeler Deklarasyonu’nu 2015 yılında imzaladılar. Ancak aşağı-kıyı ülkelerinin su kullanımlarına yönelik etkileriyle ilgili endişelerin çözülmemiş olması, barajın sağlayacağı faydaların paylaşımıyla ilgili somut sonuçların neler olacağı konusunda belirsizlikler ve riskler halen devam ediyor.
Afrika açlığa mahkum
Afrika’nın en verimli toprakları olan havzanın büyük bir bölümü su altına gömülürken, yüzbinlerce yıldır suyun yarattığı ekosistemde yaşayan canlıların yaşam alanları işgal edildi. Baraj sonrası Afrika’da tarım üretimi parası olanın yapabileceği bir iş haline gelecek ve tekeller çiftçilerin yerini alacak. Türkiye’nin Sudan’da kiraladığı 780 bin dönüm arazi için Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan bir açıklama yapmış ve bu açıklamada kiralanan arazileri şirketlere açacaklarını ifade etmişti. Benzer süreçlerin Sudan’da yaşananlarla paralellik göstereceği ve Etiyopya toprakları da şirketlere kiralanarak veya satılarak Etiyopya ve Sudan halkları işsizlik, susuzluk ve açlıkla yüz yüze kalacak.
EKOLOJİ SERVİSİ