Afganistanlı kadınlar, Werîşe Muradî ve Pexşan Azizi hakkındaki idam cezalarının geri alınmasını isteyerek, idam cezasını sadece kınamanın yetersiz olduğunu ve dini ideolojilerin baskısına karşı ortak bir mücadelenin verilmesi gerektiğini dile getirdi
İran hükümetinin, özellikle ‘jin, jiyan, azadi’ ayaklanmasının ardından kadınlara yönelik baskısı devam ediyor. Baskılara direnen ve mücadele eden kadınlar yargı kıskacına alınırken, idam cezaları ile karşı karşıya bırakılıyor.
Doğu Kürdistan Özgür Kadınlar Topluluğu (KJAR) üyesi Werîşe Muradî 1 Ağustos 2023’te İran istihbarat güçleri tarafından gözaltına alındı. Günlerce işkence altında tutulduktan sonra Evin Cezaevi’ne götürülen Werîşe Muradî’ye 10 Kasım’da Tahran İslam Devrim Mahkemesi tarafından idam cezası verildi.
Afganistan’da kadınlar İran ve Rojhilatlı kadınlara desteklerini açıklarken, dini ideolojilerin baskısına karşı ortak bir mücadelenin verilmesi gerektiğini vurguladı.
‘Ortak acılara sahibiz’
Çocuk hakları aktivisti Mina Askari, “İran devleti Werîşe Muradî ve Pexşan Azizi’yi idam cezasına mahkum etti. Kadınlar işkence ve baskı altında tutuluyorlar. Özgürlük mücadelesi verenlerin sesi susturulmak isteniyor” dedi. İdam cezalarının duyulmasının ardından kadınların korkmak yerine mücadelede daha kararlı olduklarını gösterdiklerini dile getiren Mina Askari, “Biz Afganistanlı kadınlar, Werîşe Muradî ve Pexşan Azizi ve hapishanelerde olan diğer tutuklu kadınlarla ortak acılara sahibiz. Bu nedenle dayanışmamızı ifade ediyor ve tüm siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘İranlı kadınlar örnek oldular’
Psikolog ve kadın hakları aktivisti Yalda Ahmed de İran’ı acımasız bir ülke olarak tanımlayarak, “Mücadelelerin çoğunda kadınlar aktif ve değerli bir rol oynuyorlar. Hatta bazı hareketlerde önderlik ediyorlar. İranlı kadınların direnişi ve cesareti dünyadaki diğer savaşçılara örnek oldu. İranlı kadınların direnişi sayesinde kadınlar haklarını aramaya başladı” dedi. Yalda Ahmed, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“İran İslam Cumhuriyeti kuruluşundan bu yana bu savaşçıları daima bastırmıştır. Hepimizin bildiği gibi Jina Mahsa Amini hareketi sırasında çok sayıda genç erkek ve kadın tutuklanarak cezaevlerine ve işkence merkezlerine gönderildi, katledildi. Şu anda İran’ın hapishaneleri yüzlerce kadın savaşçıyla dolu. İran’ın vampir rejimi özel mahkemeler kuruyor ve bu savaşçıları İslam karşıtı ve isyancılar gibi suçlamalarla cezalandırıyor.”
Ortak mücadelenin önemine vurgu yapan Yalda Ahmed, son olarak, “Karşımızda ister mollalar ister Taliban ister cihatçılar olsun savaşacağız ve zafere ulaşacağız,” dedi.
‘Kimseyi susturamazlar’
Nilufar Shoja da İran’da direnen kadınların yanında olduklarını açıklayarak, “İranlı kız kardeşlerim ve biz, başörtüsü adı altında baskının yaşandığı ülkelerde mücadele ediyoruz. Taliban’ın ve cihatçıların ağzından her gün binlerce küfür yağıyor. Werîşe Muradî’nin idam cezasını öğrendiğimde öfkeyle doldum. Sadece kınamak yetmez. Afganistanlı bir kadın olarak, tüm İranlı savaşçı kardeşlerimle dayanışma içinde olduğumu ifade ediyorum. Cesur kadınları idam ederek kimseyi susturamazlar. İran’daki faşist rejimin tarihin çöplüğüne atılacağı gün gelecektir” şeklinde konuştu.
Haber: Baharin Lehib / NÛJINHA