Afganistan’ın çok renkli ve kültürlü yapısının dağıtılmak ve çatıştırılmak istendiğini söyleyen Silsile Nasir, ‘Annem Tacik, babam Peştun ve ben bir Hazaralıyla evlendim. Afganistan bölünürse, ben ve çocuklarım hangi etnik gruba ait olacağız?’ diyerek tepkisini dile getirdi
Afganistan, farklı etnik gruplar, dinler ve inançlarla dolu bir yapıda ve binlerce yıllık bir tarihi bulunuyor. Ülkeye birçok defa saldırı düzenlenmiş, jeopolitik konumumu nedeniyle defalarca işgal edilmiş.
Son yıllarda doğru bir nüfus sayımı yapılmamasına rağmen Afganistan’ın nüfusunun yaklaşık 35,5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Yaygın yoksulluk ve işsizlik olmasına rağmen Afganistan, zengin maden kaynakları nedeniyle zengin ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Ama ne yazık ki devletçi zihniyet nedeniyle bu zenginlik asla halkın yararına kullanılmıyor.
Tüm bileşenler birlikte yaşamaya devam ediyor
Afganistan’da 12 farklı etnik grubun yaşadığı bir yapıya sahip. Önceki yıllara ait istatistiklere göre, en kalabalık etnik gruplar Peştunlar, ardından Tacikler ve Hazaralardır. Farklı zamanlarda halk arasında etnik çatışmalar yaratmaya çalışılsa da Afganistan halkı aynı topraklarda tüm bileşenleriyle yaşamaya devam ediyor. Amerika’nın ülkedeki 20 yıllık varlığı ve onun denetiminde olan hükümet döneminde de etnik ve ulusal sorunlar gündeme gelmiş. Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle, günümüzde kadınlar ve çocuklar üzerindeki baskı artıyor. Afganistan’da artan çatışmaların da etkisiyle çokça tartışılan ülkenin bölünmesi konusunu kadınlar değerlendirdi.
‘Bölünme söylemleri ihanet ve katliamdır’
Bir Hazaralıyla evli olan Silsile Nasir, “Afganistan’ın bölünmesinden bahsedildiğinde aileleri nasıl ayıracaklarını biliyorlar mı? Annem Tacik, babam Peştun ve ben bir Hazaralıyla evlendim. Afganistan bölünürse, ben ve çocuklarım hangi etnik gruba ait olacağız?” diye soruyor. Silsile Nasir, “Bölünmeden bahsedenler doğru bir anlayışa sahip değiller ve sadece patronlarının menfaatleri için böyle konuşuyorlar. Bölünme söylemleri ihanet ve katliamdır, başka bir şey değil,” diyor.
‘Çocuklarımızı kaybetmemizi istiyorlar’
Nurehva Şakur da dört oğlu ve iki kızı olan 60 yaşında bir anne. Nurehva Şakur, “Ben Kandahar’dan bir Şii’yim ve eşim Ghazni’den bir Hazara, o da Şii. Çocuklarım Peştun, Hazara, Tacik ve Özbeklerle evlenmişler. Afganistan’ın bölünmesi benim için bir anlam taşımıyor. Biz, etnik, ulusal, dil ve din fark etmeksizin yaşıyoruz ve tüm çocuklarım eşleriyle mutlular” şeklinde konuşuyor.
Nurehva, sözlerine şunları ekliyor: “Önceki veya mevcut hükümette etnik üstünlük ya da bölünme söylemleri yapan herkes, Afganistan halkına ihanet ediyor ve bu sözlerle bizim kan dökmemizi ve çocuklarımızı kaybetmemizi istiyorlar.”
Haber: Baharin Lehib / NÛJINHA