Dîlok’un yerle bir olmuş ilçelerinden Nurdağı’nda, yurttaşlar kendi yaralarını kendileri sarıyor. Yurttaşların kendi imkanları ile yolladığı yardım tırları mahalleye gelirken, temel ihtiyaç olan AFAD çadırları ise ortada yok
Selman Çiçek
Îslahiye’nin ardından depremin en çok etkilediği ilçelerden biri olan Nurdağı’na doğru yola çıktım. Îslahiye’ye benzer bir tablonun orada da olacağı bilgisi daha gitmeden endişeye düşürmüştü beni. Nurdağı, Îslahiye’ye göre daha merkezi bir konumda idi. Dîlok’un (Antep) Hatay, Osmaniye, Mereş ve Adana’ya açılan kapısıdır. Her gün milyonlarca aracın geçiş yaptığı bir ilçe olmasından ötürü ilçenin Îslahiye gibi ilgisiz kalınacağına ihtimal vermemiştim. Ancak yanıldım. Devletin ilgisizliği burada da kendini göstermiş insanlar enkazlardan yakınlarını çıkarmak için kepçe kiralamak zorunda kalmıştı.
Kepçe kiraladılar
İlçe merkezine gitmeden önce yol üzerindeki kırsal mahallelere gidiyoruz. İlk durağımız eski bir belde olan Sakcagöz. Mahallenin girişindeki ağır hasar gören camisi bizi karşılıyor, camiyi geçtikten sonra yol boyu sıralanan evlerin çoğu yıkılmış. Depremin ilk anında enkazda kalan yakınlarının kurtarılması için devleti beklemişler ancak devletin gelmemesi üzeri mahalle sakinleri kepçe kiralayarak enkazları kendi imkanları ile kaldırmışlar.
Kendimiz çıkardık ellerimizle gömdük
Mahallede yaşayanların çoğu Êlih’ten (Batman) göç eden aileler. Aynı aileden 11 kişi bir enkazdan cansız bedenleri ailenin Denizli ve Adana’dan gelen fertleri tarafından çıkarılıyor. AFAD ekipleri mahalleye gelmeyince mahalleli, kepçe kiralayıp enkazdan yakınlarını çıkardı. Devletten hiçbir destek almadıklarını söyleyen mahalle sakinleri, kendi tırnaklarımızla yakınlarını çıkardıklarını söyledi. Enkazdan çıkarttıkları yakınlarını yine kendi imkanları ile elleriyle defnettiklerini söyleyerek devletin ne çıkarırken ne de gömerken yanlarında olmadığını söyledi.
AFAD çadırları ortada yok
Ardından bir diğer mahalle Gedikli’ye gidiyoruz. Mahalle girişinde mezarlıkta bir kalabalık görüyoruz. Mezarlığa gittiğimizde enkazdan kendi imkanları ile çıkardıkları cenazeleri defnediyorlar. Depremin, sadece evleri değil mezarları da yerle bir ettiğine tanık oluyoruz. Bütün mezar taşları paramparça olmuş, bazı mezarlar ise çökmüş. Mezarlıktan sonra mahalleye gittiğimizde mahalliler AFAD ve devletin ilgisizliğinden şikayet ediyor. Yurttaşların yolladığı yardım tırları mahalleye gelirken temel ihtiyaç olan AFAD çadırı halen mahalleye gelmemiş.
Elektrik ve su yok
İlçedeki en büyük sıkıntı elektrik ve suyun olmaması. Elektirik ve suyun olmaması depremin dışında ekstra bir zorluk yaratıyor. Gedikli sakinleri, sadece su istediklerini söylüyor. Sadece kendileri için değil hayvanların da susuz olduğunu, onların yaşamı içinde suyun elzem olduğunun altını çiziyorlar. Yine hayvanların yemlerinin enkaz altında kaldığını belirterek, onlara saman verememekten yakınıyorlar.
Yıkılmayan tek ev yok
Gediklinin ardından ilçe merkezine giriyoruz. İlçe merkezi girişinde bizleri uzun araç kuyrukları karşılıyor. İnsanlar yerle bir olan ilçeden güvenli yerlere göç ediyor. Yoğun ambulans hareketliliği de ilçe de karışılacağımız tablo için bize önemli bir işaret veriyor. İlçe merkezine girdiğimizde yıkılan evleri bırakıp sağlam kaç ev var diye bakıyoruz. Ancak ilçeyi baştan sona gezmemize rağmen bir tane sağlam ev bulamıyoruz.
Madencilerde arama çalışmasında
İlçede evlerin yarısı yıkılmış durumda. Kalanlar ise ağır hasarlı. Nurdağı’nda diğer merkezlere göre daha fazla AFAD ekibi görüyoruz. Neredeyse her enkazda arama kurtarma çalışması var. AFAD ekiplerinin dışında Taş Kömür İşletmeciliğine bağlı madenciler de arama kurtarma çalışmasına katılmış. Gönüllü gelen insanlar da arama kurtarma çalışmasına katılmış.
AFAD gönüllüsü: Deprem paraları nerede
Gebze’den gelen AFAD gönüllüsü, ilçenin yok olduğunu, evlerin tamamen yıkılacağını söylüyor. 500’e yakın cenazenin çıkarıldığını en az iki bin cenazenin de çıkabileceğini söylüyor. Gönüllüsü olduğu AFAD’ı eleştirerek yıllarca deprem vergisi, deprem yardımı adı altında trilyonların toplandığını bu paraların nereye gittiğini soruyor. AFAD’ın insanlara çadır dağıtacak durumda bile olmadığını, deprem paralarının başka işlere harcandığını iddia ediyor. Her on dakika da bir cenazenin çıkarıldığını, cenaze sayısı çok olduğundan dolayı cenazelerin, moloz taşımak için gelen kamyonların dorselerine doldurulduğunu söyledi.
Cenazeler sokakta bekletildi
Enkaz başında bekleyen bir diğer depremzede ise, üç akrabanın cansız bedenin çıkarıldığını kalan son kişinin de cansız bedenine ulaştıklarını, enkazdan çıkarmaya çalıştıklarını söyledi. Devletin ilk gün yalnız bıraktığına isyan eden depremzede, ilk gün kimsenin kendilerine yardım etmediğini enkazlardan insanları kendi imkanları ile çıkardığını söyledi. Enkazdan çıkardıkları 4 cenazenin bir gün boyunca yerde kaldığını söyleyen depremzede, cenazeleri köpeklerin yememesi için başlarında bir gün nöbet tuttuklarını söyledi.