Uluslararası Af Örgütü, haklarında hapis cezası verilen Gezi Davası tutuklularını “düşünce mahkûmu” olarak ilan etti
Uluslararası Af Örgütü, Gezi Davası kapsamında tutuklu bulunan Osman Kavala ve diğer tutuklulara verilen cezalara ilişkin Beyoğlu ilçesinde bulunun Galata’daki Postane’de basın toplantısı düzenledi. Postane odasında yapılan toplantıya Uluslararası Af Örgütü Kampanyalar ve İletişim Direktörü Tarık Beyhan, Uluslararası Af Örgütü Vekil Direktörü Ruhat Sena Akşener ve Uluslararası Af Örgütü Kurulu’nun Türkiye Şubesi Başkanı Kerem Dikmen ve birçok tutuklu yakını katıldı. Toplantının yapıldığı odaya Osman Kavala ile diğer tutukluların fotoğrafları ve “Gezi yedilisine özgürlük” yazılı pankart asıldı.
‘Düşünce mahkumu’
Toplantıda ilk olarak konuşan Tarık Beyhan, Osman Kavala’nın 5 yıl ve diğer tutuklular olan Can Atalay, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Mücella Yapıcı’nın ise Nisan ayında beri tutuklu olduğunu hatırlattı
Uluslararası Af Örgütü Vekil Direktörü Ruhat Sena Akşener, “Nisan ayında verilen tutuklama kararlarının aslında adil yargılanma koşullarını yerine getirmeden, gerekçesiz biçimde ve kanıtlara dayanmadan verilmiş bir karar olduğunu sürekli olarak dile getirdik. Bu kararımızı almamızda, bu sürecin yıllar içerisinde bu şekilde devam ediyor olmasının elbette ki önemli bir katkısı oldu” diyerek Nisan ayından bu yana tutuklu bulunanların Mücella Yapıcı, Can Atalay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ve Yiğit Ekmekçi’nin yargılandığı davanın Uluslararası Af Örgütü tarafından ‘Düşünce mahkumu’ olarak ilan edildiğini söyledi.
‘Temelsiz suçlamalar’
Gezi Davası’ndaki tutuklamaların ifade özgürlüğünün geldiği noktada açısından önemli bir dava olduğunu belirten Akşener, “Gezi Davası oldukça geniş kapsamda insan hakları savunucularının, toplumun üzerine yöneltilen ifade özgürlüğü açısından yöneltilen baskıların bir göstergesi. Davada oldukça temelsiz suçlamalarla bu kişilerin tutuklandığını görüyoruz. İddianame de hemen hemen hiçbir konuda ortaya konulan somut bir delil olmadan, temelsiz biçimde yapılan suçlamalarla şuan da cezaevindeler” diye konuştu.
Ardından konuşan Kerem Dikmen, dava kapsamında tutuklu bulunanlarla yapmış olduğu görüşmeleri aktardı.
‘Bağımsız yargı yok’
Mücella Yapıcı’nın kızı Cansu Yapıcı ise, annesi ve arkadaşlarının daha önce aynı suçlamalarla iki kez yargılandığını ve sonrasında beraat ettiklerini hatırlatarak, “Yeni yargılama sürecince açık yasak delile ilişkin muhalefet şartı olmasına rağmen, deliller yasak ve kullanılamaz olmasına rağmen yargılamada bulunan hakimlerden ikisinin oy çokluğuyla verdiği kararla ceza verildi. Bu hakimlerden birisi bağımsız yargı ilkelerine aykırı olarak AKP Belediyesi ve 7 yıl avukatlık yapmış bir hakimdi. Burada yine yargılamanın bağımsızlığından bahsedemeyiz” ifadelerini kullandı.
HABER MERKEZİ