Türkiye’de bir gelenek olan “Seçimden kazançlı çıktık” yaklaşımı, her seçim sonrası ortaya çıkan bir argüman. Kimse kaybettik, başarısız olduk demez, başarısızlığa hep bir gerekçe arar. Vatan Partisi Başkanı Doğu Perinçek bile dört muhtarlık kazandıklarını belirtip bu seçimin kazananı olduğunu söylediği yerde elbette seçimin kaybedeni de olmaz. Biz yine de objektif olarak bir seçim analizi yapalım. Yerel seçimlerden sonra nasıl bir tablo ortaya çıktı? Kimler ne kazandı, ne kaybetti? Kürtler nasıl bir sınav verdi? Bundan sonra nasıl bir siyasal tablo bizi bekliyor? Bu soruların yanıtlarını bulmaya çalışalım.
Seçimin kazananları CHP, DEM Parti ve YRP
Bu seçimin tartışmasız 3 kazananı var. CHP seçimlerden açık ara en başarılı çıkan parti oldu. Hem milliyetçi adaylarla, hem sosyal demokrat adaylarla, hem de “kent uzlaşısı” ile kazandılar. CHP, geçen yılki genel seçimlerden çok farklı şeyler söylemeden bu başarıyı yakalamasının altında yatan üç temel etken var. Birincisi, ki bence en önemlisi AKP iktidarının önlenemeyen çözülüşünde görmek gerekir. Çözüm sürecinden sonra güvenlikçi politikalara geçen, olağan hal koşullarında kısmi başarılar elde eden iktidar, geçen yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde istediğini almıştı. Aslında AKP’deki çözülüş o zaman da vardı, herkes ortaya çıkan sonuçlara şaşırmıştı. Peki, neden AKP iktidarını sürdürecek bir oy alabilmişti? CHP’nin cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi oluşu, Meral Akşener’in kaybedecek aday diyerek ortalığı bulandırması sonucu toplum devletin başına bir Alevi’nin gelmesini kabullenemedi. Karşısındaki aday Erdoğan’a kerhen oy verdi. İmamoğlu’nun adaylığında bundan daha büyük bir seçim hezimeti yaşayabilirdi AKP. Bu sefer gittikçe derinleşen ekonomik kriz ile birlikte seçmen, adayın profiline çok bakmadan AKP karşısında en güçlü pozisyonda olan CHP’ye kaydı. Sonuçta CHP, kimsenin beklemediği büyük bir seçim zaferi yaşadı. İç Anadolu’ya, Karadeniz Bölgesi’ne güçlü bir şekilde girmeye başladı. CHP’nin bu başarısının bir nedeni de YRP’nin birçok yerde AKP’yi geriletmesi oldu. Kent uzlaşısı formülü de CHP’nin seçim başarısında bir başka önemli nedendi. Örneğin Mersin’de ortaya çıkan fark bu uzlaşının sonucuydu. Keza İstanbul’da DEM’in aday göstermemesi sonucu CHP birçok yeni ilçe belediyesi kazanarak Büyükşehir Belediyesi meclis üyeliğinde de çoğunluğu almış oldu.
Seçimin bir başka kazananı Yeniden Refah Partisi’dir. Dindar kimliği ağırlıklı olan, AKP’den başka gidecek adres bulamayan seçmen, kendisine yeni bir adres buldu. Fatih Erbakan, babası Necmettin Erbakan gibi muhafazakar mahallede kulağa hoş gelen popülist bir dil kullanıp seçmeni partisine kanalize ediyor. Erbakan soyadı zaten bu çevreler için doğal bir çekim merkezi. Kabul etmek lazım ki, AKP’nin zayıf noktalarını iyi biliyor ve yine kabul etmek lazım ki hitabetini de geliştiriyor. YRP bağımsız bir siyaseti sürdürebilirse sağ-muhafazakar mahallede ciddi bir aktör olmaya aday olur.
AKP-MHP bloku ve İYİP kaybetti
Seçimin bir başka kazananı da DEM Parti’dir. DEM Parti’yi aşağıda daha geniş değerlendireceğimden dolayı seçimin kaybedenlerine de kısaca bakalım. Açık ara seçimin kaybedeni AKP-MHP blokudur. Bunca devlet kaynağını ve gücünü kullanmasına rağmen birçok şehir ve ilçeyi kaybettiler. Gerçeklikten kopuk, halk bizden başka adres bulamaz mantığının ötesine geçemediler. Ekonomik çöküşü, yarın bahar olur söylemi ile geçiştirdiler. İşi her zamanki gibi dış politikada gerilim ve güvenlikçi siyaset çizgisinde sürdürdüler. Geçen yılki seçim sonuçlarını yanlış okudular. Ayrıca İYİP, Zafer Partisi gibi seküler milliyetçiliğin kalesi olmaya çalışan partilerin miadını başlamadan doldurduğunu da söylemek mümkün. Türk sosyalistleri ise seçimin bir başka kaybedenleri idi. Hatay’da Defne ve Samandağ ile Dersim içine sıkışmış halleri devam etti. Ne Kadıköy’de ne de DEM desteğine rağmen Gebze’de kayda değer bir başarı elde edemediler.
Kürtler kazandı ama…
Gelelim Kürtler ve DEM Parti’ye. Televizyonlarda yer bulamayan, her zamanki gibi meydanlarda kriminalize edilen, seçmen taşıma hileleri ile uğraşan DEM Parti, buna rağmen birkaç yer hariç istediği sonuçları aldı. Zafer sarhoşluğuna kapılmadan aklıselim ile başarısız olunan yerler üzerinden bazı analizler yapmak mümkün. Örneğin Ağrı Patnos. 2019 seçimlerinde ikinci sıradaki AKP’yi ikiye katlayıp %45 civarı oy almıştı HDP’li Emrah Kılıç. Bu seçimde ise DEM Parti %17,79 ile ancak 4. parti olabildi. Bu dramatik kaybedişin nedenlerinden en önemlisi, önceki belediyenin adam kayırmacılıktan tutun felaket bir belediyecilik anlayışına kadar süren yetmezliği. Halk dürüst belediye başkanı istiyor ve bunun yanında kente değer katan belediyecilik. DEM’li başkanların önünde çok önemli bir süreç var. Doğru belediyecilik yaparak gelecek seçimde DEM Parti’nin çok önemli bir role soyunmasını sağlayabilirler.
Üzerinde düşünülmesi gereken bir yer de Dersim. Dersim’in önemi misyonundadır. Seçimden önce ısrarla Dersim’in DEM Parti öncülüğünde bir ittifakla seçime girmesini savunmuştum. Bugün ortaya çıkan tablo, o sözlerimin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. İttifak olarak girilen seçimde dahi zor bela kazanıldı. Aksi halde Dersim Belediyesi CHP’ye geçecekti. Daha ötesi Dersim ilçelerindeki başarısızlığın nedenleri ciddi tartışma süreçlerinden geçirilmeli. Keza Urfa’da YRP’nin güçlü bir aday ile seçime girmesi DEM için önemli bir fırsat yaratmıştı. 2023 genel seçimlerinde HDP Urfa’da %24,85 oy almışken bu parçalı ortamda %21’de kalması başarısızlıktır. Seçmene DEM’in kazanabilecek aday olduğu yeterine anlatılamadığını düşünüyorum. Ayrıca YRP adayına bu yüzden ve akrabalık ilişkileri üzerinden oy kaydığını söylemek de mümkün.
Seçmen taşıma hırsızlığı ve Şırnak
Kars, Bitlis ve Şırnak ise seçmen taşımaya hileleriyle resmiyette kaybedilmiş olsa da Kürt halkının gönlünde kazanılan yerlerdir. 2018 milletvekili seçimlerinde Şırnak Merkez’de HDP %54 alırken AKP ise %26’da kalmış. 2019 yerel seçimlerinde Şırnak’ta seçmen taşıma hilesi yapılmış, bunun sonucunda AKP %65’e çıkmış, HDP ise %35’e düşmüştü. 2023 milletvekili seçiminde seçmen taşıma hilesi yapılmamış Şırnak merkezde Yeşil Sol Parti %48’i geçerken ne tesadüf AKP %33’lerde kalmıştı. Ve şimdi eski hileye tekrar başvurularak AKP %47.58 yükseltilerek halkın iradesi gasp edilmiştir. Şırnak gibi politik bir yerde AKP’nin sırası ile aldığı oylar şöyle: 2018 %26, 2019 %65, 2023 %33, 2024 %48. Bu düşüş ve çıkışlar arasındaki farklar Türkiye’nin hiçbir yerinde yaşanmamış durumda. Kars ve Bitlis ile birçok ilçedeki AKP kazanımları Şırnak örnek alınarak hayata geçirildi. Muş, Mersin/Akdeniz gibi kazanımlar çok önemli elbette, kaybedilen veya dramatik oy düşüşü yaşanan yerlerin üzerinde de önemlice durmak gerekiyor deyip bu duruma en uygun yer olan Adıyaman üzerinden devam edelim.
Adıyaman’da büyük kırılma
Seçim sonrası en çok konuşulan şehir, memleketim olan Adıyaman (Semsûr) oldu. AKP’nin hezimeti, CHP’nin oylarının yarısını almış olması, doğal olarak gözleri Adıyaman’a çevirdi. Öncelikle Adıyaman için bilinen yanlışları düzeltelim. Adıyaman’a ilçe ve köyleri de eklersek nüfusun yaklaşık 75’i Kürt. Türkmen ve az da olsa Ermeniler de var. Alevi nüfusu, merkez ve merkeze bağlı köylerde yoğun. Kahta’da iki Alevi köyü var. Hem merkezde hem de Kahta’daki bu köylerdekiler Alevi/Kürt. Gölbaşı’nda ise hatırı sayılır Alevi/Türkmen var. Adıyaman’da din geleneksel yaşanır. Örneğin Ramazan’da ziyaret ettiğim oruçlu arkadaşım bana çay demler, sigara ikram eder. Ramazan ayında bütün lokantalar açıktır. Eskiden birkaç istisna olurdu ama son zamanlarda durum böyle. Kimse kimseye “Oruçlu musun?” diye sormaz. Alevi-Sünni, Türk-Kürt evlilikleri yoğundur, kirvelik yaygındır, beraber ticaret yaparlar. Sanılanın aksine Menzil’in Adıyaman üzerinde siyasal olarak ciddi bir etkisi yoktur. Ekonomik olarak da bir faydaları bulunmaz. Kendi otobüs firmaları ile müritleri gelir, Menzil köyündeki kendi otellerinde veya dergahta kalırlar. Alışverişlerini o köydeki marketten yaparlar. Diğer tarikatlar yaygın ve yer yer seçmen tercihlerinde etkin olabiliyorlar ama her eve, her köye gidip seçim çalışması yürütebilirsiniz. Yine bilinenin aksine IŞİD bombacılarının Adıyamanlı olması nedeniyle IŞİD ve Adıyaman yan yana çok getirildi. Oysaki IŞİD’e katılım Türkiye ortalaması civarındaydı. Aslında Adıyaman kozmopolit bir şehir.
Uzun zamandır AKP siyasetine hapsolmuş Adıyaman’da ne oldu da iktidarın oyları yarı yarıya düşüp iktidar seçimi kaybetti? Deprem, Adıyaman’ı yerle bir etti. En geç yardımın ulaştığı şehirdi. Depremin acıları tazeyken iktidarın sözlerinden ve çaresizlikten beklentiye giren halk 2023 seçimlerinde iktidara tekrardan oy verdi. Geçen süre zarfında Adıyaman bir harabe olarak kaldı. Halkın tepkisini görmezden gelen iktidar TOGG arabası ile Adıyaman sokaklarında şov yaptı. Adeta deprem mağduru bir kent ile alay ettiler. Bütün bunlara rağmen böylesine büyük bir yenilgiyi kimse beklemiyordu. AKP karşısında CHP’nin milletvekili bir adayla (Abdurrahman Tutdere) seçime girmesi, alternatif tek aday oldukları konusunda toplumu ikna etmesi, örgütlü çalışması sonucunda AKP’ye ders vermek isteyen bütün partilerden insanlar CHP’ye oy verip bu sonucun doğmasını sağladılar. Bir nevi Türkiye örneği gibiydi. Peki, bunlar olurken Adıyaman’da DEM Parti ne yaptı?
2011 milletvekili seçimlerine bağımsız adaylar ile giren Kürtler Adıyaman’da %6 civarında oy aldı. Bu oy önceki bütün seçimlere benzer bir sonuçtu. 2015 seçimlerine doğru giderken IŞİD barbarlığı, Kobani’deki süreç ile birlikte daha önce CHP’ye yoğunlukla oy veren Aleviler akın akın HDP’ye sığındılar. Sünni Kürtlerde de bir akış oldu. Böylece 2015 seçimlerinde Kürtler HDP çatısı altında tarihin en yüksek oyu olan 70.947’yle %22’63’e ulaşıp 2. vekili kıl payı kaçırdılar. Bu yükseliş, yerelden daha çok, geneldeki gelişmelerin sonucuydu. HDP-YSP Genel Merkez ve Adıyaman taşra teşkilatı bu süreci doğru okuyamadı. HDP’ye gelen bu oylar yarı emanetti ve kalıcılaştırılması için uygun politikalara ihtiyaç vardı. Yereldeki kadro eksiklikleri, Genel Merkez’in Adıyaman sosyolojisini doğru tahlil edememesi, yereldeki yanlış stratejiler sonucu sürekli erime yaşandı. 2018 Haziran genel seçimlerinde %15.4’e düştü. Yine de partiden gidiş vardı ama hâlâ umut da vardı. 2019 yerel seçimlerine ittifak ile gidildiğinden düşüşün hızı ölçülemedi. 2023 Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde Adıyaman genelinde oylar %12’ye merkezde ise %16’ya geriledi. Ve son yapılan seçimlerde merkezde oylar 2,66, il genelinde ise 5,97 ile dramatik şekilde dibi gördü. 10 yıl önce 2. vekilliği kıl payı kaçırmaktan dolayı üzülürken bugün AKP’nin kaybetmesine sevinebiliyoruz. Evet, yerel seçimlerde seçmen iki güçlü adaya doğru yönelir. Ne var ki bu seçime özgü olmayan, 10 yıldır sürekli düşen bir oy grafiği var. Adıyaman için iyi bir çalışma şart. Yeni İl Başkanı Hüseyin Coşkun genç bir avukat, çalışkan ama bir anda seçimi kucağında gördü. Yönetim olarak çok fazla yapacak bir şeyleri yoktu. Adıyaman kaybedilmek istenmiyorsa DEM Genel Merkezi son 10 yıldaki zirveden dibe düşüşe kadarki süreci doğru okumalı ve dışarıdan aday dayatmamalı.
Sonuç
Tüm bu veriler ışığında 2028 seçimlerine kadar beklenilmeyeceğini, 2-3 yıl içinde bir seçimin olabilme olasılığının yüksek olduğunu söyleyebiliriz. CHP eğer iktidar olmak istiyorsa yapacakları belli ve önleri açık. Demokrasiyi savunacak, Kürtlerle ve onun partisi DEM ile işbirliğinden kaçınmayacak, güvenlik politikalarının karşısında duracak, yerel yönetimlerdeki iktidarını düzgün yapacak, gelen bu oyların emanet oylar olduğunun farkına varacak olursa ilk seçimde iktidarın en güçlü adayı olur. DEM Parti ise kazandıkları yerlerdeki doğruları, kazanamadıkları ve oylarının ciddi şekildeki düştüğü yerlerdeki yanlışları doğru okursa önümüzdeki seçimin açık şekilde iktidar belirleyicisi olacaktır. Şimdiden kolları sıvama zamanı.